Sincap - 2

287 33 15
                                        

     Jisung yine tek başına okula ilerliyordu. Bugün hava düne nazaran daha da soğuktu. Daha kalın giyindi Jisung. Bunun yüzünden  yürüyüşü penguenleri andırıyordu. Evden henüz çıkmış olduğu için biraz uykuluydu. Gözleri kapanıp duruyordu bu yüzden de çok hoş görünüyordu.

   Okulun bahçesine girdi, sonra da okula. Sınıfa doğru ilerledi. Sınıfının bulunduğu koridorda arkadaşları toplanmıştı. Minho henüz gelmemişken selam vermek istedi. Arkadaşlarının yanına gidip  "Günaydın millet!" dedi. Bu mutluluğu nereden gelmişti, bir an duraksadı herkes. Ama kafa yormadılar. Üçü de karşılık verdi.

- Sana da günaydın Jisungieee~

- Jisung'cuğumuz kendini bugün daha iyi hissediyor mu, huh?

  Hyunjin'in sorusu karşısında iki saniye yerle bakıştı. Sonra da hafifçe gülümseyerek başını salladı.

- Bana bak seni bir daha uyuyorken görürsem, bu kış ayında sırtından aşağı buzlu su boşaltırım.

Chan'ın dediğine herkes gülerken Jisung da onlara katıldı bu sefer.

- Hey millet neye borçluyuz bu mutluluğu?

   Ama uzun sürmedi. Jisung duyduğu ses karşısında kaskatı kesildi. Minho gelmişti, bir an önce bu ortamdan kaçması gerekiyordu. Daha da yaklaştı Minho. Selam verdi. Jisung'un dibine sokuldu.

- Ee kimse cevap vermedi. Niye anırıyonuz?

- Jisung'cuğumuz sayesinde.

- Hey bana ne oldu? Lafı ben söylemiştim. Yah, Hyunjin!

- Ne öyle.

- Tamam çocuklar benim için kavga etmeyin.

- Senin için niye kavga ediyormuşuz Felix?

Jisung arkadaşlarını dinlerken araya girmeyi bir kez olsun düşünmedi. Galiba Minho da düşünmemişti. O da Jisung gibi herkesin susup, ortamın durulmasını bekledi.

- Ben sınıfa gidiyorum, hoşçakalın.

Onları orda bırakıp sınıfa adımladı. Ya da adımlayamadı. Biri kolundan tutmuş, gitmesini engellemişti.

İçinden sayıklamaya başladı: Lütfen Minho olmasın. Lütfen Minho olmasın. Lütfen Minho olmasın. Lütfen Minho olm-

-Dur Jisung.

Arkasından gelen kız sesiyle bir nebze rahatladı. Ama bu rahatlık yerini öfkeye bıraktı.

- Dokunma bana!

Kolunu sertçe kızdan çekti. Ah, şimdi kolunu çamaşır suyuna yatırması gerekecekti.

- Sadece bunu düşürdün diyecektim. Afedersin.

Ona peluş bir sincap uzattı kız. Sonrada selam verip yanından ayrıldı.

     Jisung elindeki  peluşa bakakaldı. Evirdi çevirdi, bir şey ararmışcasına. Garip, diye düşündü. Benim hiç böyle bir oyuncağım yok ki düşüreyim. .

   Bu sefer de biri omzuna kolunu attı.

- Hadi Jisungieee. Heykel gibi kalakaldın. Gidelim.

- O kız sana ne verdi Jisung?

Jisung kafasını ellerinden kaldırıp Hyunjin'e döndü. Sincap peluşu gösterdi.

- Bilmiyorum, benden düştüğünü söylefi. Ama b-

- Ama senin hiç böyle bir oyuncağın yok ki. Senden düşmüş olamaz.

Yah! Yapma şunu Minho! Zaten senin üstüne çıkıp yumruklayasım var. Olur olmadık zamanlarda konuşuyorsun kalbim hopluyor!

Minho'nun aniden araya girmesiyle gerçekten de sıçradı Jisung.

- Yah! Niye bir anda konuşuyorsun? Ödüm patladı!

- Ne sana mı sorucaktım ne zaman konuşacağımı?

Jisung bu laftan sonra iyice afalladı. Minho ona hiç iyi gelmiyordu. Sanırım bu soğukta götünün donmasına sırtı da eşlik edecekti.












Medyaya bayılıyoreeeeeeeeeeğ ben. Yalnız acayip kısa ve saçma bir bölüm oldu. Affedin telafi edeceğim.

Az bak yarına da kalsın Minho'cuğumArkada da woojin chan'ı kesiyor

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Az bak yarına da kalsın Minho'cuğum
Arkada da woojin chan'ı kesiyor. 💜

Çok tatlılar oyooyoyoyoyoyo💗

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Çok tatlılar oyooyoyoyoyoyo💗

not enough // MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin