Tehlike +18 Tanıtım

39 8 23
                                    

Mavinin en derin renginde saklı acıları vardı onun. Ortaya çıkmasından korktuğu...

Bir gülüş bir haykırıştı o, her zaman kahkaha atmasını iyi bilen.

Teninde bir imza kalbinde bir yara gökyüzünde ise onun adı yazılıydı.

Gökmen di o. Gökmen Deriyar.

Hayatının çekilmez engin sularından kurtulmaya çalışırken dayanılmaz dalgalara kapıldı.

Çığlıklar feryatlar eşliğinde yolunu bulmaya çalıştı.

Bulduğu tek şey sessizlik içindeki yalnızlığı olmuştu.

Yüreğinde derin yaralar bırakan ilk kadından uzaklara gitmek istedi. Onu sevmeyen korumak istemeyen, ilk aşkı, annesi... Terk etmişti. Ta o miniminnacık iken...

Kalbinde en büyük yara o zaman oluşmuştu. Kapanmaz derin bir yaraydı. Kabuk bağlaması bile bir mucizeydi onun için.

Tehlike kendisi için ikinci bir ad olmuşken karşılaştı minik pis elleri şefkatli yüreği temiz ellerle.

Sanki o her zaman aradığı koruyucu bir melekti ve bunca zaman onu aramış ve bulmuş gibiydi. Küçük yüreğine bir anne şefkatini yaşatan son aşkı olmuştu onun için.

Zamanla büyüyen bir genç... Son aşkının ölümüne şahit olmak zorunda bırakılmıştı. Oysaki o daha on sekiz yaşındaydı. Bu kadar çabuk kaybetmek istemediği tek kadın da toprakların altında kalmıştı.

Yüreğinde kim.
Gözlerinde nefret.
İntikam için atan yaralı bir kalp...

Ölümü bir intihar mıydı?

Kesinlikle hayır. Adli tıp yalan söylemişti. Paranın ve korkunun esiri olunduğu bu şehirde yaşamaya devam edebilmek için söylenen sözde beyaz yalanlar.

Herkes biliyordu. Kimin yaptığını... Söyleyemezlerdi. Söylerler ise ne olacaklarını iyi biliyorlardı.

Kalplerinin sökülüp bir köşede birisinin onların cesetlerini bulmasını kimse istemezdi.

Karanlıktan birisinin silüetini gördü ilk, içi ürperdi. Belli etmemeye korkusuz görünmeye çalıştı. Yakınlaştıkça beliren bedeni başındaki kapişonun çıkarılmasıyla son buldu.

Karşısında yeşilin en güzel tonunda kaybolunası bir güzellik vardı. Zayıf bedenin ardında koca yürekli bir kız saklıydı. İfadesiz bakışları arasında konuştu. " Sana yardım edebilirim."

Beklenmeyen bir teslimiyet sonsuz macera ve sorun demekti. Tanımadığı bir güzellik karşısında sadece yeşil gözlere baktı. Mavi gözlerinin içini gördü.

Zihninde sözleri yankılandı " Sana yardım edebilirim." tekrar tekrar ve tekrar eden sözleri cebine uzanan bir el ve yanından geçip giden kumral saçların mahoş kokusunda son buldu.

Tüm gece yeşil gözleri ve mahoş kokuyu anımsadı. Sözlerini düşündü. Cebindeki kağıtta yazan adrese gidip gitmemek konusunda kararsızdı. Tanımadığı bir insana ne kadar güvenebilirdi ki...

Peki siz ne yapardınız?

Ölümü tadan bedeni yaşam ile savaşmak için hazırlanıyordu. Bir savaş başlayacaktı biri öldüğünde diğeri bu şehre hakim olacaktı.

Yazılı olmayan kuralları vardı bu şehrin.

İspiyon yasak.

İspiyoncular sevilmez.

İspiyoncular ölür.

Karşı çıkmak en aptalca şeyler arasında yer alıyordu.

Dayanılmaz acılar çekmek için davetiye ye ihtiyaç yoktu.

Her bir adımında intiharına bir adım daha yaklaşıyordu.

Bedenler kan savaşına girdiğinde imkansıza ulaşmanın mutluluğu ile bedeninde küçük hüzün kırıntıları vardı yeşillerinde kaybolmak isterken, mavi gökyüzünde kayboluyordu.

Umut, bedenini terk etmiş ruhsuz bir varlık ile yaşayamıyordu.

*olay akışına göre tekrardan güncellenebilir.*

*Oylar ve yorumlar benim için değerli lütfen eksik etmeyin.*

*okuyucuya göre bölüm atarım.*

Tehlike +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin