Saçmalamak "saç" kökünden gelir, çoook eski zamanlarda yaşamış olan bir padişah kızının saçları çok güzelmiş. saçlarını saçınca daha da güzel olurmuş. Bu saçlarını saçma olayı padişah kızıyla o kadar özdeşleşmiş ki, ülkenin kızları saçlarını saçma işlemini telaffuz ederken "saçmala" der olmuşlar. yani saçlarını saç manasında...
İşte 'saçmalamak' sözü böyle doğmuş.(?)Ama taa oralardan buralara nasıl akla uygun olmayan manasına dönmüş hiçbir fikrim yok.
Bir kitapta okumuştum 'insanlar saçmaladığım zaman kalbim kırılmasın diye hayal güçün çok güçlü diyorlar. Sanırım saçmalamak ile hayal gücü arasında büyük bir bağ var.' diye. Aslında kitapta okumamış da olabilirim kendim yazmışta olabilirim hatırlamıyorum. Arada öyle oluyor.
Eğer saç malana biliniyorsa, saman da malana bilmeli bana göre. Sanırım yukardaki saçmalama meselesi şuan uygulamalı biçimde göstermiş oldum.
Sonuç olarak saçmalamak önceden bana kötü bir şeymiş gibi geliyordu. Ancak daha sonra saçmalayan insanların daha çok kendileri olduklarını gördüm. Diğer insanlara tuhaf gelmesi yanlış olduğu anlamına asla gelmez ama fazla uçmaktan da bahsetmiyorum. Saçmalarken de özgün olmayan insanlar gördüm. Kendilerini farklı göstermek için alakasız şeylere gülüyorlardı ve tuhaf olmak için gerçekten tuhaf olanları kopyalıyorlardı.
Bir süre sonra kopyalayan tuhaflar çoğalınca bütün tuhaflar aynı oluyor. Haliyle tuhaf olmaktan çıkmış oluyorlar sıradanlaşıyorlar. Demek istediğim benliği elde tutmak çok zor her an elimizden koparılabilir onu bir hazine gibi saklayın ve koruyun. İnsanlar sizinle tanışmak istiyorlar, kopya benlikler her yerde onları her yerde bulabilirler.
Bir de diğer konu: tuhaf olma zorunluluğu.
Toplum açısından genel anlamda çok farkları sevmeyiz ama gençlerin ortamlarında farkli olmak bir üstün bir özelliktir. İşte bahsettiğim kopyalar bu yüzden oluşuyor. Herkes tuhaf olmak zorunda değilki. Allah her insanı farklı yaratmış, farklı donatmış. Herkesin kendine göre farklılıkları zaten var, tuhaflıkları kopyalayarak o farklılıkları öldürüyoruz yok ediyoruz.
Şaçmalamadan buraya uzun bir atlayış oldu ama aslında bahsetmek istediğim hayal gücü sorunu.
Biliyorsunuz wattpad de ünlü olmak için iyi kitaba, iyi kitap içinde iyi bir hayal gücüne gereksinim duyuyoruz. Ama sorunumuz benlikler kopyalandığı gibi hayallerin de kopyalanması. Herkesin kalıbı aynı.
Mesela bir pasta yarışması düşünün herkes kek yapsa sadece kalıpları ve aromaları farklı olsa kek değil midir ? Kektir. Belki kekler beyenilebilir yenilir diğer keklerin arasından sıyrılabilir ama kektir. Olağandır sıradandır kimse onların kek olma gerçeğini değiştiremez. Yarışmadaki bazı üyeler keklerinde farklılık yapmıştır araya krema koyarlar süsleme ıvır zıvır. Tamam bu biraz pastaya dönüşür ve sade kekten farklı olmuştur. Asıl demek istediğim var olanlardan da uzak olmak hiç olmayanı ortaya koymak. İşte bu keksiz pasta, şekersiz tatlı, tahinsiz helva olur. Farklı olur ve herkes yapamaz.
O yüzden demem o ki her farklı hayal gücü değildir. Her saçma akla uygunsuz değildir. Her tuhaf kötü değildir. Tam tersi de aynı şekilde geçerlidir.
Fazla sıkmaya lüzum yok önemli olan serilerce yazıp bir kelimeyi anlatmak değil, bir kelimeyle serileri anlatmak. Bu arada özlü sözde yazmış oldum...
Saçmalayın, samanlayın, kimsenin etkisinde kalmadan hayal kurup yaşayın,
İşte hayat böyle bir şey...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mutluluk ve Bakış Açısı- BİNİSYAN dergisi
Não FicçãoBazen kitapların arasında kaybolduğumuz da, farklı bir şeyler isteriz. Bir resim, bir fotoğraf, bir video. Farklı bir bakış açısı oluşturmak için, Dertleşmek için, Resim yorumlamak için, İç dökmek için, yazılan bir dergidir...