Jisung elindeki sincap peluşuna bakıyordu. Bu aptal oyuncak yüzünden en sevdiği dersi dinleyemiyordu.
'Yah seni lanet olası bırak da biyoloji dinleyeyim.'
Sonra aklına bir şey takıldı. Yine günlüğünü unutmuştu. 3 gündür yazmamıştı.
Yine defteri çıkarıp ipin ayırdığı sayfayı açtı.
21 Şubat 2019
Yah! Elimdeki aptal peluş yüzünden biyoloji dinleyemiyorum. Benim değil ama o kız neden bana verdi? Ayrıca düşürmemiş olduğuma zaaaten eminim. Sanırım gece bu aptal peluş yüzünden uyuyamıycam.
Bugün sınıfa gelen yeni transfer öğrenci, başka yer olmadığından yanıma oturmak zorunda kaldı. Resmen duvara yapışığım şuan, akraba olduk yani. Sanarsın kendi evinde televizyon izliyor. Bu ne rahatlık aslanım?
Minho da iyice düştü. Beni gördüğü yerde sohbet açıp sonunda da laf sokuyor. Her seferinde kalbim kırılıyor. Yanından ayrılıyorum. Alttan alttan kaçıveriyom. Gerizekalı Minho! Hayır yani ben sana ne yaptım gözünün rengine düştüğüm? Boyuna kurban olduğum, ne bok yedim de böyle oldum ben? Ha dur buldum. Aptal bir platonik olduğum için. Sanırım gece hem uyumıycam hem de ağlıycam.
-Jisung
-Sanırım biri fena aşık?
Jisung yanındaki çocuğa döndüğünde ona gülümseyerek baktığını gördü. Ne yani yazdıklarını mı okumuştu?
- Hey başkalarının özelini okumamalısın. Buna hakkın yok.
- Ya tamam özür dilerim ama neden dertlerini aptal bir deftere döküyorsun?
Çocuk hala gülümseyerek imalı imalı konuşuyordu. Jisung için sinirlenmemek elde değildi.
- Sana ne. İster deftere istersem de şu peluşa dökerim. Sana mı anlatacağım? Saçmalık.
- Hemen kızma ya. Bir şey demedik..
Çocuk Jisung'a adını sorar gibi hareketler yaptığında Jisung yine " Sana ne."diyerek çocuğu tersledi. Çocuk da sıkıntıyla bir nefes vererek önüne döndü.
Jisung son ders zilini bekliyordu. Eve gidip bir an önce uyumak istiyordu. Yanındaki gerizekalı da gün boyu ona bakıp durmuştu. Rahatsızlık hisseden Jisung ders öğretmenine gidip yer değiştirmeyi bile talep etmiş, arka sırada arkadaş grubunu gösteren öğretmen yüzünden geri oturmuştu. Normal zamanda düşmanı gösterirdi şimdi olansa şans mı şanssızlık mı anlayamadı Jisung.
Dersi büyük bir ilgiyle dinlerken yanındaki sürekli kıpırdanıyor, esneyip duruyordu. Jisung dikkatini dağıtmamaya çalıştı. Ta ki bacağında bir el hissedene kadar. Hadi ama bu çocuk biraz fazla olmuyor muydu artık? Bir anda ayağa fırladı.
- Hocam çok çook çok afedersiniz bölmek istemezdim ama bu yanımdaki bana fiziksel temasta bulunuyor. Lütfen yanımdan alabilir misiniz? Alamazsanız ben arkaya geçerim.
Yaklaşık 2-3 saniye süren sessizlikten sonra bu sefer de Minho ayaklandı. Tabi Jisung onu göremiyordu.
- Hocam ben yeniyle yer değiştiririm. Zaten burası sıkmaya başladı.
- Minho? Öne mi geçmek istiyorsun? İyi madem geç yavrum.
Jisung araba farı görmüş tavşan gibi donup kalırken Minho çoktan öne geçmiş, yanına oturmuştu bile.
- Hemen mooda girme derim. Otur, dikkat çekiyorsun. Sana bayıldığım için gelmedim. Hyunjin ile Seungmin çok yakın arkadaşlarmış. Ondan arkadaşıma iyilikte bulundum.
- Sana neden geldin diye soran olmadı ki. Bana ne arkadaşlığından.
Jisung ilk defa Minho'ya karşı ezilmemiş, gelen cesaretle ağzına geleni söyleyivermişti. Ama bir yandan da hoşuna gitmişti. Sonuçta hep ezilecek değildi ya.
Ayakta olduğunu anımsayarak sıraya yeniden oturdu. Deftere de birkaç şey daha eklemek istiyordu. Sırtını Minho'ya hafifçe dönerek yazmaya başladı.
Minho ise afallamıştı. Aval aval Jisung'a bakmayı sürdürüyordu.
- Ne oldu neden bakıyorsun?
Jisung omzunun üstünden ona baktığında Minho önüne döndü.
' Sanırım kız kardeşimle bir terapiye ihtiyacım var. Eve bir an önce gidip aburcuburları hazırlamalıyım.'
Jisung yazmayı bitirdikten sonra kafasını sıraya koyarak uyumaya çalıştı. Her ne kadar yanında Minho bile olsa umrunda olmamış, sıraya iyice yayılmıştı. Sanırım soktuğunu sandığı laf egosunu baya bir tatmin etmişti.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Galiba saçmalıyorum. Ama yine ve yine düştüm. Yavrucum az bak gözün çıkacak.
Bu arada her 2 bölümde bir foto albüm yayımlayacağım.