Demi ilk başta duygusuz bir ifadeyle bize bakıyor. Arkadaki ışıklar onu elektroşok sonrasındaki hafif kafalılığını temsil ediyor.
Sonra bir balçığın içinden çıkıyor. Karanlıkta. İlluminati aydınlık olduğu için karanlıktan kurtulup aydınlanmak isteniyor. Yeniden doğuyor
Aydınlanıyor. Göz bebeklerine bakarsanız, göremezsiniz :D ( ben bir üçgen gördüm ama çok takılmayın o meseleye) Arka taraf siyah beyaz. Kişilik bölünmesi (Mk- Ultra Alfa)
Sonra ışıklar daha da güçleniyor ve dediğim gibi aydınlanıyor. Bu sırada gök kuşağı çıkıyor. Bu da Alice Harikalar Diyarında programlamasıdır. Gök kuşağının sonuna git mesajını verir.
Elleriyle üçgen yapıyor. Çünkü artık aydınlanmış. İllu da aydınlanmışlar demek.
Bir eliyle gözünü kapatırken diğer eliyle üçgeni tamamlıyor.
Burada ışıklar patlayıp duruyor. Bu elektroşok etkisini gösterir
Sonra bir leke geliyor. Siyah ve beyaz oluşuyor. Yine kişilik bölünmesi. O siyah leke ; kötülüğe battığını temsil ediyor.
Evet, kötülüğe bulanıyor.
Arkadaki siyah beyaz çizgiler ve o boynunu tutan bir el varmış gibi gösteren leke esareti simgeler.
Buraya kadar sözler :
Puttin' my defences up
Gardımı aldım
‘Cause I don't wanna fall in love
Çünkü aşık olmak istemiyorum
If I ever did that
Eğer aşık olursam
I think I'd have a heart attack
Kalp krizi geçirebilirim
Bakın işin sırrı şurada ; aşk yazan her yere karanlık koyun ve anlayın ;)
Karanlığa karşı gardını aldı. Çünkü eğer gardını almazsa karanlıktan olacak. Karanlık, mason olmayanlar için geçerlidir. " Aydınlanmışlar" deniliyor bu yüzden.
Never put my love out on the line
Aşkımı sınırların dışına çıkarmam
Never said yes to the right guy
Doğru erkeğe hiç evet demedim
Never had trouble getting what I want
İstediğim şeyle ilgili hiç sorun yaşamadım
But when it comes to you, I'm never good enough
Ama bela beni bulduğunda, hiç sorunu çözemedim
When I don't care
Umursamadığımda
I can play ‘em like a Ken doll
Onlarla bir oyuncak gibi oynayabilirim
Won't wash my hair
Saçımı yıkamayacağım
Then make ‘em bounce like a basketball
Onları basket topu gibi zıplat
But you make me wanna act like a girl
Ama benim bir kız gibi davranmamı
Paint my nails and wear high heels
Tırnaklarımı ojelememi ve yüksek topuk giymemi istedin
Yea you, make me so nervous
Evet sen, beni çok gerdin
That I just can't hold your hand
Öyle ki ellerini bile tutamıyorum
Karanlığımı diyor, kendi ışığımın sınırından çıkaramam. Hiç doğru erkeğe evet demedim derken şunu demek istiyor ; Erkekler genelde programcı olur. Hiç programcıya evet dememiş önceden. Hep başka bir şeyler istemiş.Ama sonunda şeytan(bela) onu bulmuş. Şeytanı hiç umursamamış. Benim bir kız gibi davranmamı istedi derken; Benim kız özelliğimi kullanmaya zorladı, yani fahişelikten falan söz ediyor. Elini tutamıyorum derken sana artık iyi gözle bakamıyorum demek istiyor. Şeytana ve masonluğa onu bu işlere zorladığı için kızgın.
You make me glow, but I cover up
Sen beni ışıldattın ama ben gizledim
Won't let it show, so I'm
Görünmesine izin verme, ben de vermeyeceğim
Puttin' my defences up
Gardımı alıyorum
Cause I don't wanna fall in love
Çünkü aşık olmak istemiyorum
If I ever did that
Eğer olursam
I think I'd have a heart attack (x3)
Kalp krizi geçirebilirim (x3)
Şeytan onu aydınlatmış. Ama o gizlenmiş. Tabi kaçamayacağını bildiği için bunun olmasına izin verme, ben de izin vermem diyor. Gardını karanlığa karşı alıyor. Kalbi aydınlık.
Devam edelim… Elleriyle tek gözünü kapatıyor ve üçgen içine gözü alıyor.Karanlık kişiliği işkence görüyor. Çünkü karanlıkta olmak mason olmayanlar için kullanır demiştim. Siyah beyaz, yine kişilik bölünmesi. Sonra o elektroşoklar sonrası yeni kişiliği oluşuyorDemi buna dayanamıyor.
Öfkesini bastırıyor ama yine de göz'ü göstermek zorunda.
Sonrasında kişilik bölünmesi sonucu oluşan 3 ana altere bakalım. Işıklar durmadan patlıyor. Elektroşoklar artıyor. Onun patlamasını istemiyorlar. Kontrol altına alıyorlar. Öfkesini bastırıyorlar.Bunu başarıyorlar. Demi dayanamıyor