Kafamı yavaşça iki yanıma sallarken üzerimdeki çizgili bluzu çekiştirdim. Sırtımı sandalyenin sırtına yaslarken alt dudağımı dişledim. Hailee ile tanışalı bir gün oluyordu ve Harriet, onunla buluşmam gerektiğini söylemişti. Menajerim.
"Hey, Hailee... Şeyden haberin var mı..."
Dudaklarımı büzerken Hailee'nin ağzındaki lokmayı ağır ağır çiğneyişini izledim ve "Sanırım beni bir programa alacaklarmış, konuk olarak. Ve ilişkimiz hakkında konuşacakmışım," diye mırıldandım.
"Hemen mi?"
"Birkaç haftası varmış."
Derin bir nefes aldı. "Hayır, bana söylenen tek şey eğer seninle ilgili bir soru alırsam yanıtsız bırakmam gerektiği."
"Muazzam, gerçekten."
Parmak uçlarımı ritmik bir şekilde masaya değdirip çekmeye başladığımda sol elini elimin üzerine koydu ve gülümserken gözlerini uzunca kapalı tuttu. Kafamı iki yanıma salladım. "Yalanı yaşıyoruz," diyebildim.
Hailee de kafasını iki yanına salladı. "Elimizden gelen bir şey yok, Niall."
Ve derin bir nefes aldı. Elini elimden çektikten sonra tekrar çatalını kavradı ve pastasını yemeye devam etti. Bir süre ona baktım ve dudaklarımı birbirine bastırıp telefonumu elime aldım.
Instagram'a girdim ve takipçilerimden gelen mesajlara göz attım. Tekrar ana sayfaya girdiğimde, karşıma çıkan fotoğraf gözlerimi hızla kırpıştırmama sebep oldu.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
haileybaldwin: 👊
shawnmendes: ❤
mendesarmy: Aman tanrıım!
cuteniall: Niall, buraya gel ve kocanı al...
shiallisreal: Shawn elden gidiyeeah
Dudaklarımı büzerken kafamı kaldırdığımda Hailee ile göz göze geldik. "Vay canına," diye mırıldandığımda omuz silkti ve derin bir nefes aldı.
Omzumun üzerinden Harriet'e baktığımda, kovboy şapkasını hafifçe kaldırdı ve gözlüğünü yavaşça indirdi. Sağ eline telefonu aldı ve salladı.
Hemen ardından bir şeyler yapmaya başladığında gözlerimi telefona indirdim.
