Arefe Günü LC Waikiki Kabusu

163 3 3
                                    

Baştan söylüyorum:Bu bölüm diğerlerinden farklı olucak.

Bir hikâye yazıcam.

Aslında bugün sadece 2 bölüm atmayı planlamıştım ama madem arefe günü, günün anlam ve önemini belirten bir yazı yollayayım dedim.Buyrun okuyun.

Her şey alışveriş merkezinde çaresizce yürümemle başladı.Bu akşam bütün mağazalar kapanana kadar kendime bayramlık bulmak zorundaydım.Yoksa bayram sabahı eşofmanlarla çıkardım.

Sonra orayı gördüm.Beyaz fonun üstünde mavi tabelayı.LC Waikiki mağazası tek çaremdi biliyordum.Ama mağaza boşalsın diye korkuluklara dayanarak beklemeye karar verdim.

Korkulukların orayı gördüm ve bu fikiri kafamdan sildim.Anında.Çünkü korkulukları göremedim.25 metre boyunca uzanan bir insan kalabalığı vardı.Baba-oğullar,bazı kadınlar,genç kesim... Her çeşit insan oradaydı.

Bende yapılabilecek en mantıklı şeyi yaptım:Yere bakarak mağazaya yöneldim.Dedektörleri geçmek üzereydim.İyi gidiyordum.

Derken minik bir vücut dizime çarptı ve sendeledim.Vücudun sahibi de yere kıçüstü oturdu.Küçük bir çocuktu bu.

Işıklı ayakkabıları vardı.Ona:

-Önüne baksaydın,dedim.

Annesi de bana aynı lafı iade etti.

-Çocuğunuza sahip çıkın,diye homurdanarak uzaklaştım ve anneyle ters ters bakıştık.

Ve ben,ilk kez kafamı kaldırıp mağazaya baktım.

Ve Oh May Cenab-ı Hak dedim kendi kendime.

Sadece insan gördüm.Mahmutpaşa Çarşısı'nın iki katı bir kalabalık vardı önümde.Buradan nasıl çıkacaktım bilmem.Ama tek bildiğim şey bayramlık almam gerektiğiydi.

LC Waikiki nin Waikiki vay vay saçmalığı hoparlörde yankılanıyordu.2 saniyeliğine halay havasına girdim ama hemen kendime geldim.

İlk yapmam gereken pantolon bulmaktı.Bölüme giderken olanlar:

-Yanlışlıkla bir askıya tekme attım ve bir çocuğun ayağına geldi.uğraştırdı işte.

-Çocuğun teki karnıma kafa attı.

-Pantolon suratıma düştü.

Neyse pantolonu alıp deneme odasına güç bela da olsa gittim.Ama gördüklerim inanılmazdı.1-14 yaş arası birsürü çocuk ve yorgun anne-baba vardı.Kimisi hoplayıcı zıplıyor kimisi de ağlıyordu.

Deneme kabininde pide kuyruğu vardı.

Bi an için delirdim ve kabine girmek üzere olanları itip kabine atladım.

Rahatlamıştım.Pantolonu denemeye karar verdim.Dışardan:

-Hadisene kardeşiim!

-Çocuk giyinecek bea!

-Boyu devrilesice !

Gibi bağrışmalar vardı.Ama ben pantolonu giydim ve çok şükür bin şükür pantolon bana uydu.

Ayakkabılarımı bağlamadan geldiğim kıyafetle kabinden dışarı atladım ve arkamda vahşice sesler duydum.

Sonra da kasayı aradım.

Ve bulamadım.

Şaka değil.O kadar çok insan vardı ki rafları bile göremiyorum.Çalışan bulamıyordum ki kasayı sorayım.

Sonunda bir müşterinin hırkasından tutunarak koşturan birini yakaladım ve kasayı sordum.Bana güç bela arka tarafı işaret etti.

Kasaya giderken kafama bir askı isabet etti ve sersemledim.Oturacak koltuk aradım ama bütün koltuklar doluydu anasını satiyim.

Mağazanın o meşhur U şeklindeki sırasına girdim.

25 dk sonra sadece yarım metre ilerlemiştim.

Sırayı beklerken önümdeki üniversiteli genç ile konuşmaya başladık.25 dk daha sonra bir kolumu kasanın kol koyma yerine , diğer kolumu kırmızı şeritlere dayayarak uykuya daldım.

Rüyamda bana LC Waikiki yi bana hediye ediyolardı ve ben de benim dışımda herkesi mağazadan atıyodum.

-Sıradan alayııım!

Bu sesle irkilerek uyandım.Hemen pantolonumla oraya gittim.

Kasiyer pantolonumu aldı,bilgisayara bir şeyler yazdı , fatura çıkarttı ve dedektöre yakalatan mıknatısımsı şeyi söktü.Ama ellerinde bir gariplik vardı.

-Hanfendi parmaklarınızı niye çapraz yapıyorsunuz?Valla sözleşme imzalamam bu mağazayla haa.

Kasiyer çok sinirlendi.

-Sabah parmaklarım gayet de sağlandı laaağğn.Arefe gününden tiksinmeye başladım bu müşteriler yüzündenn!

653. Müşteriden sonra parmaklarımı düzeltemedim.

-653 mü ? Müşteri mi sayıyorsunuz ?

-Vakit başka türlü geçmiyor genç.Sen benim 2456. Müşterimsin.Şu günü atlatırsam hayatım daha güzel olcak.

Ne diyeceğimi bilemeden sadece favorilerimi kaşıdım.Kasiyer:

-Poşetinizi alın lütfen!

Ve sabırsız müşterinin teki:

-Altın günü yapmayın lan orda! Mağaza burası çabuk ol velet!

Diyince poşetimi alıp koşarak(!) mağazadan çıkmaya çalıştım.

Arkamda kasiyerler ağlıyordu alacağınız tişörte lanet girsin diyorlardı barkod okuyucu alev aldı diyorlardı müşteriler dinlemiyordu çalışanların gözü yaşlıydı.Ben ise yoluma devam ettim.

Ve yere atılmış bir eşofmana takılıp kötü biçimde düştüm.Herkes bana şaşkınca bakarken ben kalkıp kendimi mağazadan dışarı attım ve pantolonumla birlikte koşmaya başladım.

Herkes bana bakıyordu çünkü kafamda yarık ve morluk,bir dizimde morluk ve ağrı,diğer dizimde de yoğun kan akışı vardı.

Ama başarmıştım.Hayattaydım.

Alışverişin koridorlarını arşınlarken ne kadar şanslı olduğumu düşündüm.

Bayram çok güzel geçecekti.

(THE END)

Eveet hikayemiz böyle.Günün anlam ve önemini gayet de güzel belirtiyo işte.

Tavsiyem:LCW ye gitcekseniz bayramdan en az 2 gün önce gidin.

Ya da hiç gitmeyin mavi Collins zara GAP falan var boşverin.

Bayramınız şimdiden mübarek olsun.

Heyecanlı hikayeler sonraki bölümlerde olucak yorum ve vote larla düşüncenizi belirtirseniz sevinirim.

Sağlıcakla kalın efenim.

Hayat KeyfiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin