Siyah

1 1 0
                                    

Gözlerimi açtığımda karşımda bir çift göz gördüm ilk başta korkudan irkildim. Yavaş yavaş beynim ayıldığından bu gözlerin Onura ait olduğunu fark ettim.
-Korkuttum mu?dedi gülerek.
Bende gülerek;
-Hayır canım ne korkutması ben genel olarak uyanırken irkilirim. dedim.
-Hadi kalk bakalım kahvaltı yapalım. Dedi.
O an ayağa kalkmak çok zordu ama kahvaltı için sürünerek bile giderdim. Hemen ayağa kalktım elimi yüzümü yıkayıp sofraya geçtim. Ama masa bomboştu.
-Eee hani kahvaltı yok.Bende beni uyandırınca kahvaltıyı sen hazırladın zannettim .
-Kahvaltı hazırladım demedimki kahvaltı yapalım dedim. Dışarıda yiyeceğiz bugün. dedi.
Dışarıya çıkmayı pek sevmiyordum insanlar suratıma garip garip bakıyorlardı. Tam teklifini reddetmek için ağzımı açtığımda eliyle ağzımı kapattı.
-İtiraz istemiyorum hesapta benden hem açık büfe olan bir yere gidiyoruz. dedi.
Şuan daha cazip geldi dışarı çıkmak. Hemen üstümü giyinip yanına gittim. Gülerek;
-Hayatımda gördüğüm en hızlı hazırlanan kadınsın. dedi.
Bende ona güldüm. Kapıyı açtı ve dışarı çıktık. Yarım saat kadar yürüdükten sonra güzel bir mekana gelmiştik. Benim için güzel di çünkü küçük şirin bi mekandı. Hemen açık büfeye yöneldik. İkimizde bir tabak aldıktan sonra olabildiğince tabağımızı doldurduk. Rastgele bir masaya oturup yemeye başladık. Ben iyice yemeye yoğunlaşmışken onur konuşmaya başladı.
-Bence yemek yerken önemli olan yediğin şey değil kimle yediğindir. Mesela şuan burda tek başıma olsaydım bu kadar çok şey almazdım ama sen olunca istemsiz daha çok şey alıyorum. Senleyken kendimi daha iyi hissediyorum daha kendimmiş gibi.
-Bu konuşma nereye gidiyor Onur.
-Sadece sana bişi söylemek istiyorum ama yine kızacaksın.
-Dolandırma lafı söyle kızmam.
-Tamam o zaman. Bak Banu yüzündeki bu morlukları kimin yaptığını ikimizde iyi biliyoruz o yüzden lafı dolandırmadan söylüyorum ya sen abin seni her çağırdığında gitmekten vazgeçersin yada ben abini yasal olmayan yollarla para akladığını polise ihbar ederim senin kararın. Dedi ve o çakmak çakmak gözlerini gözlerime dikti.
-Emrivaki yapıyorsun ve bu benim hiç hoşuma gitmiyor.
-Cevap istiyorum Banu.
-Gitmek zorundayım.
-O zaman abini şikayet ederim.
-Sakın Onur sakın buna izin veremem vermem. Bak onu şikayet edersen hiç bişi olmaz ama biz biteriz.
-Abinden ne diye bu kadar çok korkuyorsun.
-Bilmiyorsun çünkü neler yaptığını ve neler yapabileceğini.
Sustu, sustum ve öylece yemek yemeye devam ettik. Bu onunla o günki son konuşmamızdı yemek yedikten sonra sessizce masadan kalkıp hesabı ödedi ve yine arkasına bile bakmadan gitti. Sinirlenmişti biliyordum benim için endişeleniyordu ama yapacağı her şey bana daha çok zarar verecekti. Bende ayağa kalktım ve usulca dışarıya çıktım. Hava hafif çiseliyordu ama umrumda olmadı kapşonlumu taktım ve biraz yürümeye başladım. Ama daha çok fazla gidememişken yağmurun şiddeti birden hızlandı. Hemen kendimi bi merdiven boşluğuna attım. Merdivenlere oturup yağmurun dinmesini bekledim. Kafam ağrıyordu yine kafamı soğuk duvara yasladım. Yağmuru izlerken uykuya dalmışım.
Ne kadar saat öylece oturup uyudum bilmiyorum ama uyandığım zaman hava kararmış ve benim belim çok pis ağrıyordu. Hafifçe doğruldum hava hala soğuktu kapşonlumu geri kafama taktım ve sokakta yürümeye başladım hangi sokakta bile olduğumu bilmiyordum o an sadece yürümek iyi geliyordu. Her döndüğüm sokak farklı bir hayattı benim için her sokağın başka bir anlamı vardı o an her ev de başka bir dert vardı. Ben bunları düşünerek yine bir sokağı daha arkamda bırakıp başka bir sokağa dönerken gördüklerim karşısında ayaklarım yürümeyi kesti. Sadece yerde kanlar içinde yatan adama kitlenebilmiştim gözleri hala açıktı ama sadece açıktı ne bi can vardı gözlerinde ne de bir hareket. Gözlerimi adamın üstünden çekip yavaşça başında duran adama çevirdim. O an göz göze geldik gecenin karanlığında kapşonlusunun altından bile parlayan gözleri beni bir girdap gibi içine çekmişti gözlerimi geri çekemiyordum gözlerinden o an bu olayı beynim bile idrak edemiyordu. Ben hareket edemiyordum ayaklarım sanki yere çivilenmişti. Aramızda çok bir mesafe yoktu yüzünü seçemiyorum fakat gözleri ay ışığı gibi parlıyordu sanki yada o an bana öyle geliyordu. Ondada bi hareket yoktu o da sadece bana bakıyordu en fazla 10 saniye sonra arkasını dönüp hızlı adımlarla ordan uzaklaştı. Polisin siren sesini duyduğum an kendime gelmiştim. O an kaçsammı yoksa kalsammı diye düşündüm ve arkama bile bakmadan koştum. Evime gelene kadar hiç durmadım eve geldiğimde ise nefes bile zor alıyordum korkudan titriyordum. Bacaklarım daha fazla dayanamadı ve dizlerimin üstüne düştüm. Olayı idrak etmeye başlayınca ağlamaya başladım keşke kaçmasaydım keşke durup adama kalp masajı yapsaydım neden kaçtım suçlu gibi. O an o adamı görünce niye bu kadar afalladım bilmiyorum ama gözleri çok tanıdıktı. O kimdi veya daha önce gördümmü bilmiyorum ama gözleri bana bir şeyi hatırlatıyordu. Ne yapacağımı bilmiyordum gerimi dönsem acaba ama sokağı bile hatırlamıyorum. Onurumu çağırsam acaba o ne yapılacağını bilirdi. Hemen telefonu elime alıp Onuru aradım telefon çaldı çaldı çaldı ama açan olmadı. Ne yapacağımı bilmez bir halde evde dolandım durdum. En sonunda kanepeye  çöktüm bi cinayet şahidiydim adam beni görmüştü ve hiç bir şey yapmadan gitti. Beni tekrar arayıp bulabilirdi. Bilmiyordum bilmiyordum hiç bir şey bilmiyordum. Sabaha kadar beynimde bir düşünceden bir düşünceye geçtim beynim susmuyordu uykum vardı ama beynimdeki düşünceler çığlık çığlığaydılar. En sonunda bi kaç uyku ilacı içip yatağıma uzanmıştım. Uykuya dalmadan önce son düşündüğüm şey ise onun o zifiri karanlık gözleri idi...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 15, 2019 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Sadece ben!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin