Sevda Türküsü

2.6K 65 21
                                    

Tek bölüm yazdığım tüm hikayelerimi bu postun altımda toplayacağım ve böylece parça parça değil toplu okuyacaksınız :D

Keyifli okumalar diliyorum. Bu arada hikayemizin afişi multimedia da :))

nurhayat

...

#SEVDA TÜRKÜSÜ#

 Evvel zaman önce, ufak bir köyde güzel bir kız yaşarmış. Güzelliği dillere destan orman yeşili gözleri ceylan ürkekliğini taşırmış. Beline uzanan güneşin koparak yer edindiği altın sarısı saçlara sahipmiş. Çok güzelmiş. Güzelmiş güzel olmasına fakat kader bir türlü yüzüne gülmemiş. Bahtı karalarla kaplı olsa da yaşamayı hep sevmiş, güler yüzü solmazmış hiç.

Bir gün akranları ile dere kenarına çamaşır yıkamaya gitmiş. Kader o ya dere kenarında bir delikanlıya vurulmuş. Gece karısı saçları, gökyüzünü hapsettiği gözleriyle genç kızı mühürlemiş kendine. Kızın arkadaşları gülüşerek o delikanlının civar köyün ağasının oğlu olduğu hakkında konuşup dururlarmış. İçten içe gülmüş genç kız, o ağa oğlu onu fark etse bile gönül eğlendirir kızı hor göreceğini düşünmüş. Fakirlermiş, köyde komşularının yardımı olmasa geçinemezlermiş. Genç kızın anası onu dünyaya getireceği vakit hakkın rahmetine kavuşmuş. Babası traktörün altında kalarak can vermiş. Bir tek ablası hayattaymış, oda yarım akıllının biriymiş. '

" Nine kıza yazık ama anası da yok babası da. " küçük çocuk yeşil gözlerini kırpıştırdıktan sonra büyükannesinin sözünü keserek konuştu. Gözlerini kaplayan hüzün onun ne kadar üzüldüğünün kanıtıydı. Yaşlı kadın derin bir nefes alarak torununa sevecek bir gülümseme bahşetti. Çocuklar etrafını sararak hikayenin devamını dinlemeye koyulmuşlar.

' Nerede kalmıştık. Ha tamam. Genç kız derede çamaşırlarını yıkarken, kimisi dedikodu yaparmış kimisi delikanlılarla konuşurlarmış. Bu durumu hiç hoş karşılamazmış, kızların ulu orta oğlanlarla konuşması ayıp sayılırmış o vakitler. İşini bitirerek çamaşırlarını sepetine yerleştirerek arkadaşlarına eve gitmesi gerektiğini söylemiş. Ayaklanarak sepetini eline almış, sağına soluna bakmadan dimdirek yoluna yürümeye başlamış. Kulübeden bozma evleri köyün arka tarafındaymış ve kararan havada ürkünç görünürmüş. Yol boyu kavak ağaçları eşlik edermiş genç kıza.

Yürürken garip sesler işitmiş. İki genç ağaçların arkasında birbirlerine sarılıyormuş ama kız olanı oğlana yapma diye ikaz ediyormuş. Biri görürse kötü olur diye oğlana yalvarıyormuş. Genç kız merakına yenilerek ağaçaların olduğu tarafa ilerlemiş. Sepetini toprak yola bırakarak bir ağacın arkasına gizlenmiş. '

" Ay inanmıyoyum nine kız onlayımı gözetleyecekmis. " küçük kız hayretle konuşmaya başlamıştı. Ağabeyi gibi son derece meraklı ve dikkatliydi. 'R' harfini söylemekte zorlansada dili döndüğünce konuşabiliyordu. Yaşlı kadın, küçük kızın saçını okşadıktan sonra anlatmaya devam etti.

' Genç kız görünmeden ikiliyi izlemeye koyulmuş. Oğlan kızı kendine çekerek ayıp şeyler söylüyor ve kıza dokunmaya çalışıyormuş. Gördüklerinin ayıp şeyler olduğunu kavrayınca bulunduğu yerden gitmenin en iyisi olduğunu düşünmüş. Genç kız utanarak geri geri bir kaç adım attıktan sonra arkasına dönmüş. Birden karşısında dikilen delikanlıyı farkedince çığlık atmış. Korkudan kalbi ağzında atmaya başlamış. Dere kenarında gördüğü delikanlı tam karşısındaymış. Korkuyla yutkunarak sepetini almak için eğilmiş.

- Burada ne yapıyorsun güneş kızı, demiş delikanlı büyülü sesiyle. Genç kız afallamış bir an, sepetinin kulpunu sıkıca kavradıktan sonra doğrulmuş. Kızaran yanaklarla delikanlının gözlerine bakmış, kısa bir an. Gözlerini yere indirerek ne söylemesi gerektiğini düşünmüş.- Şey...yorulmuştum da ben. Az soluklandım, diyebilmiş kısık bir sesle. Delikanlı anlamış aslında durumun ne olduğunu. Hovarda arkadaşı yine bir kızı köşede sıkıştırmıştı ve bu güzel gözlü kızda meraka düşerek onları gözetlemiş. Yüzünü kaplayan geniş bir gülümsemeyle kıza bakmaya devam etmiş delikanlı.- Kuytu köşelerden sakın güneş kızı! Allah muhafaza başına kötü bir şey gelebilir, demiş delikanlı azarlarcasına. Genç kız dahada korkmuş, tekrardan yutkunarak delikanlının yanından geçerek yoluna ilerlemeye başlamış. Yazması başından kayarak toprak yola düşmüş, genç kız farkında bile değilmiş. Delikanlı yazmayı yerden alarak kıza yetişmiş.- Güneş kızı, diye seslemiş ardından. Kız duraklayarak delikanlıya döndüş. Altın sarısı saçları etrafında haleler şeklinde dönerek önünde birikmiş. Delikanlının nefesi kesilmiş, soluksuz genç kıza bakmaya devam etmiş.- Yazman, diyebilmiş delikanlı. Kelimeler o anlık yok olmuş. Saklanarak konuşmamalarını sağlamış. Genç kız mahçup bir şekilde elini uzatmış. Gözlerini delikanlının gözlerinden ayıramıyormuş. Yazmayı aldıktan sonra masumca gülümsemiş delikanlıya. Tam arkasını dönüp gidecekken delikanlı sesine kavuşarak konuşmayı denemiş.- Orman gözlü güneş kızı adın ne senin, demiş hayran hayran genç kıza bakarken.

Hayat Bir HikayeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin