III. Bölüm | Hadi Civciv!

36 3 0
                                    


Bir süre daha sarıldıktan sonra artık dayanamayıp, "Yetmedi mi?" dedim dişlerimin arasından.

Arkadan kızın yüzüne baktığımda bana 'kızım seni öldürücem' bakışları attığını farkettim. Aramızda kalsın ama biraz korkmadım değil o bakışlardan.

Berk bana gülüp sonunda bedenimi kollarından ayırdıktan sonra, "Bu daha başlangıçtı. İddianın asıl amacı da sana istediğim elbiseyi giydirebilmekti. Çünkü itiraz edeceğini biliyordum. Gel gidiyoruz." diyerek yürümeye başladı.

"Of!" dedim arkasından bağırarak. Zamanı nasıl geri alıyorduk? Ya da alabiliyor muyduk?

Bana doğru dönüp, durdu ve, "Mızmızlanma. Bak insanlar sana bakıyor." dedikten sonra tekrar arkasını döndü. Ben de büyük adımlar atarak ona yetiştim ve onunla aynı hizada yürümeye başladım.

Bir dükkanın önüne geldiğimizde dükkanın ismine baktım. Gizemle alışveriş merkezine girip de pahalı olduğu için giremediğimiz mağazalardan biriydi. Berk çoktan dükkana girmiş, sanki ilk adımını atacak bebeğini bekler gibi beni bekliyordu. Bir süre daha gelmemi bekledikten sonra, "Davet gelmesini falan mı bekliyorsun?" diye dalga geçti.

Daldığımı farkettiğimde kafamı hafifçe iki yana salladım ve başımı tutarak, "Pardon ben dalmışım. dedim. İçeri girdiğimde, kafamın arkasına bakarak, "Hala ağrıyor mu?" diye sordu.

"Biraz ağrıyor ama çok değil. Sana çarptığımdan çok ağrımasını beklemem zaten."

Kaşlarını çatarak, "Niyeymiş o?" dedi.

"Kendimi bir kuşa çarpmış gibi hissettim de. İyi ki senmişsin. Mazallah ayıya çarpmış gibi de hissedebilirdim." öküze çarpmış gibiydim daha çok ama bilmese de olur.

"Tabi canım o yüzden şuan bu haldesin. Ayrıca daha önce hiç ayıya çarptın mı ki?" dedi. Tek takıldığın yer bu mu yavrum? Bu mu çocuğum?

"Yoo ama o aldığım numarayı bu yüzden değerlendirebilirim. Adamın ayı gibi kasları vardı." dediğimde 'abartma' der gibi baktı.

Tam o konuşacakken artık baymaya başlayan konuyu değiştirdim. "Hadi! Buraya ne için geldik ne yapıyoruz. Seç birini giyeyim de bitsin bu çile."

"Peki. Ben birkaç tane elbise getireceğim. Birilerine bulaşma ve kimseyle konuşma. Geldiğimde seni burada göreceğim." diyip elbiselerin olduğu kısma ilerledi.

Ben sakince bir kenara geçip oturmuş, etrafı izliyordum. O sırada yanıma biri gelip, "Yine mi sen?" dedi. Kim olduğunu anlamak için yüzüne baktım. Şu ben 3, 2, 1 dedikten sonra olayı ben fero şarkısına getiren çocuktu. Gülerek,  "Yine ben." dedim.

Yanıma oturup bana doğru döndü. Elini çenesine koyup, "Güzel şarkı söylüyor muyum?" diye sordu.

Ben de elimi çeneme götürüp dalga geçer gibi, "Güzel ne kelime muhteşemdi." dediğimde dalga geçtiğimi o da farkedince biraz bozuldu ama sonra eski haline döndü.

Bir süre sessizlikten sonra elini uzattı ve, "Ben Mr. Purple. Hukuk öğrencisiyim ve çok dertliyim. Sen?" dedi. Mr. Purple mı?

Ben de gülümseyerek uzattığı eli tuttuktan sonra, "Ben de Miray. Lisede sürünen bir son sınıf öğrencisiyim ve çok dertliyim. Tanıştığıma memnun oldum." diyerek elimi geri çektim.

"Ee, sen ne yapıyorsun kadın mağazasında?" dedim öylesine konu açılsın diye. O da dünyadaki en büyük dert ondaymış gibi derin bir nefes aldı ve konuştu.

"Sorma kanka be. Yengen iki saattir elbise bakıyor. Bak şuradaki." diyerek eliyle bir tane kızı gösterdi. Gösterdiği tarafa doğru baktığımda gözlerimi kocaman açacak şeyi gördüm. LAN BU MUZAFFER TEYZENİN KIZI ELİF!?

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 01, 2019 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Küçük CivcivimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin