Evet şu an sokakta kalmıştım ve ne yapacağımı bilemiyordum.
Bir dakika kadar sonra sokakta kaldığım gerçeğini atlatmaya çalışarak arabama yöneldim.
Arabayı sürmüyordum sadece oturuyordum, çünkü nereye gideceğimi bilmiyordum.
Biraz daha düşününce annemi aramaya karar verdim.
Telefonuma baktım ve şarjımın %60 civarında olduğunu görünce sevindim.
Hemen rehbere girerek annemi buldum ve arama tuşuna bastım.
Annemin telefonu çaldı ama açmadı. Ben de birdaha aradım ama bu sefer telefon aradığım gibi kapanmıştı.
Ben de sinirlendim ve babamın oturduğu çevreyi bilmesemde rastgele bir sokağa girdim.
Bir anne ve baba nasıl bu kadar sorumsuz olabilirdi ki?
İkisinede çok kızgındım, ve haliyle çenem yine kasılmıştı.Hala aklım almıyordu
bu sorumsuzluklarını. Nasıl yapardı bir anne ve baba bunları?Ben bunları düşünürken kapkaranlık bir sokağa girdiğimi yeni anlamıştım. Bunu fark edince kızgınlığım tamamen KORKUya dönüşmüştü.
Başımı kaldırıp sokağa baktığım zaman kimseyi görmemiştim ve sokak gerçektende karanlıktı.
Korkuyla etrafıma bakarken bu sokağa daha önce hiç girmediğimi anladım.
Tam o anda bir lastik patlama sesi ve arabamın saniyeler içerisinde durması bir olmuştu.Aaaaaaa gerçekten mi? Bugün hayat bana mı oynuyordu böyle?
Ben panikle hemen arabadan indiğimde sol ön lastiğimin patlamış olduğunu gördüm.
Artık birşeyler yapmalıydım ve bunun farkındaydım. Bu arada, yedek lastiğimde yoktu.
Telefonumu açtım ve rehbere girdim.
Sokağa doğru birkaç adım atarken gözüm telefondaki KYLE
yazısının olduğu yere kaydı, arama tuşuna bastım ve basar basmaz kendimi yerde buldum.Evet ayağım bir taşa çarpmıştı ve anında yere düşmüştüm.
Düşüşün etkisiyle kapadığım gözlerimi ellerimin hafif acısıyla araladım, ve ellerime baktım, karanlık olduğu için göremiyordum fakat çok da önemli birşey olduğunu sanmıyordum ellerimi ve üstümü çırpıp hemen ayağa kalktım.
Aklım bu sefer de ellerimin arasındaki telefonuma kaydı, evet ben düşerken o da havada kalacak değildiya düşmüştü tabikide.
Yere dikkatlice birkaç saniye baktım ama telefonumu göremedim.
Birkaç dakika daha baktıktan sonra telefonumu bulmayı es geçip yürümeye başladım.
Artık yürümekten başka hiçbir çaremin olmadığını biliyordum.
Sokakta yürürken heryeri iyice inceleme fırsatı bulmuştum.
Etrafıma dikkatlice bakarken bütün sokakların çöplükten farkı olmadığını, ve çok ağır birbirine karışmış içki kokularının olduğunu farkettim.
Sokakta yine kimseyi görememiştim.Galiba onbeş dakikadır yürüyordum.
Arkamdan bir adım sesi duyduğumda korkarak arkama baktım ama arkamda kimse yoktu.
Kendimi sakinleştirmeye çalışarak yürümeye devam ettim fakat arkamdan ardı ardına adım sesleri gelmeye başladığında korkum tavan yaptı.Şuan arkamda kimse yoktu ama adım sesleri geliyordu işte. Hızlanarak bu sokaktan biran önce çıkmalıydım.
Ben hızlandığım sırada arkamdan kulakları sağır edecek şekilde İĞRENÇ bir kahkaha sesi işittim.
İşte şimdi korkudan ölebilirdim.Bu kahkahayı duyduğum anda koşmaya başladım, ama kahkaha sesi beni çıldırtırcasına hala devam ediyordu.
Bu sokaktan başka bir sokağa girdim,
gözlerimi kapattım ve içimden büyükbir OHHH çektim. Çünkü sokağa girdiğim andan itibaren kahkaha sesi gitmişti.Gözlerimi yavaşça araladım ve dudaklarımdan bu günekadar attığım bütün çığlıklardan dahabüyük bir çığlık firaretti, çünkü karşımda hertarafı kana bulanmış bir ceset vardı. Arkamı döndüm ve karşımda tamamen siyahlara bürünmüş kapşonlu biri vardı ve ağzı tamamen kırmızıydı.
Benim enfazla onbeş adım ilerimdeydi ve bunu düşünmek istemiyordum. Bana bakıyordu fakat kırmızıya bürünmüş dudakları haricinde hiçbiryerini göremiyordum. Bana doğru adımlamaya başladı ve bende ona doğru koşamayacağıma göre cesedin olduğu çıkışa doğru koşmaya başladım. Ve yine o İĞRENÇ kahkahasını sergiledi ama ben hiçbirşeyi umursamadan koşmaya devamediyordum.
Ellerim, ayaklarım, bacaklarım kısacası heryerim titriyordu. Hala koşuyorum. Bu sokağı da geçtim ve arkama bakarak koşmaya başladım, bedenim benden daha iri bir bedene çarptı. Ben karşimdiki kişiye bakmaya korkuyordum ama baksam da bakmasamda ayanıydı. Sonunda cesaretimi toplayıp bakmaya karar verdim, ve karşımdaki kişi belkide hayatımda hiç karşılaşmak istemediğim biriydi ama şu an gerçekten şükrediyordum ve karşımdaki kimdi biliyormusunuz???
JAKEOnu görünce ilk olarak irkildim fakat hemen sonrasında "Bana yardım et"
dedim.Oda beni görmeyi beklemiyordu ki şaşkınlıkla bana bakmakla yetindi, sonra ona biraz daha yaklaşıp fısıltıyla "Burada biri var" dedim.
Jake de şaşkınlığını geride bırakarak bana endişeyle baktı ve "kim?" dedi."Bilmiyorum ama birini öldürmüştü ve çok korkunç gözüküyordu." dedim.
Oda benim kolumdan tutu ve işte tam bu anda gözlerimin içine beyaz bir fener tutulmuşcasına heryer bembeyaz odu ve aniden bir çift kan kırmızısı göz gördüm ama saniyeler sürmüştü."Hadi buradan gidiyoruz Jessica." dedi ve kolumu bırakmadan arkasını dönüp yürümeye başladı.
Bu gece yaşananlar gerçekmiydi?
Az önce gördüğüm şeyde neydi?
Jake'ye az önce gördüğümşeyi anlatıp anlatmamak arasında kaldım ama ona güvenemezdim.
Hâlâ içimde korku vardı ve dinmek bilmiyordu.Şimdi Jake'nin arkasından sürükleniyordum.
Kolumu sıktığının yeni farkındaydım sahiden çok sıkıyordu ama bunun farkında olduğunu sanmıyordum.Korkudan kısık çıkan sesimle "Kolumu acıtıyorsun."dedim.
Omzunun üstünden bana baktı ve kolumu bırkatı.
Gece, ve etraf çok karanlık olduğundan dolayı bastığım yerleri göremiyordum, o nereye giderse arkasından gidiyordum.
Biraz yürüdükten sonra Jake'ye bakıp
"Sen neden bura-" (buradasın?)
diyecekken ayağım yerle değil boşlukla buluştu ben aniden Jake'nin ceketini tuttum, ve dudaklarımdan bir çığlık firaretti.
Galiba bir çukura düşmüştük,
düşmüştük diyorum çünkü Jake'yi de kendimle beraber çukura düşürmüştüm.Kafam aniden sert birşeye çarpınca gözlerim kapanmaya başladı, daha fazla kendimi tutamadım ve gözlerim kapandı.
Bu bölümü biraz heyecanlı yapayım dedim.
Bende bu soruları merak ettiğinizin farkındayım.
Jessica'nın gördüğü katil kimdi, ve neden elleri değil de dudakları kana bulanmıştı???
Jessica'nın gördüğüşey neydi?
Jessica neden böyle birşey gördü?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIĞIN İÇİNDE
Ficção AdolescenteO, Jessica Brown bütün hayatının yalan olduğuğunu, insanların hiç ama hiç göründükleri gibi olmadıklarını hatta ve hatta kendisinin bile aslında göründüğü gibi olmadığını öğrendi ve bundan sonra... HAYATI ÇOK AMA ÇOK DEĞİŞECEK.