Merhaba güzel insanlar! Ben artık üslubumdan ve girişimden de anladığınız üzere Livre!
Ve yine başlıktan da ne olduğunu gayet iyi anladığımız bir konuyu gömeceğim burada. (Ama bildiğiniz gibi yalnızca gömmüyoruz, bazı tüyolarda veriyoruz.)
Şimdi bu ülkede bir hizmetli veya sekreter olmak bilindiği üzere çok zor. Bir kere mutlaka siz asla istemeseniz de(!) mini etekler ve göğüs dekolteli gömlekler giymek zorundasınız. Aynı zamanda genelde gittiğiniz tüm şirketler -ki asla büro falan olmaz, her daim şirkete gidersiniz- ya da villalar -bak bundan aşağısı da kurtarmıyor- müthiş soğuk ve sizi aşağılayan insanlarla doludur. Mutlaka etrafta göreceğiniz erkekler fiziksel özellik bakımından çok üst düzeydedir ve asla size iyimser davranmayacaklardır. (Tabi bu hikayemizin başı oluyor.)
Her ne hikmetse bu hikayelerde hep kadınlar başta epey ezilirler ancak buna rağmen ezen erkek onları kanatları altına almaktadır. Melek Mosso'nun da dediği gibi: "Sizin kendi kanatlarınız var kızlar. Kimsenin kanatları altına sığınmaya ihtiyacınız yok!
(Biliyorum, aranızda Melek Mosso örneğinin yanlış olduğunu düşünenler olacak ancak en azından bu sözlerine katılabilirsiniz.)
Birçok watty kitabında gördüğümüz kocaman bir klişedir bu hikayeler. Şöyle ki; zavallı kızımızın bir anda paraya ihtiyacı vardır ve bir şekilde bir villaya temizlikçi ya da bebek bakıcısı olarak gider. Başta villa sahibi adam -ki aşırı yakışıklı ve soğuk olur, her daim takım elbise giyer- ona çok sert davranır, rencide eder ve belki de kovar. Ancak sonra zavallı kızcağızın zor durumunu(!) öğrenir ve kızı tekrar yanına alır. Kız da o büyük gururunu ayaklar altına alarak adama geri döner.
Bir diğer klişe de kadının birinin sekreter olarak girdiği şirketten patronun sevgilisi olarak çıkmasıdır. Kadın sadece sekreter olmasına rağmen patronla ilgili her şeyi bilir, her iş ona yaptırılır. Adam, kadını arzular ve hikaye saçma bir hal alarak biter. İşte 100K okunmanız hazır! Çok da anlatmama gerek yok.
Ne yazık ki moralim bu kitaplarla epey bozuk bugünlerde. Çok enerjik değilim. Ama bu bölüme sizlerin o güzel yorumlarınızı bekliyorum. Bu arada unutmayın, "yazar" olmak popüler kültürün kölesi olmak değildir. Herkes suyun akışına uymak zorunda değildir. Sırf okunma sayısı için edebiyattan vazgeçmek zorunda değilsiniz.
Zorunda olmadığınız şeylere böyle tapmaktan vazgeçin.
İyi günler, seviliyorsunuz;)
Yazan: livreningezegeni
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Wattpad'in Kirli Yüzleri
SaggisticaYazar kime denir? Acaba bu platformda yazan herkes gerçekten "yazar" mı? Wattpad'te öne çıkan ama asla öne çıkmayı hak etmeyen kitapları ve abuk subuk konuları eleştireceğiz. Bize katılın ve Wattpad'i güzelleştirelim.