BÖLÜM 1

11 0 1
                                    

      Bu sabah da 6.30 alarmını duymama rağmen ertelemiştim. Bu aralar bir taktik uyguluyordum. İlk dersin önemsiz olduğu günler kendime geç kalma izni veriyordum. Mesela bugün ilk ders Almanca ve girmesem de olur. 25 dk sonra kalkmalıydım. Yani geç kalma izni sistemim 25 dk fazla uyumamı sağlıyordu. Ama dün çok geç yatmıştım. Uyuyakalmışım.
             Gözlerimi açıp telaşla elime telefonu alıp saate baktığımda 25 dk olan iznimi 20 dk daha aştığımı gördüm. Saat 7.15'ti. İlk defa -bu dönem içinde- bu kadar geç kalmıştım. Aceleyle hazırlanıp evden çıktım. Beşer daireli dört katlı apartmanın merdivenlerini jet hızıyla indim. 10 dk mesafedeki otobüs durağına koşar adımlarla 5 dakikada ulaştım. Şansıma, otobüs hemen geliverdi.
             Bindim ve şoförler için daima bomboş olan arkalara doğru ilerledim. Otobüsün körük kısmını geçiyordum, bir çocuk gördüm, benim yaşlarımda ve %97 ihtimalle okula gidiyordu o da. Kumraldı, boyu benden 5 cm falan uzundu tahminen. Yan yana değildik; çaprazımda, 5-6 adım ileride duruyordu.
           Otobüs camından giren güneş ışınları gözlerime adeta  hücum etti bir anda. İki saniye önce optimum seviyede aydınlık olan etrafım bir anda ışık patlamasına dönüşmüştü. Ve sanırım... Şimdi her yer karanlık...
          3-4 saniye sonra her şey normale döndüğünde çocukla göz göze geldiğimi fark ettim. Ama yeni değil, bayadır ona bakıyordum, muhtemelen tüm o acayip şeyler olurken dışarıdan "dik dik" olarak nitelendirilebilecek şekilde. Çocuk -haklı olarak- göz temasını kesti ve telefonuna odaklandı. Yani uzun süredir göz gözeydik.
            Etraf karanlık demiştim ya o sırada boşlukta değildim. Düşünce mi, hayal mi, gündüz görülmüş bir rüya mı her neyse adını koyamadığım görüntülerle karşılaştım. Anlık görüntülerdi. Karavanda biriyle oturuyordum. Karavan çok güzeldi. Daha çok pastel renkler kullanılmıştı. Bir dakika, karavanı biz dizayn etmiştik, beraber, onunla. Uçsuz bucaksız deniz ve yemyeşil ormandı manzaramız. Çok yüksekte bir yol kenarına park etmiştik, şu filmlerdeki dönemeçli uçurum yollar gibiydi.   Yüzler net değildi, ama eminim o an... Gerçekti, oradaki kız bendim, yanımdaki de... -Yükleniyor...- O çocuktu, kumral çocuk. Hayatımda ilk defa gördüğüm, gördüğüm anda zihnime anormal şeyler yaşatan çocuk. Ve yetişkindik, liseli değil. 
        Bu şey belki de... "Neyse, sakin ol ve toparlan!" diye telkin verdim kendime. Olanlara anlam vermeye çalışırken dışarıdan nasıl göründüğümü tamamen unutmuştum. Bu olanlar sadece zihnimde mi olup bitmişti yoksa dışarıya "tuhaf" denecek şekilde yansımış olabilir miydi? İnsanlar bir şeyler döndüğünün farkında mıydı? Telkinime uyarak en arka kapıya yakın olan boş koltuklardan birine oturdum. Camın kenarına kolumu koydum ve başımı elime yasladım. Normal insan izlenimi oluşturduğuma emin olduğumda zihnimdeki düşünce şelalesinin hızla akmasına yeniden izin verdim.
              Neydi az önce olanlar? Hiç bir fikrim yok desem yalan olur. Çünkü kaçıncı histir bilmem ama içimden güçlü bir ses buna çoktan bir isim koymuştu bile ve fısıldadı: Gelecekten spoiler!

GELECEKTEN SPOİLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin