#4

52 6 5
                                    

Bloody Night'tan

     Gerçekten çok canım acıyordu. Baltası gerçekten karnımızı yarmıştı. Eğer Aron bize yardım etmeseydi hepimiz ölecektik. Aşırı kan kaybettik. Keşke aramızdan birinin iyileştirme gücü de olsaydı. Ama bir gün... bir gün kesinlikle o yavşağa gününü göstereceğiz.

     Kendimizi biraz daha iyi hissedince Harmony ve Earl'ün evine gittik. Çünkü evleri genişti ve rahattı.

     Bize yiyecek ve içecek ikram ettiler. Televizyon seyrettik, birbirimize korku hikayeleri anlattık ve Doğruluk mu Cesaretlik mi? oynadık. Bu oyun gerçekten zevkliydi. Birkaç sır duymak ve garip şeyler yapmak fena değil.

     Eğlencemiz bitince saat 04.24'tü. Yavaş yavaş uykumuz da gelmeye başlamıştı. Earl geceyi onlarda geçirebileceğimizi söyledi. Biz de kabul ettik ve uyuduk.

     Başım yastığa deydiği anda uykuya daldım. Rüyamda elfe benzeyen bir çocuk vardı. Biraz tanıdık geliyordu. Ormanın derinliklerindeydik ve hiçbir şey söylemeden ve yapmadan öylece gözlerime bakıyordu. Ama rüyamdaki en garip şey bu değildi. En garip şey ablam ve Teğmen Tyler'ın öpüşmesiydi.

     Bir anda birinin bana baktığını hissederek uyandım. Ablam yere oturmuş beni seyrediyordu. Hemen doğruldum ve "Ne yapıyorsun?" diye sordum. Bir süre bakmaya devam edip "Seni izliyordum." diye karşılık verdi. "Neden?" diye sorduğumda ise omuz silkti. Gözlerimi devirip gözlüğümü taktım ve diğerlerini uyandırdım. Sırayla tuvalete girip çıktık ve herkes işini görünce birşeyler atıştırıp temiz hava almaya çıktık. Birlikte bir evde toplandığımızda hep bu rutini uygularız.

     Herkes bir yerlere dağıldı. İçimden bir ses ormana gitmemi söylüyordu. Ben de öyle yaptım. Ormana gittim ve sanırım fazla derinlere gittim. Tam geri dönecekken fısıltılar duydum ve kendimi korumak için kanatlarımı çıkardım. Etrafıma bakındığımda kimse yoktu. "Orada biri mi var?" diye seslendim. "Evet." diye bir cevap aldım. Biraz korkmuştum. "Kim?" diye sordum. Cevap gelmedi ama bir çocuk ortaya çıktı. Bir elfe- aman tanrım bu rüyamda gördüğüm çocuk! Ve... evet onu tanıyorum bu Ben Drowned! Tıpkı rüyamdaki gibi bana bakıyordu. Bana daha da yaklaştı ve "Beni tanıyor musun?" diye sordu. Ürkek bir şekilde "S-Sanırım evet..." diye cevap verdim. "Sen kimsin?" diye sordu bu sefer. "Adım Bloody Night. Sen de Ben Drowned olmalısın?" dedim. Gülümsedi ve "Bu gerçek ismin değil, değil mi?" diye sordu. Aman tanrım bu çocuk çok tatlı! "Sana söylemek zorunda değilim." diye karşılık verdim. Gülümsemeyi bıraktı ve "Umrumda değil." diyerek gitti.

     Onu takip ettim. Olabildiğince sessiz bir şekilde takip ediyordum. Sanırım arkasında olduğumu biliyordu. Buna rağmen durmadım ve takip etmeye devam ettim. En sonunda durdu ve arkadını döndü. "Neden beni takip ediyorsun?" diye sordu. Doğrusu cevabı ben de bilmiyordum. Dürüst olarak "Bilmiyorum." dedim. Çocuk hiçbir şey olmamış gibi yoluna devam etti.

     Yaklaşık 3 dakika sonra bir kulübenin önüne geldik ve o içeri girdi. Onu takip etmeyi bırakmadım ve içeri girmeye çalıştım ama kapıyı suratıma kapattı. Sonra kapının altından bir not attı. Onu elime aldım ve okumaya başladım.

Sevgili olmayan Bloody Night;

      Artık peşimi lütfen bırak!!! Benimle derdin ne?! Eğer gerçekten bir derdin varsa yarına kadar bekle. Bana o zaman söylersin. Şu an konuşamam çünkü işim var. Şimdi defol!

                                      Ben Drowned

     Onunla bir derdim yok ama gideceğim. Sanırım ilk karşılaştığımız yerde olmam gerekiyor. Aynı saatte orada olacağım.

     Ağaçların üstüne kadar uçtum ve bayağı bir uzaklaştığımı fark ettim. Geldim yöne doğru hızla uçtum ve sonunda ormanın başını buldum. Yavaş yavaş alçaldım ve yere değince kanatlarımı kaldırıp Harmony ve Earl'ün evine yürüdüm.

Bloody SistersHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin