Sert Vuruş

63 5 0
                                    

                              Sert vuruş, 2. bölüm

Arabayla gidiyorduk. Ama arabayla gidiyormuş gibi değil de hıltiyle gidiyormuş gibi hissediyordum.(anneme şu Bob ustadaki yeri delmek için kullanılan şeyin adını sordum, komposto gibi bir şey dedi, şsldmksls, anlamadım, sonra dayıma sordu o da hılti dedi, ne kadar doğru artık orasını  bilemem.) Hiçbir şey yapmamak canımı sıkmıştı.

Elimi yavaşça radyoya doğru uzatırken muzipçe Hoseok'a baktım. Ona baktığımı anlamış olcakki bana kısa bir bakış atıp "Ne bakıyon lan?" dedi. Ah canım arkadaşım ah, canım sana bakmak istedi de ondan bakıyorum. Ona biraz daha bakıp konuştum. "Canım benim radyoyu açabilir miyim?" diye sordum. Şarkı dinlemeyi sevmezdi, ya da benim açtığım şarkıları. Anlamıyorum, bence benim dinlediğim şarkılar çok güzeldi.

Bana korkuyla karışık endişeli bir bakış atıp "Bunu bana yapma, daha çok gencim." dedi. Alayla dudaklarımı aralayıp "Ha ha ve ha." dedim. Sonra da radyoyu açıp müzik aramaya başladım. Duyduğum şarkıyla kahkaha atıp son ses açtım. Hoseok bana ciddi misin bakışı attı ama onu takmadım ve şarkıya eşlik ettim. "I will sing my a b c d. a b c d e f g h i j k l m n o p q r s t u v w x y z. Kapıcı İzzettt."  ben neşeyle şarkımı söylerken Hoseok radyoyu kapatmıştı. Tam ona kızacekken ileriyi gösterip geldik dedi. Ben de anladığımı göstermek amacıyla başımı sallayıp arabadan indim. O da inmişti.

Yavaş adımlarla kapının önüne gelmiştik. Kapının üzerinde çiçek buketi ve dantel vardı, gülmeden edemedim. Kafamı kaldırıp eve baktım. Ev iki katlıydı ve ahşaptan yapılmıştı. Balkonunda bir sürü çiçek vardı ve hepsi bakımlıydı. Ama aralarında bulunan beyaz güller dikkatimi çekmişti. Nedenini bilmiyordum.

Ben incelememe devam ederken Hoseok kapıya iki kere vurdu. Hiç kimse ses vermemişti. Tekrar vurdu. Gene ses yoktu. Tekrar vuracekken kapı birden açıldı. Kapıyı, beyaz saçlarının narinliği ve mavi gözlerinin ışıltısıyla yaşlı bir kadın açmıştı. Yüzüne baktığınızda kızgın olduğunu anlayabiliyordunuz. Turuncu saçlı arkadaşıma bakıp kızgınca "Yavrum niye kapıyı kırıyorsun. Ben yaşlıyım yaşlı. Tuvaletten buraya gelmem ne kadar zordu biliyor musun?" diyip ekledi, "Gerçi tuvalette daha çok zorlanmıştım, o son muzu yememeliydim." Hoseok ve ben bu gereksiz bilgi ile yüzümüzü buruşturduk. Ağzımdan bir öğk sesinin kaçmasını engelleyemedim. Yaşlı kadın bana bakıp "Sanırsam sen sıçmıyon, böyle tepki verdiğine göre." diyip biraz geri çekildi ve eliyle içeri geçmemizi işaret etti.

Biz de içeri geçiyorduk, - duk çünkü kafama gelen şaplakla olduğum yerde kaldım. Başımı yukarı kaldırıp kadına dik dik baktım. "Ya nine niye vurdun?!" dedim. Demem üzerime sinirli bir şekilde ayakkabılarımı işaret edip, "Yavrum sen hayırdır, çıkar o pabuçları!"dedi. Ben de mızmızlanarak çıkardım. Hoseok'a baktığımdaysa kıkırdadığını gördüm. Sinirli bir şekilde yaşlı kadına dönüp "Yaa, o da çıkarmadı, ona niye vurmuyorsun?!" dedim. Yaşlı kadın Hoseok'a bakıp gülümseyerek konuştu. "Sevdim o turuncu saçlıyı, hem ben niye birine vurayım, cani miyim?" dediği şey karşısında ağzım açılırken, bu yaşlı kadının kafasının bozulduğunu düşündüm.

Ayakkabılarımızı çıkartıp evin içine doğru adımladık. Önümüzdeki yaşlı kadının mırıltılarını duyuyordum, emin değilim ama 'ben niye birine vurayım, çocuk herhalde deli' gibi şeyler dediğini anladım. İçimden ben mi sen mi diye düşünmeden edemedim. Oturma odası olduğunu düşündüğüm yere gelmiştik. Yaşlı kadın tekli koltuğa oturup karşısındaki ikili koltuğu işaret edip oturun demişti. Biz de oturmuştuk.

Hoseok'a baktım ve 'konuşsana' şeklinde ağzımı oynattım. O da bana 'banane, sen konuş' şeklinde işaret yaptı. Oflayıp konuşmaya başladım. "Ninecim, biz polis şubesinden Kim Taehyung ve Jung Hoseok. Dolandırıldığınızı öğrendik ve size yardımcı olmaya geldik."dedim. Yaşlı kadın kafasını sallayıp," İyi ettiniz oğlum, bütün paramı çaldı şerefsiz."dedi ve ekledi" Ha yavrum, siz bekleyin ben size çay ve kek getireyim." dedi. Daha biz itiraz edemeden kalkıp mutfağa gitmiş, ikramlıkları alıp gelmişti. Onun bu hızı karşısında şaşırırken, kapıyı iki saate açtığı gelmişti. Kafam karışmıştı ama bir şey dememiştim.

Verdiği şeyler için teşekkür edip konuşmama devam etmiştim." Ninecim, bu arada adınız nedir?" Çayını yudumlayıp "Lalalisa ama siz kısaca Lisa diyin. " demişti. 'lalalisa' mı, çok garip gelmişti.

"Lisa ninecim, bize nasıl dolandırıldığınızı anlatır mısınız?" demiştim. Yüzünü ekşiltip "Hiç açmayın o konuyu, ağzımızın tadı bozulmasın." demişti. Yaşlı kadına bakıp "Lisa ninecim biz buraya bunun için geldik." demiştim. Biraz sinirlenerek "İlk kekinizi bitirin sonra konuşuruz." demişti. Ben de aynı sinirle "Ninecim anlatsanıza!" demiştim. Yaşlı kadın sinirle bağırarak "İLK YİYİN, SONRA KONUŞURUZ!!!" demişti. Bağırması üzerine yerime sinip kafa sallamıştım. Arkadaşıma baktığımda onun da benden farkı olmadığını görmüştüm. Bu kadınla çok uğraşacağımızı düşünürken, yakınlarına da acımıştım.

Ben bunları düşünürken yaşlı kadının konuşması üzerine ona bakmıştım. "Hmm, enfes enfes. Ne güzel yapmışım keki." diyip gülümsemişti. O an gerçekten bu kadınla çok uğraşacağımıza kanaat getirmiştim.



Nörüyonuz len? Neyseciğime bu beni hiç alakadar etmez demiycem. Başladık bir saçmalığa Allah sonumuzu hayır etsin, öçzlslsşs. ö harfi, heheheh. Ha bu arada şarkıyı dinlemek isterseniz kapıcı izzet falan yazın, öçzçaşsş

 Ha bu arada şarkıyı dinlemek isterseniz kapıcı izzet falan yazın, öçzçaşsş

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Tipe bak len, tam ısırmalık, ömzçsöls

Süper Babaanne ~taekook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin