Katilim evet , ben bir katilim ve bunu gururla söylüyorum çünkü ben İNTİKAM aldım onun kardeşimi öldürdüğü gibi onu öldürdüm çünkü ölmeyi hak etti oda bir katildi. Sizde merak ettiniz değil mi? Her şeyi en baştan anlatayım en iyisi;
Korkuyordum ,artık yapayalnız kalmıştım. Dünyam başıma yıkılmıştı.
Ölümlerinin üstünden sadece bir kaç hafta geçmesine rağmen, kaza gözümün önünden gitmiyor du ne zaman bir araba görsem aklımda hemen o an canlanıyor du . Kulaklarımda hep o çığlık sesleri vardı beynimin içinde dönüp duruyordu kulaklarımda sesler yankılanıyordu ve sanırım bir daha bu seslerden kurtulamayacaktım , keşke bende ölseydim keşke o gün ben de arabanın içinde ölseydim ama ne yazık ki daha dolmamıştı buradaki vaktim.O gün her pazar yaptığımız gibi ailecek kamp yapmaya gidecektik. Heyecanlıydım bu sefer uçurum kenarına kuracaktık çadırı , annem ve Şila kahvaltıyı hazırlamıştı babam duş alıyordu ben de Anastasya 'ile yaz tatilin de ne yapacağımız hakkında konuşuyorduk.
Annem: Kuzey , Uğur hadi artık aşağıya gelin.
Babam: Giyiniyorum tatlım
Ben: Geliyorum.
beş dakika sonra aşağıya indim, kahvaltı yapıyorduk
Babam: Kuzey Anastaya' ya bizimle gelecek mi ?
Kuzey: Hayır onun bu gün biraz işi var.
Babam: İşi uzun sürmezse bekleye biliriz.
Kuzey: Maalesef onun işi biraz fazla baba .
Sonra hazırlandık ve yola çıktık babama hep daha hızlı sürmesini söylüyordum annem ise yavaşlamasını ama babam ben her dediğimde dahada hızlanıyordu aşırı yoğun ağaçların olduğu bir ormandan gidiyorduk aniden yol kesildi babam yavaşlamıyordu, fren tutmuyordu kocaman bir ağaca çarptık o anı tam olarak hatırlamıyorum ama annemin son sözü olan "bizi affet" lafı her ne demeya çalışıyorsa aklımdan çıkmıyordu . (Ne demeye çalışmıştı? onların suçu neydi? sadece refleks olarak mı demişti ? bunları düşünmekten aklımı bir türlü toparlayamıyordum.) Bir şeyim yoktu sadece anlım kanıyordu muhtemelen ön camın parçaları kesmişti, arabanın camı açıktı hemen oradan çıkmayı başardım arabanın önü ikiye ayrılmıştı ilk önce babamın kapısını açmaya çalıştım ama sıkışmıştı bende bagajda bulduğum levyenin bir ucunu babamın kapısının kenarına iyice sıkıştırdım sonra var gücümle levyenin diğer ucuna koşarak tekmeyi attım kapı açıldı ,levye fırladı ve beni yere serdi ayağa kalktım babamı çıkardım daha ölmemişti 112 yi aradım telefonumun sinyalinden bizi bulmalarını söyledim adamda ,bana film çekmediğimizi öyle bir şeyin mümkün olmadığını yakınlarda tabela bulmamı söyledi , geldiğimiz yöne doğru koştum ilerde bir ağaçta (ARAGOS ORMANI) Yazdığını söyledim en yakın bir buçuk saat içerisinde buraya bir ambulans göndereceklerini söyledi. Babamı yere yatırdım annemin kapısı zaten fırlamıştı annemi çekip çıkarmayı denedim ayağı sıkışmıştı annemin ayakkabısını acil durum çantasındaki makasla kestim biraz zorladıktan sonra ayağı ayakkabıdan çıktı bileğinde derin bir yara vardı aşırı kan akıyordu onu da babamın yanına yatırdım tişörtüm çıkardım elimle yırtım annemin bileğine baskı yapacak şekilde sardım kanama yavaşlamıştı annem gözlerini araladı bana kesik dudaklarıyla gülümsemeye çalıştı nabzı düzeliyordu . Babamla ilgilenmem gerektiğini söyledi babamın bacağında aşırı uzun bir deşik vardı bir cam saplanmıştı etine camın damara denk gelmediğinden emin olunca camı çıkardım bileğindeki badanayı çıkarıp bacağına sardım, her şey güzelleşiyordu ikisin de yavaş yavaş nabızları düzeliyordu aniden babamın kalbi atmamaya başladı kalbine o kadar sert kalp masajı yapıyordum ki kaburgalarından bir iki tanesini kırılma sesi geliyordu onu ölüme terk edemezdim kalbine sert sert vuruyordum ama kalbi atmıyordu. gözleri açıldı bana baktı son kez gözlerini elimle kapadım, onu kaybetmiştim ölmüştü bunu anneme belli etmemeye çalıştım annem baygındı. Aniden gözlerim karardı saatime bakmayı denedim daha on beş dakika olmuştu ve devamını hatırlamıyorum. Uyandığımda kel kafalının teki beni duyuyor musun diye sesleniyordu cevap veremedim hareket edemiyordum sanki felçli gibiydim ama hemşirenin koluma sapladığı serum iğnesini hissettim sonra yavaşça sanki bedenim hafifledi ve gözlerimi açtım ambulansın içindeydim anne ve babamı sordum onlarında diğer ambulanslar da diye karşılık verdi gözleri yumdum hastaneye vardığımızda arkamızda halamların olduğunu gördüm bizi hemen ameliyathane ye almışlar kolumdan paramparça olan cam parçalarını çıkartıp dikmişler. Babamı tüm müdahalelere rağmen kurtaramamışlar beni odaya almışlar ama annemin ameliyatı 3 saat sürmüş damarı patlamış. Arada bir kaç gün geçtikten sonra babamı gömmek için aile mezarlığına gittik annem fenalaşıp bayılmıştı cenaze bittiğinde ikimizi hastahane de aynı odaya koydular. Saat iki buçuk ,üç civarında annemin hemşireden kağıt ve kalem istediğini hatırlıyorum sabah uyandığımda annem yoktu .
Kuzey: Hemşire, annem nerede dolaşmaya mı çıktı
Hemşire: Maalesef annen intihar etti.
Kuzey: Ne diyorsun sen, benim annem beni bilerek isteyerek bırakmaz başkasıyla mı karıştırıyorsun.
Hemşire: Lütfen sakin olun lütfen .
koluma kocaman bir şırınga sapladı, uyandığımda yanımda halam vardı bana mektubu okudu mektupta; Oğlum sana böyle bir bencilliği yaptığım için özür dilerim ama ben bu dünya tek bir adam sevdim oda babandı birbirimize bir şey olursa diğeri de kendine aynısını yapacaktı, bu sebeple seni terk ediyorum ama unutma halan ve enişten yokluğumuzu hissettirmeyeceğine eminim. Sana miras kalan parayla ölene dek yaşayabilirsin lise bitince özel bir üniversiteye kaydol, istediğin mesleği yap yada babanın yerine geç iyi bir kadınla evlen ve mutlu ol sonsuza dek seni seviyorum.
Daha 15 yaşımdaydım cenaze günü herkesin karşısında dik durmam gerektiğini biliyordum. Tüm medya bunu konuşuyordu,o gün o arabanın frenlerinin kopması bir cinayet miydi, yoksa tesadüf müydü? Binlerce yalan haber vardı, susmayan telefonlar ve insanlar... Acımı çekmeme bile izin vermiyorlardı. Ağlamaktan gözleri şişen halam,dünyada yaşayan son akrabamdı. Halam çok güzel bir kadındır, uzun boylu ince belli alımlı ve bakımlı bir kadındı. Ela gözlerini beğenmeyen yoktu. Dedem yaşarken halamı binlerce adam istemiş ama halam bir kaptana aşık olmuş dedem asla izin vermemiş halam gizli gizli görüşmeye devam etmiş. Bir gece içkiyi fazla kaçırmışlar ikisi de sabah uyandığında geceye dair bir şey hatırlamıyorlarmış, halam hamile olduğunu karnı çıkınca anlamış ne kadar saçma ki kusmasını veya baş dönmesini kan eksikliğine vitaminsizliklerine bağlamışlar,dedem bunu öğrenince halamı evden kovmuş,halam eniştemle yepyeni bir hayat kurmuş.Dedem hastalanıp yataklara düşene kadar sürmüş bu küslükleri...Dedem son günlerini beraber geçirmek için halamlara ulaşmış,onları affetmiş ve huzur içinde ölmüş.
Yarın 16.yaş günüm.Onlar olmadan geçireceğim ilk doğum günümdü.Bu bana acı çektiriyordu onlar olmadan yaşama fikrine hala alışamadım yaşadığım müddetçe alışacağımı sanmıyorum.Onların olmadığı doğum günü bana doğum günü gibi gelmiyordu. Ayrıca bileklerimin acısı katlanılmaz derecedeydi intihar etmek neden bu kadar zor ki?
Bu şehir ve insanlardan nefret ediyorum ya da kısaca yaşamaktan nefret ediyorum.
Emeğe saygıdan oylayın. Okuma listenize ekleyin Hepinizi çok seviyorum iyi ki varsınız okurlar.
İNSTAGRAM :yusuffemir_