Her ne kadar uyanmak istemesemde alarmımın çalmasıyla gözlerimi açtım. Yine rutin bir şekilde hazırlanıp okula gidecek, oradan sonra da gece geç saatlere kadar part-time işlerimde çalışacaktım. Bundan bıkmış olsam da hayatıma devam edebilmek için bunları yapmak zorundayım.Yataktan kalkar kalkmaz lavaboya gidip işlerimi hallettim. Sonrasında dolabıma koşup birkaç parça kıyafet seçip saçımı düzelttikten sonra evden çıktım.
Bugün cumartesi olduğu için önce gidip kafeyi açmam gerekiyordu. Bunun için otobüse binip kafeye gidecektim. Otobüs durağına geldiğimde erken geldiğimi düşündüm. Saate bakana kadar... Zaten bende şans olsa bu kadar zor bir hayatım olmazdı.
Mecburiyetten dolayı ,her ne kadar uzak da olsa, kafeye doğru koşmaya başladım. Şu anda kafede kimse olmadığı için geç kaldığım anlaşılmazdı ama CANIM PATRONUM sağolsun sırf geç kalıp kalmadığımı anlamak için özel bir sistem kurdurtmuştu.
Anlamıyorum bir insan neden akıllı uslu duran bir çalışanını işten çıkarmaya çalışır ki?
Bunları düşünürken bir yandan da koşmaya devam ediyordum. O sırada karşımda beliren kişiyi görmememin sonucunda kendimi yerde buldum. Yere düşmemle yanıma eğilip elini uzattı.
" İyi misin?"
"İyiyim teşekkürler"Bende şans olsa zaten şimdiye neler yapmıştım diye düşündüm. Tabi ben bunu düşünürken bileğimden düşen en değerli eşyamı farketmemiştim. O bileklik benim her şeyim demekti. Tüm çocukluğumu geçirdiğim arkadaşım Seok Jin'den bana kalan tek şey...
❦ ❦ ❦Kafeye geldiğimde kapıda öfkeyle beni bekleyen bir patron beklemiyordum tabi.
"Neredesin sen?"
"Özür dilerim efendim saati farketmemişim"
"Bu bir bahane değil. Jae In! Herkes deli gibi part-time iş ararken sen nasıl geç kalabilirsin?"
"Özür dilerim efendim daha sıkı çalışacağım."
"Hayır, sıkı çalışmana gerek yok"
"A-teşekkürler efendim"
"Çünkü kovuldun! Bugün yeni birini işe aldım. Artık sana gerek yok. Zaten geç kalıyordun."
"Efendim lütfen bu işe ihtiyacım var."
"Üzgünüm Jae In hayatında başarılar diliyorum."Gerçekten inanamıyorum. Aslında her zaman işimi aksatmamaya çalışıp en doğru şekilde yapardım. Harika. Jae In şimdi ne yapmayı düşünüyorsun?
Yavaşça eve doğru yürüyordum. Bugünlük dinlenip yarın yeni bir iş bulacaktım. O sırada aklıma gelen şeyle duraksadım. En son 10 yaşımda gördüğüm arkadaşım Seok Jin. Bir anda ortadan kaybolmuştu. Her zaman beraber vakit geçirir, her sorunumuzu beraber çözerdik. Bir gün onun taşındığını öğrendim. O günden beri de onu bir daha göremedim. Sadece gitmeden bana verdiği bileklik vardı bende. Artık yalnızdım ve omzunda ağlayabileceğim kimse yoktu.
İşte o zamandan beri aklıma koyduğum şey Seok Jin'i bulmaktı. Tabi nasıl bulacağımı bilmesemde en azından düşünüyordum. Elimde olan bilgi sadece onun tek yaşıyor olduğuydu. Babası önceden vefat etmişti. Annesinin ise yakın zamanda vefat ettiğini annemden öğrendim. Yani tahminime göre yalnız yaşıyor.
Ama bu bilgiyle onu bulmam çok zor o yüzden bugün internet üzerinden onu araştırmaya karar verdim. Eve girer girmez üstüme rahat bir şeyler giyip bilgisayarımın başına geçtim. Saatlerce bütün ismini aratıp durdum ama tabi ki onunla ilgili hiçbir şey bulamadım. Açıkçası tek umudum internetti ve ben oradan da bir şey elde edememiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝑾𝒉𝒆𝒓𝒆 𝑨𝒓𝒆 𝒀𝒐𝒖? ❦ 𝐾𝑖𝑚 𝑆𝑒𝑜𝑘 𝐽𝑖𝑛
Fanfiction"Nerede olduğunu bilmek istiyorum Kim Seok Jin..." ❦