zéro

1.2K 111 301
                                    

"Hadi Harry!"
Harry kendisini çekiştiren ablasının onu sürüklemesine izin vermeden önce yutkundu. Gemma ondan 4 yaş büyüktü ve bu yıl üçüncü sınıf olacaktı. Harry ise 10 yaşındaydı, bir büyücü olacak olsa bile mektubunu bir yıl sonra bekliyordu.

"Önce Gringotts'a gidip bizim paramızı büyücü parasına dönüştürmemiz lazım." Harry farklı bir para birimine alışmak istemiyordu. Ablası gibi cesur ve atılgan değildi, hiç tanımadığı bir dünyaya girmek onu geriyordu. Ailesinde ablası dışında bir cadı ya da büyücü de yoktu hem. Harry gidip yeni insanlarla tanışmak da istemiyordu.

Harry yanından geçen onlarca insan arasında çok yabancı hissediyordu. Kendi üzerinde kot pantolon ve ince tişört varken insanlar koyu giyinmişlerdi çoğunlukla. Ve ayrıca üstlerinde ablasının okulda giydiğine benzer uzun pelerinler vardı.

Ablası elinden tutarak onu ilerletirken Harry dükkanları ve insanları inceliyordu. Kazanlar, evcil hayvanlar, uçan süsler, süpürgeler... Harry süpürgelerden birinde gözünün kaldığını inkâr edemezdi. Ama bırakın Quidditch oynamayı, o uçabileceğinden bile emin değildi. Gemma'nın anlattığına göre Quidditch fazla tehlikeli ve vahşi geliyordu. Ve Harry zaten yüksekten korkuyordu.

Eskimiş beyaz bankadan içeri girerlerken gerçekten heyecanlanmıştı. Etrafta yürüyen minik insanlar gözüne çok tatlı görünüyordu. Boyutlarına çok tezat kaçan fazla ciddi ve agresif yüz ifadeleri vardı.
"Burada bekle."
Ablasının emrine kafasını sallayıp etrafı izlemeye koyuldu, Gemma yüksek kahverengi masalardan boş olana ilerliyordu. Harry bu masaları da çok abes bulmuştu. Adamlar cin cüceydi. Neden kendi boylarından üç kat uzun bir şeye tırmanıyorlardı?

"Selam, sen de mi birinci sınıfsın?"
Yanında duran ve ona sırıtan kısa saçlı çocuğa döndü. Kafasını sallayıp çekingence elini uzattı.
"Harry."
"Shawn."
Nazik bir el sıkışmadan sonra çocuk heyecanla sordu.
"Hogwarts'ta okuyorsun değil mi? Sence ne olacaksın?"
Harry yavaşça omuz silkti. Binalar hakkında çok bir şey bilmiyordu. Hem binanı seçtiğini değil, binana seçildiğini sanıyordu.

"Binamızı biz mi seçiyoruz?"
Harry kafası karışmış bir şekilde sorduğunda yeni arkadaşı dalga geçti.
"Hayır şapşal. Seçmen Şapka tarafından seçiliyoruz. Ama bence ben Gryffindor olacağım. Yürekliyim, cesurum ve atletiğim."
Harry kafasını sallayarak onayladı. Onu tanımadığı için yorum yapamazdı ama ablasını bu sıfatlara uydurabiliyordu.

"Belki de Ravenclaw olurum. Zeki ve yaratıcı olduğumu düşünüyorum. Ama bireysel takılmayı pek sevmem."
Kısa saçlı oğlan bundan hoşlanmadığını belirten bir yüz ifadesi yapınca Harry gülüp yine kafasıyla onayladı.
"Ah, belki de Slytherin olurum. Çok asil bir bina biliyor musun? Kıvrak zeka, azim ve herkes arasında oluşan o kardeşlik... Tanrım, umarım Slytherin ya da Gryffindor olurum."

Harry tek kaşını kaldırıp sordu.
"Bir bina daha yok muydu?"
Shawn elini havada sallayıp dudağını büzdü.
"Hufflepuff mı? Hadi ama dostum, kim Hufflepuff olmak ister ki? Aşırı duygusallar, üstlerine basıp geçebilirsin, neredeyse hiçbir şey ifade etmiyorlar. Cidden, Hufflepuff'ı daha az umursayamazdım."
Pekâlâ, Harry bunları öylece kabullenmeyecekti.

"Her binanın iyi yönlerini sayıp Hufflepuff'ın neden sadece kötü yönlerini sayıyorsun ki? Newt Scamander ve Cedric Diggory'nin hayatını okudun mu sen hiç? Okumadıysan da birinci sınıf kitapları arasında Bay Scamander'in kitabı var, hiç de hiçbir şey ifade etmiyor gibi durmuyor."
İçindeki pasif agresif yanı ortaya çıkarken kızıp kollarını önünde birleştirdiği sırada ablası yanlarına gelmişti.
"Vay canına, minik kardeşim arkadaş mı buluyor!?"
Harry Gemma'ya kötü olduğunu düşündüğü bakışlar atıp kafasını çevirdi.

Olması gerekenden bir yaş küçük olabilirdi ama minik değildi.
"Haydi kitaplarımızı alalım. Arkadaşına veda et."
Harry sinirlendiği için Shawn'a yalnızca el sallayıp ablasıyla çıkışa doğru yürüdü. Arkadaşı da ona el sallamıştı.

"Ollivander's boş duruyor, önce asanı alalım."
Harry heyecanla kafasını salladı. Kendisini bir rüyada gibi hissediyordu. Yıpranmış camlı tahta kapıdan girip raflardaki yüzlerce kutuda gözlerini gezdirirken alt dudağını ısırıyordu, çok heyecanlanmıştı.
"Merhaba, küçük dostum! İkinci bir Styles görmek ne mutluluk verici!"
Harry beyaz saçlı yaşlı adama dönerek gülümsedi.

"Merhaba efendim."
Yaşlı adam hemen arka raflara yönelip elinde siyah bir kutuyla döndüğünde Harry'nin resmen elleri titriyordu.
"11. Yaş gününüze daha aylar yok mu Bay Styles?"
Yaşlı adam koyu renkli bir asayı kutusundan çıkartırken tek kaşını çatarak sormuştu.
"Doğru. Davetiye geldiğinde biz de şaşırdık."
Asa ustası elini havada sallayıp genç çocuğun omzuna vurdu.
"Hogwarts yaptıysa bir bildikleri vardır. Hadi, bir dene."

Harry elindeki asayı inceleyip kafasını salladı. Ve hafif bir hareketle boşluğa doğrulttu. Raflardan biri alev alırken ablası kendi asasını çıkartıp söndürmüştü. Yaşlı adam temkinli ama çevik bir hareketle genç oğlanın elindeki asayı alıp kutusuna koydu.
"Belli ki bu değil."
Gözleriyle rafları tarayıp genç büyücü için daha uygun bir asa ararken gözüne takılan tahta kutuyla masanın üzerine çıkıp kutuya uzandı ve çocuğa doğru uzattı.

Harry uzanarak onun uzattığı kutuyu alıp zarar vermemeye çalışarak açtı. Tam sallayacaktı ki ablası tarafından durduruldu.
"Bu sefer rafları hedef almamaya ne dersin?"
Harry gergince gülümseyip cama döndü. Asasını salladığı an dükkanın tüm camlarının büyük bir gürültüyle parçalara ayrılmasına sebep olmuştu.

Defalarca özür dileyerek asayı hemen masaya bıraktı. Bay Ollivander sorun olmadığını söyleyerek çocuğun saçlarını sevdi ve aklına o an gelen asayla dükkanın içlerine koştu. Harry ağlamak istiyordu, bir asa seçecek diye adamı işinden edecekti neredeyse.
"Çam ağacından yapılmış bu asa yaratıcı bir şekilde kullanılmayı sever. Bir kural olarak ejderha kalbinin en hassas telleri, asaya güç verir ve en gösterişli büyüleri yapmaya elverişli hâle getirir. Ejderha asaları diğer asalara göre daha hızlı öğrenir. 30 santimetre uzunluğunda ve kırılgan bir asa. Bir de bunu dene bakalım."

Harry asayı eline alınca gerçekten bağlandığını hissetmişti. Asayı salladığında bu sefer bir şeyleri yıkmak yerine etrafında güzel kokulu pembe bir bulut oluşturmuştu. Bunu nasıl yaptığı konusunda hiçbir fikri yoktu ama çok hoşuna gitmişti.

Bay Ollivander güçlü bir büyücüye en uygun asayı bulmanın mutluluğuyla dolup taşarken Gemma dükkanında oluşan hasar ve asa için ödeme yapmıştı. İki kardeş adama bir kez daha teşekkür etmiş ve zararı için özür dileyerek tekrar Diagon Yolu'na çıkmışlardı.

Interdites |One Direction X Hogwarts|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin