"Artık bir Harry ve Jessica çifti yok." Aklımda, kulaklarımda, hatta bütün organlarımda, Harry'nin evden gitmeden önce söylediği son sözler dışında hiçbir şey yoktu. "Yok." "Harry ve Jessica yok." Ben kaybedenden başka bir şey değildim. Hayat benden hep sevdiklerimi almıştı. Önce ailem, şimdi ise Harry'yi. Mutluluğu yakalayıp, hayata yeniden sarılmaya başladığım anda onu ellerimden çekip aldı. Hayat, ben sana ne yaptım? İçimden isyan ederek, kırık porselen parçalarının arasında sürünerek, telefonuma ulaştım. Her yeri kırık tabaklarla kaplamış olsam da aklım hala yerindeydi. Gözyaşlarımı üstümden çıkarmaya bile tenezzül etmediğim pijamama silip, aşina olduğum numaralardan birini tuşladım ve birkaç çalıştan sonra telefon açıldı. "Hey benim kızım, nasılsın?" "Louis."dedim titreyen sesimle. Biraz sonra yapacağım şeyin ardından, onlara dair her şeyi özleyecektim. "Jessica, sen iyi misin?" Yutkundum ve gözlerimi sımsıkı birbirine bastırdım. Eğer şimdi ağlamaya başlarsam, kendimi durduramayacaktım. "Evet evet iyiyim. "Diyebildim sesimi düzene sokmaya çalışarak. "Louis, bu gece işiniz var mı? Sizinle konuşmam gereken bir konu var." "Jessica, sen gerçekten iyi olduğuna emin misin? Sesin çok kötü geliyor"diye diretti Louis. "Iyiyim dedim ya Louis, şimdi sen bana cevap ver." "Bu akşam saat yedi de gelirsen konuşabiliriz. Önemli mi?" "Yo, hayır!" Sadece işten ayrılacağımı söyleyeceğim, diye de içimden ekledim. Zaten Harry onlara gerçeği anlatınca beni yanlarında çalıştırmak istemezlerdi. Haklıydılar da. Kim bir yalancıyı yanında çalıştırmak istesin ki? En iyisi kovulmadan istifa etmemdi.
Louis telefonda bir şey demediğine göre Harry daha onlara bir şey anlatmamıştı ama er ya da geç anlatacaktı. Belki de benden erkenci davranıp bu akşama kadar her şeyi anlatırdı ve çocukların birinden beni bir daha görmek istemediklerine dair bir mesaj alırdım. Hayat beni hep en kötülerine alıştırmıştı nasıl olsa. Buna da katlanabilirdim. Hıçkırıklarım arasında mutfak tezgahına tutunarak ayağa kalkmaya çalıştım. Cece gelmeden önce buraları toparlamam gerekiyordu.
Yapamadım. Ayağa kalktığım gibi yeniden yere çöktüm ve sesli bir şekilde ağladım. Harry'ye ihtiyacım vardı. Onun nefesini hissetmeye, gözlerine bakmaya. Beni sevdiğini söylemesine. Bedenimde ki her hücre onun için Tanrı'ya yalvarıyordu.
"Jessica!" Cece'nin tiz çığlığıyla, soğuk mermerden başımı kaldırdım. "Aman Tanrım! Jessica, iyi misin? Lütfen iyi olduğunu söyle. Yaralandın mı?" Sadece uyuyakalmıştım. Kış ayında, soğuk bir evde, evden daha soğuk olan mermerlerin üstünde uyuyakalmıştım. Olan buydu. Cece yanıma çöktü ve ellerimi tuttu. "Noldu burda? Jessica, tanrı aşkına bir şeyler söyle." "Saat kaç?" Cece, önce şaşırdı ama sorumu cevapsız bırakmadı. "Altı buçuk." "Benim gitmem gerek." Odaklandığım boşluktan gözlerimi ayırmadan ayağa kalktım ve odama yöneldim. "Jessica, nereye?" Cece, koşar adım yanıma geldi. "Benim gitmem gerek." "Jessica, beni korkutuyorsun?" Trabzanlara tutunarak merdivenleri çıkarken, Cece de arkamdan geliyordu. "Jessica." Cece'nin bana seslendiğini duyuyordum ama ağzımdan tek bir kelime bile çıkaracak gücü kendim de bulamıyordum. "Jessica!" Başımın sola yattığını hissettim, ardından da acı geldi. Şimdi Cece omuzlarımdan tutmuş, beni sarsıyordu. "Özür dilerim, o kadar hızlı vurmak istememiştim ama Jessica yalvarırım bir şeyler söyle." Cece'nin ellerini omuzlarımdan aşağı ittim. Gözlerimi diktiğim boşlukta Cece'nin silüeti yavaş yavaş oluşmaya başlamıştı. "Jessica?" Gözlerinde korkuyla karışık merak vardı. "Bitti." "Ah!" Ellerini ağzına götürdü. Biraz önce kurumuş gibi hissettiğim göz pınarlarım yine dolmuştu ve Cece'nin omzuna akıyorlardı. Cece'nin elleri sırtımı sıvazlarken odama gelmiştik. Cece bir şey söylemiyordu. Haklıydı da. O beni en baştan uyarmıştı. Şimdi çıkıp her şeyin yoluna gireceğini söyleyemezdi. "Nasıl oldu?" " O kadar saçma oldu ki Cece." Hıçkırık. "Ben bile algılayamadım." Hala ağlıyordum ama biraz öncekisine göre daha azdı. "Canım benim. Anlatmak zorunda değilsin." Evet bu en iyisiydi. Acım daha çok yeniydi ve şu anda bunu kaldıramazdım. Ayağa kalktım ve lavaboya girim. Yüzüme, açılıncaya kadar bol bol su çarptım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Behind The Lies (Harry Styles Fanfiction)
FanfictionJessica Carter, borç batağından kurtulmaya çalışırken birgün hiç beklenmedik bir şey oldu ve hayatı değişti. Peki Jessica, geçmişinden kaçmaya çalışırken,geçmişi onun peşini bırakacak mı?