"Rahatınıza bakın Bay Murphy."
Düşman üssündeyim! Büyükbaba Birty, ruhu şad olsun, eminim şu an benden nefret ediyordur. Ben büyük bir başarısızlık örneğiyim. Lanet olsun! Ellerimle kafamı sıkıştırıp hayıflanırken burnuma dolan güzel kokular eşliğinde omuzuma dokunan elin sahibine baktım.
"Eğer daha iyi olacaksanız Bay Murphy, çilingir gelip kapınızı açtığında burada olan her şey hiç yaşanmamış gibi benden nefret etmeye devam edebilirsiniz. Artık ne olacaksa?" dedi ve sanat gibi olan kıkırtılarından birini daha serbest bıraktı. "Size Japon usulü çay yapmama ne dersiniz Bay Murphy?"
Ellerini suratımın önünde salladı. Tepki vermeye çalışsam dahi tutulmuş gibiydim.
"Suratımda bir şey mi var?"
"Gülümsemeniz." Sönük fısıltım ancak benim kulaklarıma ulaştığında yanaklarım ısındı. Ne düşündüğüm hakkında hiçbir fikrim yoktu.
"Bay Murphy?"
"Ha?"
Kafamı iki yana salladım. Sanki bir uykudan uyanmış gibiydim. Bana tek kaşı havada beklentiyle bakarken kaşlarımı çattım. Bu büyücünün evinde duramazdım! İlk andan beni gafil avladı. Beni kolay hedef gibi mi görüyor? Bu iyi çünkü onu bir daha ki sefere ben avlayacağım!
"Bekleyin ve görün Bay Cherry!"
"Geri döndünüz demek. Ah, pekala. Çay?"
"Kalsın!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
murphy's birthday | bxb
Conto[✔️] tamamlandı | bxb Beyaz teninde kirazları taşıyor, saçları bir meleğin kanından içmiş gibi. Gözleri her zaman gülümsüyor ve bakışları sanki ardımı görüyor. Küçük bir adam olduğumu düşünüyor ve beni gölgesinde tutuyor. Ben ise sayılı günlerde ona...