Acele etmeye gayret ederek makyaj masamda olan her şeyi geniş kol çantamın içine süpürdüm.Komidinin üzerinde ki birkaç ders kitabını da gelişi güzel çantama koydum.Okulumun pileli eteğinin pilelerini düzeltmeye çalışırken boy aynasının karşısına geçtim.Kahverengi,uzun,dalgalı saçlarımı geriye savurup aynada ki aksime göz gezdirdim.Beyaz tenimin üzerinde kırmızı dudaklarım en dikkatimi çeken şey oldu.Dudağımı hafifçe ısınırken aynanın karşısında harcayacağım kadar geniş bir zaman olmadığını hatta aksine okula yetişme konusunda eksilere düştüğümü anımsadım.Kapının önünde duran taksinin de korna sesini duyunca pencereye yöneldim.Taksi şoförüne "Bir dakika." işareti yapıp tam odamın kapısından çıkacakken pencerenin yanında duran,devasa boyutlarda olan kirli sepetime çorabım takıldı.Bir an önce okula varmak isteyen ben,ileri doğru atılınca da kaçan yerin hızla yukarı ilerlemesini ben bile hissettim.Kaçan yere bakma gereksinimi dahi duymadan kıyafetlerim için yaptırdığım odama girdim.Gömme dolaptan bir çekmece çekip içinden paketli çorabı aldım ve koşar adımlarla odadan çıktım.Merdivenlerden inip bulunduğum katı ve ardından da evi terk ettim.Aceleyle elime aldığım kısa deri ceketi taksinin içine atıp arka koltuğa yerleştim.Okuduğum kolejin ismini söyleyip çantama uzandım.Çantamdan ince çorabımı çıkarıp paketini açtım ve giymeye başladım.Evet,buna şaşırtabilirsiniz.Ama acelem varken verebileceğim en az frikiği vermeye çalışarak ve birazda oturduğum yerde şekilden şekle girerek çorabımı giydim.Kafamı kaldırıp dikiz aynasına baktığımda o şaşkın gözlerle karşılaşacağımı zaten biliyordum.Açıklamaysa belki daha sonra,bir gün ya da bu adamla neden karşılaşacaktım ki.Kendimi haklı bulduğum zamanlardan birisiydi şu an ve haklı hissettiğimde açıklama yapmazdım.Gozlerimi devirdim.Araba kullanırken nasıl bu kadar uzun süre kaşlarını çatıp bana bakabilirdi ki.Asıl onun yaptığı yanlış!!
Ben aklımdan dünya üzerinde yaşanan birçok olaya sitem ederken,ki yani bu benim için havadan sudan kendi kendime muhabbet etmek,taksi durunca okula geldiğimi anlayıp parayı uzattım ve dışarı atıldım.Ceketimi ve çantamı elime alıp hızlı adımlarla güvenliği geçtim.Okulun çimlikteki uzun patikasından geçip içeri girdim.İçeride de dışarıda olduğu gibi kimsenin olmadığını görünce çoktan zilin çaldığını idrak edebildim.Uzun koridoru geçip bana dik dik bakan ve bu şekilde sabah sabah beni rahatsız eden nöbetçi saçmalıklarından kafamı çevirdim.Bu okulda nöbetçi öğrenci olmak demek dedikodu malzemesi bulmak için girişe radar olarak konmak demekti.Aşağı kattaki resim ve müzik sınıfı katına gittiğimi gördükleri için ilk malzeme ben olabilirdim."Karya ilk ders yine şu ıssız ilk kata indi." Birkaç koridorda ilerleyip merdiven indikten sonra işte.Toz kokusunu içime çektim.Evet,şimdi ikinci evimdeydim.Hemen sağa dönüp koridorun sonunda ki sağda kalan oda müzik odası karşısında ki ise resim.Müzik dersini herkes sınıfında işlediği için burası kullanılmıyor.İçeri girip geniş masanın üzerine çantamı ve ceketimi savurdum.Piyanonun başına geçip uzun taburesine uzandım.Saçlarım ani hareketimle yere doğru tabureden sarktı.Yok yazılmayı umursamadan saatlerce burada kalabilirdim.Tavana gözlerimi dikip düşünmeye başladım.Bu okulun insanları neden her hareketimden korkuyordu?
Oysa ben ne korkulmayı, ne de popüler olmayı istemiştim.Sadece yanlış yapanlara haddini bildirmeyi ve istediğim gibi davranmayı seviyordum ben.Ama kendi sınırlarımın içinde hareketlerdi bunlar.Ben sınırsız bir kız değildim.İçimde her şeyin mantıklı bir açıklaması vardı.
Bir milyonuncu kez bu düşünceyi yine yarıda bırakmaya karar vererek yattiğım yerden pozisyonumu bozmadan piyanonun tuşlarına tek elimle uzandım.En sevdiğim parçalardan birini çalmaya başladım.Bu parça ne hüzünlü ne de şenşakrak bir yapıdaydı.Tek bir manzarayı,kareyi anımsatıyordu.Herkese farklı kareler.Benim aklımda ise hiçbir şey.Bu durum tuhaftı,hiçbir şeye uyduramıyordum bu parçayı.Piyano çok güzel çalıyordum,bu parçayı da tabi.Aklıma bir kare getirmek istediğim için tekrar ve tekrar çalıyordum.Ne kadar uzun zaman çaldığımı bilmiyorum ama belki on dakika sonra birisi bakıştığım tavanla arama girdi.Şaşkınlıkla gözlerimi kırpıştırıp algılamaya çalışırken üzerime eğilmiş yüzümü inceleyen surata konsantre oldum.Kaşlarımı çatıp yüzüme yakın yüzünü incelemeye başladım.Direk orantılar gözüme çarptı,muhteşem,keskin orantilar sahip bir erkek yüzü,beyaz ten,muzipçe gülen,göz alıcı,kırmızı dudaklar ve koyumavi gözler,ok gibi,uzun,sisli bakmasını sağlayan kirpikler ve biçimli kaşlar,hafif dağınık siyah,düz,dağınık olmasına rağmen estetik bir şekilde düzenli görünen saçlar.Sanki dünyadaki diğer erkeklerin model alması gereken bir numune gibi duruyordu.Ben piyano çalmayı bırakınca birden konuştu."Evet,şu kötü kız sensin." Hâlâ muzipçe gülümsüyordu.Tek kaşımı kaldırdım,bana böyle yaramaz bir yetiskin edasıyla gelmesini istemedim birden.Üstelik sesi de lisede olmasına rağmen fazla oturmuş ve karizmatikti."Kimsin?" dedim,doğrulup.Ben doğrulurken o da doğruldu.Boyu da muhtemelen 1.85 civarındaydı.Su sporlarıyla ilgilendiğine kalıbımı basabilirdim.Ben herzaman herkesi böylesine irdelemedigim için kendime bir an şaşırdım.Gözlemlemeyi bitirip sorumun cevabını bekledim."Ben de kötü adam." dedi ve alayla gülümsedi.Ne saçmalıyordu bu şimdi.Hem fiziksel açıdan iyi hem de gıcık.Yani en çekilmezi."Ne işin var burada?" dedim,ilk sorumdan vazgeçerek "Sürekli aynı parçayı tekrar ediyorsun güzelim."dedi.
"Yani?" dedim.Muzip gülümsemesi bir giysi gibi çıkarıp fırlattı ve normal ifadesiyle ciddi,sisli bakışlarını takınmış oldu.Gözlerimi istemsiz kırpıştırdım.Yoksa bu gülümseme bir maske miydi? Ya da şöyle demeliyim "Neler oluyor??"
![](https://img.wattpad.com/cover/24168141-288-k971710.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GERÇEKBEN
Ficção GeralKısa Tanıtım: Asıl kızımızın adı Karya.Tüm insanların çekinerek baktığı şu meşhur kötü kızlardan.Bedel ödetmeyi kendi kuralı haline getirmiş. Asıl erkek karakterinin ismi ise Ahver.Tepesi mütemadiyen atan ve o anlarda elinden geleni feci şekilde ar...