Bitkin halimle sınıfın içine adımı mı atar atmaz Sunmi'nin üzerime atlaması bir oldu. Kollarını boğazıma sımsıkı sarıp sarıldı.
Ellerimle onu itmeye çalışsam da başarılı olduğumu söyleyemezdim. Adeta bir koala gibi sarılmıştı.
"Nefes alamıyorum," dedim sırtına vururken.
"Ah, pardon. Özledim kızım."
"Daha dün beraberdik Sunmi abartma."
Gözlerimi devirip arkada ki sırama doğru ilerledim.
"Zayıflamışsın kemiklerin elime geliyor."
"Sabah sabah bu ne enerji?" Diye sordum sıkıntıyla.
Yorgun bedenimi sıraya attığımda Sunmi'de önümdeki sıraya oturup sert bakışlarını üzerime dikti. "Ölü gibisin kendine gel."
Cevap vermedim. Söylediğinde haklılık payı vardı. Günlerdir üst üste dans pratiklerini yapmıştım saatlerce. Şikayetim yoktu ama bedenim iflas bayrağını çekmişti.
Cebimdeki telefonun titremesiyle telefonu çıkartıp gelen mesajı açtım.
"Yüksek yerlerden bakmayı seviyorsun değil mi? Okulun çatısında seni bekleyen bir sürpriz var."
Kolyem diye mırıldandım. Ellerim bir an boynuma gitti. Bu anonim kişisini öldürecektim. Benimle oyun oynuyordu resmen.
Anonimi telefonuma kaydedip aramaya çalıştım ama ulaşılamıyordu. Sinirle ellerimi sıraya vurarak oturduğum yerden kalktım.
"Kızım ne yapıyorsun, korktum," diye bağırdı Sunmi.
Onu umursamadan kapıya doğru ilerledim.
"Nereye?"
"İşim var geleceğim birazdan."
Birini bulmam ve kolyemi almam gerekiyordu. Daha sonrada onu eşek sudan gelinceye kadar dövecektim.
Sınıftan çıkıp yukarı çıkan merdivenlere yöneldim. Elimdeki telefonun ekranını açıp tekrardan anonimi aramaya çalıştım ama sonuç aynıydı.
İki katı koşar adımlarla çıkıp diğer iki katı sürünerek çıkmıştım. Ayaklarım beni taşıyamaz dereceye gelmişti.
"Lanet olsun," diye mırıldandım. Dizlerim tutmuyordu.
Çatıya ulaştığımda kapıyı sertçe itip içeriye girdim. Güneş gökyüzünde göz kırparken etrafıma bakmaya başladım ama kimse yoktu.
"Şerefsiz!" Diye bağırdım sinirle. Beni kandırmış mıydı?
"Seni bulunca sana yapacaklarımı biliyorum ben!"
Sinirden dizlerimin üzerine çöküp soluklanmaya çalıştım. Hata bendeydi. Neden tanımadığım birinin lafıyla iş yapıyordum ki?
Nefeslerim düzene girdiğinde tam kalkacaktım ki karşıda duvarın dibinde ne büyük ne küçük açık mavi bir kutu gördüm. İlk başta tereddüt etsem de kutunun yanına gittim.
Kutunun üstünde küçük bir kâğıtta 'Lis' yazıyordu.
Eğilip yerden aldıktan sonra kapağını ürkekçe açtım. İçinden çıkanlar beni ilk başta şaşırttı. Her sabah mutlaka alıp ama bu sabah almayı unuttuğum sandviç ve yanında gazoz vardı.
Gözlerimi kocaman açarak etrafıma baktım. Anonim bunları nereden biliyordu? Kutunun altında duran katlı kağıdın katını açıp yazan notu okudum.
"Öğünlerini atlama yoksa kızarım."
Kaşlarımı çattım. Kağıdı kutunun içine koyup telefonu elime aldım tekrardan.
"En sevdiğim içeceği ve sandviçi nasıl biliyorsun?"
"Tanıyor muyum seni?"
"Dans kursundan biri misin?"
İyi okumalar💜 Wattpad 2019 yarışmasına katıldığım Vaveyla isimli hikayemi okuyup yorumlarsanız çok sevinirim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölü Kalpler
FanfictionÖlü kalbimin atışı kulaklarımda yankılanırken onun sesi de kulaklarımda yerini aldı. "Sen bu dünyada tüm kötülüklerin içinde açan en güzel çiçeksin. Seni kimsenin koparmasına izin vermeyeceğim."