Jimin kollarının arasında dört yaşındaki kızının elbisesini düzeltirken, dakikalar önce boy hizalarını eşitlemek için çömeldiği yerde bacaklarının ikiye ayrılacağını hissetti.
"Günün nasıl geçti tatlım?" diyerek neşeli bir tonda sorduğunda kızı ellerini heyecanla birbirine çarparak konuşmaya başlamıştı bile. "Çok eğlenciliydi baba! Bugün öpücük atmayı öğrendim!" Jimin duyduklarıyla kaşlarını çatarken, "Ne?" diyerek anlamadığını belirtmiş ve iki adım ötede onları dinleyen Lisa'nın gözlerini devirmesine sebep olmuştu.
"So Ra, tatlım eve gitme vaktimiz geldi." Bunları söylerken bir yandan kızına uzattığı eliyle ona gülümseyen Lisa bir yandan Jimin'i durduğu pozisyondan kurtardığı içinde seviniyordu. Çünkü uzaktan bakılınca tam bir kabız duruşu sergiliyordu.
Bunu fark eden genç adam, genç kadına minnettar bir bakış atınca çömelmekten uyuşan ayaklarıyla yukarı kalktı ve kızının söylediklerini tekrar hesap edince, "Öpücük meselesini anlatmadan bir yere gidemez." Diyerek kollarını göğsünde bağladı.
Kızının kıkırtısını duyduğunda devam etti, "Böyle dersler veren bir okula kızımızı nasıl gönderirsin Lisa?" Eski karısına dönerek onu azarladığında kızının elinden tutan genç kadın, adama baygın bir bakış atıp cevap verdi. "Bu okula sen kaydettirdin Jimin."
Birkaç saniyedir attığı anlamsız bakışlar yerini aydınlanmaya bırakırken, "Ha.." diye bir anlama mırıltısı dudaklarından çıktı.
"Öğretmenimden öğrenmedim baba, arkadaşım öğretti!" diyerek olaya dahil olan kızlarıyla genç adamın kaşları daha çok çatıldı. "Bu ne ya, yanlışlıkla kerhaneye mi gön-" Lisa şokla açtığı gözleriyle Jimin'in üzerine yürüyüp eliyle ağzını kapatırken, "Kessene sesini sen!" diye cırlamayı da ihmal etmedi.
Arkada hala gülmeye devam eden kızlarına aldırmadan atışmaya başlamışlardı bile. Jimin dudaklarını kadının avuç içinden kurtarırken söyleniyordu. "Dudaklarım için yanıp tutuştuğunu biliyorum ama sırası değil. Şu an burada kızımız söz konusu!"
Lisa karşısında durmuş pişkin pişkin konuşan adamı şokla dinliyordu. "Ben mi yanıp tutuşuyorum? Asıl sen benim için ölüyorsun be!"Jimin sırıtıp, "Evliyken de böyleydin, bir baktık boşanmışız aa o da ne? Hala böylesin." deyince Lisa küplere bindi ve elini bıraktığı kızları onları şaşkınlıkla izlerken ruhları duymayan ikili atışmaya devam etti.
"Ya sana ne demeli? Egon balon gibi şişmiş!"
"Ha ve ha! Nacizane kişiliğime laf söylerken utanmıyor musun?"
"Ne utanacağım ben be bal kabağı!"
"Sen nasıl bir çirkefsin ya? Senden boşandığım için bana ödül verilmeli!"
"Ön taraftan seni ciddiye alamıyorum canım arkama konuş! Ayrıca senden boşanan benim, havalara girme hemen!"
O sırada, "Anne, baba boşanmak ne demek?" diyen kızlarıyla birbirlerine bağırmak için hazır ola geçtiklerinden dudakları aralık kalan ikili, soruyla birlikte varlığını unuttukları kızlarına döndüler.
Omuzları aniden düşüverirken birbirlerinin gözlerine baktılar. Ne cevap verilirdi ki şimdi bu duruma? Yaklaşık bir sene önce şiddetli geçimsizlikten boşanan çiftin dünyalar güzeli kızları vardı ve ona bu durumu şu ana kadar açıklamamakla büyük bir hata yaptıklarını şimdi fark ediyorlardı.
Kızları So Ra'yı, bazen evli çiftlerin biraz ayrı yaşamaya ihtiyacı var, diyerek oyalarlarken buna nereye kadar devam edebilirlerdi ki? Oysa ki tek istedikleri minik kızlarının üzülmemesiydi...
Jimin ve Lisa, So Ra'nın iki yanına geçip kızlarının ellerini tuttular ve yakındaki banka hep birlikte oturdular. Kızının saçını okşayan Jimin, "Bebeğim..." diyerek söze başladı. "Boşanmak bir tür oyun." dediğinde ise Lisa omzuna geçirdiği yumruğun ardından ne yapıyorsun diye fısıldamıştı. Dudak büzüp omuz silkti genç adam.
Başka mantıklı bir açıklaman varsa kendin konuşsaydın diye içten içe eski karısını azarlarken boğazını temizleyip, "Nasıl bir oyun?" diyen kızına cevap vermeye devam etti. "Yani.. Bazen bizim gibi çiftlerin ayrı kalması ve bu süreçte birbirini özlemesi gerekiyor ki bir araya geldiklerinde birbirlerini daha çok sevsinler.."
Lisa'nın gözlerinin içine bakarak konuştuğu süre içerisinde ciğerindeki oksijen yetersiz kalmış gibi derin bir nefes çekti içine Jimin.
Kadının kaçırdığı bakışlarının ardından yamuk bir gülümseme dudaklarında yer edindiğinde, seni çok özledim , diyemedi bir türlü.
Bunu söylemeye ne gururu izin verirdi ne de aklı. Ama Tanrı şahidi olsun, özlemediği bir dakika bile yoktu eski karısını.
Lisa için aynı şeyler geçerli miydi muammaydı tabii..
Ortalarında oturan kızları babasının konuşmasını dudağına yasladığı parmağıyla birlikte düşünürken bir anda zıplayarak bağırmaya başladı. "Ben de Jun Ki ile boşanacağım o zaman!" deyince anında devreleri yanan Jimin, "Ne ne ne?!" Diye bağırınca olanlar oldu.
Bunların hepsi okulun çıkışında yaşanıyordu!
"Kızımız biriyle mi evli!" Diyerek köpüren genç adam, laçkalaşan sinirleriyle kızını daha çok güldürüyordu.
Lisa avucunu alnına çarpıp isyan etti. "Saçmalama sersem, oyun arkadaşından çift olarak bahsediyor!"
Jimin hala kaşları çatık bir şekilde anlamaya çalışmadığı duruma sinirle karşı çıkmaya devam ediyordu. "Kızımızın kaydını bu okuldan alacağım Lisa."
"İstersen bir de sanayiye ver!"
Jimin yüzünü buruşturdu. Sanırım biraz fazla abartmıştı. Derin bir nefes daha alarak ayaklandığında Lisa da ardından ayaklanmış ve kızının elinden tutarak, "Hadi gidelim tatlım." demişti.
Velayet annesinde olduğu için So Ra babasını sadece istediği zaman görebiliyordu artı olarak iki gün yanında kalabiliyordu. Jimin'in en çok üzüldüğü şeylerden biri de buydu. Bebeğini bile ancak Lisa uygun olduğu zaman görebilmesi canını fena halde acıtıyordu.
Eğilerek miniğinin yanaklarından öpüp kocaman sarılmasını sunduğunda, "Görüşürüz sevgilim." diyerek en son alnından öpmüş ve kollarından ayrılan kızına gülerek el sallamıştı içi cayır cayır yanarken.
Lisa'nın genç adamın gizlemeye çalışsa da gözlerinde gördüğü çaresizlik kalbine ağır gelmişti ve ağlamamak için kendini sıkarken yürümeye başlamışlardı bile.
Jimin'in onlar gözden kaybolana kadar arkalarından izleyeceğini adı kadar iyi biliyordu.
Sonra ani bir şey oldu. So Ra olduğu yerde durup annesinin de duraklamasına neden olurken, "Bir sorun mu var bebeğim?" diyen kadının sesinden şaşırdığı belli oluyordu. Jimin ise arkadan izlediği kadarıyla olayı anlamaya çalışırken yanlarına gitmeye karar vermiş ve Lisa'ya ne olduğunu bakışlarıyla sorarken, bilmediğini büzdüğü dudaklarıyla anlatmıştı.
So Ra, "Benim aklıma takıldı. Şimdi siz çok ayrı kaldınız ya?" dediğinde gerildi ikisi de. Daha sonra küçük kız heyecanla tamamladı sözünü. "O zaman birbirinizi çok özlemiş oluyorsunuz! Artık bir araya gelebiliriiiiz!"
Şimdi sıçtık, diye içinden geçiren Jimin zoraki bir sırıtmayla Lisa ile göz göze geldi. Attığı yalanın bu şekilde sonuçlanacağını düşünemeyen aklı kızının böyle bir şey söylemesine neden olmuş ve sonuç olarak aynı evde kalmaya mecbur kalmışlardı.
Bir yıl önce ardında bıraktığı eve geri dönecek demekti bu.
O an zamanı geri almak istedi. Fakat dakikalar öncesine değil, tam bir yıl geriye. Boşanmadıkları ve didişseler bile hep beraber oldukları o ana..
Şimdi ne olacaktı peki?

ŞİMDİ OKUDUĞUN
again ☆ lismin ✓
أدب الهواةACEMİ YAZILMIŞTIR, MANTIK HATASI BULUNUR VE FİNALİ EKSİKTİR. DÜZENLENMEYECEKTİR. lismin, rosékook Çocuklu ve boşanmış bir çiftin birbirlerine yeniden bağlanması için çokça sebebi vardı. En gerçeği ise hala bitmemiş olan aşklarıydı... »begining:10061...