I. Bölüm»»

219 75 181
                                    

⏦۵⏦۵⏦۵⏦۵

Ömründe öyle bir an gelir ki, bir daha böylesi gelmesin dersin. O gün, tüm günlere küsersin, kırılır içindeki küçük çocuk, arkasına döner kuytu bir köşe bulup, bütün üzüntüsünü atana kadar ağlar. O çocuğun minicik elleri, içinde yaşadığı kocaman kızın yüzüne değince, bütün küskünlüğü geçer. İkisi birbiri için yaşarlar, kız içindeki çocuğu yaşatırken, küçük çocuk kızın kırılan umutlarını tamir edip, minik elleriyle kıza geri verirdi. Onlar hep bir anlaşma içindeydiler.

Genç ne zaman üzülürse, küçük kız çocuğu onun saçlarını çekecek ve kendine getirecek.

Küçük kız ne zaman ağlayacak olsa, genç kız onu kucağına alıp, her şeyin güzel olacağını söyleyecek. Anlaşmaları böyleydi.

⏦۵⏦۵⏦۵⏦۵

NiHAL TARAN

"Nihal kahvaltı hazır mı?" Güzel bir güne uyandım derken, kahvaltı sırasının bende olduğunu hatırladığım o iki saniye...

Bir hüzün dalgası tüm vücudumu sardı.

"Bağırmak yerine gelip baksan daha iyi olmaz mı?" Haşladığım yumurtaları, aldığım yeni çiçekli kaplara koydum.

"Geçen hafta senin yaptığın gibi değil mi?"

"Komik mi şimdi? Bence hiç komik değil." Aklınca beni benim silahımla vuracak, geçen hafta sancılarım yüzünden o kadar sinirliydim, ne var bağırmışsam?

"Harika görünüyor ellerine sağlık." Akşamdan topuz yaptığı saçından, sabaha kadar bir sürü tel özgürlüğünü ilan etmiş. İnsan bir düzeltir göz zevki denen bir şey var.

"Nihal sana bir şey sormak istiyorum ama konu hakkında bilgi sahibi olup olmadığını bilmiyorum."

"Kapıda dikilip durmak yerine geçip otursan daha iyi olur. Sonra sorunu sor." Ayaklarını sürüye sürüye geçip oturduğunda, elimdeki çaydanlığı yanına bıraktım.

Sofrayı kim hazırlarsa çayı diğeri doldurur, kuralımız bu.

"Aman bugünde ters tarafından kalkmış Tarantulamız. Neyse şu örgünden kaçan saçlarını artık kontrol altına alsan, iğrenç görünüyorsun." Gülmemi zorla bastırıp tabağımdaki zeytini ağzıma attım. Bana diyene bak.

"Gören de Karadulumuz düzünden uyanmış sanacak." Kendimi kasmaktan çenem ağrımaya başlayınca kahkahalarımı serbest bıraktım. Bütün evde gülüşlerimiz yankılandı.

"Gel buraya." Sabahları en sevdiğimiz aktivite; birbirimize sevmediğimiz lakaplarımızla laf sokmak, sonra da hiçbir şey olmamış gibi gülerek kahvaltı yapmamızdı. Kocaman sarıldık birbirimize, bizim kimsemiz yoktu. En azından on yaşından sonrası için öyleydi.

Dokuz yaşında annem ve babam boşanınca annem iş için yurtdışına gitti, babamda kendi işleriyle ilgilendi. Halam halime üzülmüş olacak ki, bana o bakmaya başladı tam mutlu oldum derken, halamın beynindeki tümör onu benden aldı. Annem ve babamın boşluğunu biraz olsun gidermeye çalışan halamla, sadece altı ay birlikte yaşayabildim. Babam beni yetiştirme yurduna bıraktığında bütün dünyam karardı.

Burada anne ve babası olmayan çocukların olduğunu biliyordum ama benim hem annem hem de babam vardı. Sadece halam gitmişti, beni mutlu etmek için elinden geleni yapan canım halam artık yoktu. İlk zamanlar, babamın beni geri alacağını düşündüm ağlamak istedim çünkü çok korkuyordum. Etrafımda yaşıtlarım vardı, hepsinin yüzü gülüyordu ama ben çok korkuyordum, hele ki yağmurlu geceler sabaha kadar uyanık kalırdım.

Derin Uçuk Mavi'mHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin