13"küçük kız "

6.6K 111 1
                                    

800 kelimelik bir bölüm oldu,umarım beğenirsiniz.


1 hafta sonra

***

omzumun dürtülmesi ile gözlerimi açtım "günaydın" dedi sırıtarak " günaydın da..bu saatte neden uyandırdın beni ?" dedim sinirle.

"sıkıldım" dedi çocuk gibi dudaklarını büzerek "ne yapabilirim ?" dedim ve geri yattım.

"hadi kalk biraz dolaşalım" dedi yine aynı hareketi yaparak "çocuklaşma, saat daha kaç? gecenin 3'ünde ne gezmesi berk"

dedim homurdanarak.

"saat 5, 3 değil" dedi ve beni kolumdan çekiştirmeye başladı

homurdanarak yavaş yavaş yatağımdan kalktım ve

banyoya gittim, yüzüme hızla su serptim ve ayılmaya çalıştım.

evleri fazla lüks değildi, ama benim için çok tatlı bahçeli bir evdi.

dişlerimi hızlıca fırçaladım ve saçlarımı taradım, birbirlerine dolaşmışlardı, canım acıyordu.

sonunda hazırlanınca gözlerimi kırpıştırdım ve hızla banyodan çıktım "berk neredesin ?" dedim değişik bir ifade ile.

etrafa baktığımda yoktu, mutfağa gittiğimde onu göremedim,omuz silktim ve dolaptan bir şeyler atıştırmaya başladım.

dolaptan çikolata alıp yemeye başladım sonra sütü alıp içtikten sonra etrafa göz attıktan sonra üzerimi değiştirmeye başladım, siyah bir kot pantolon beyaz bir tişört giydim, hava soğuk olursa diye üzerime de kırmızı kareli bir gömlek geçirdim.

ne olur ne olmaz yani.

yüzüme hafif makyaj yaptım ve beklemeye başladım, yarım saat geçti ama hala ortada yoktu ve endişelenmeye başladım, nerede şimdi bu ? geri yatsam kızar mı acaba ?

düşüncelerime sırıtırken kapı çaldı ve "sonunda.." diyip hızla kapıya koştum , uykum çoktan açılmıştı ama her an geri yatabilirdim.

kapı açıldığın da berk elinde küçük bir kız çocuğu ile içeri girdi

"berk,bu çocuk kim ?" dedim şaşkınca

"kaybolmuş."

"niye aramadın ailesini ?"

"nereden bulabilirdim ? polise gidecektim ama üşendim"

"seninle gideriz birazdan, da ... bu çocuğun bu saatte dışarda ne işi var ?"

"içeri girelim de, konuşuruz" dedi sırıtarak. kızın yüzünü incelemeye başladım, aşağı yukarı 8-9 yaşında vardır herhalde. kısa boyluydu,birazcık.

kahverengi iki yandna bağlı saçları, kahverengi gözleri vardı, ona baktığımı görünce sırıttı ve bana sarıldı.

ve sarılmayı bıraktığında bene ona sırıttım, çok tatlı bi kız çocuğuydu.

"aynı anneme benziyorsun" dediğinde gülümsedim ve kızı kucağıma alarak  kapıyı kilitledim ve içeriye, berkin yanına geçip kapıyı kapattım.

"bu saatte ne yapıyordun bakalım küçük kız ?"

dedi berk kıza gülümseyerek.

kızın sırıtması soldu ve konuşmaya başladı.

"evden kaçtım" dedi dolu gözlerle, berk ile aynı anda "neden ?" dedik ve devam etti.

şaşırdık, evden kaçması için en fazla ne olabilir di ?

"babam annemi hep dövüyordu,az daha bana da vuracak sandım birden, çok sinirlenmişti,ağladım ama dinlemedi, polis abi'lere gittim ama babam beni hep yarıyolda yakaladı ve evde hep beni dövdü, bak..." dedi ve kolunda ki morlukları gösterdi.

kaşlarım çatılmıştı, berke baktığımda onunda öyleydi "ne yapacağız ?" dedim berk'e "polise bunların hepsini anlatacaksın,aynı bize anlattığın gibi, anladığımız üzere annen de hiç şikayetçi olmamış, ikinizi de kurtarıp o piçi hapse attıracağız" dedi öfkeli sözlerle

"çocuğun yanında düzgün konuş" dedim bende berke sinirli gözlerle bakarak.

ve ekledim "ben morluklar ve yaralar için ecza dolabından bir şeyler getireceğim, yiyecek bir şeyler ister misin bakalım ?" dedim küçük kıza dönerek, utanarak da olsa kafa salladı.

gülümsedim ve kapıyı açıp mutfağa gittim ve dolaptan çikolataların birazını tepsiye koydum ve bir kaç tane daha abur cub ur ekledim, sonra sağlıklı bir şeyler ile beslenmesini istediğimden vazgeçip meyve doldurmaya başladım sadece bir kaç tane abur cubur koydum.


süt filan da koyduktan sonra sırıtarak oda:'ya girdiğimde berk ile kız gülüşüyorlardı.

tepsiyi masaya koyduğumda kızın gözleri büyümüştü ve hemen hızla masaya geçti.

"ismin en bakalım senin ?"

dedim sırıtarak.

"begüm, sizin isminiz ne abla ?" dedi meyveleri yerken.

"ben gözde, yanımda ki hödük te benim sevgilim" dedim berke sırıtan şeytani bakışlar atarak.

"siz evli değil misniz abla ?"

"değiliz."

sonra ben de kıza sorular sormaya başladım.

"kaç yaşındasın sen ?" dedim sırıtmamı yüzümden silmeyerek, "7 ya siz ?"

"ben 18 "  dedim yüzümde ki sırıtmayı tebessüme döndürerek 

berk ise "20" dedi.

"aynı okul damısınız ?"

"ben lise son sınıfım begümcüm, berk abin ise 1 sene sınıfta kalmış ve 1 sene geç yazılmış"

"bunu bende söyleyebilirdim " dedi berk bana şeytani gülüşler atarak.

"hıı ne demessin" dedim yüzümü komikleştirip.

begümün gülmesi ile bende gülmeye başladım.

çok tatlı bir kız.

gülerken yanağında  küçük bir gamze çıkmıştı, cama doğru gözlerim kaydığında güneşin çıkmaya başladığını gördüm "hadi karakola gidelim, babam anneme zarar verir" dedi begüm üzüntü ile, masaya baktığımda hepsini berk ile bitirmek üzere olduklarını gördüm.

ve tebessüm ile "tamam,zaten bizde dışarı çıkmaya hazırlanıyorduk,sanada biraz oyuncak alalım, ne dersin berk ?"

dedim berke bakarak oda hızla gülümsedi ve "hadi çıkalım"

****

begüm'e bir sürü şirin kıyafetler almıştık, begüm'ün yaraları içinde darp raporu alıp karakola gittik, ve begüm her şeyi utana sıkıla anlattı.

ve polisler begüm'ü yetiştirme yurduna alacaklarını, bu davranışlarımızdan dolayı çok teşekkür etmişti.

annesine de ulaşmaya çalışıyorlar, daha önce de şikayetçi olup şikayetini geri çekmiş.

babasını da elinden gelen en ağır ceza ile cezalandıracaklarını söylediler.

umarım.

karakoldan çıktığımızda öfkeli bir adam bize doğru yürümeye başladı ve berke yumruğunu geçirdi ben de sinirlenip "ne oluyor! çek elini" diye bağırdığımda berk ile sıkı bir kavga ya girmişleri "kızımı nereye götürdün lan sen ? ha !"

adam bağırmaya başladı, ama berk daha güçlüydü ve berke kafa tutamadı.

berk öfkeden sırıtarak "karakola, senin yediğin pislikleri herkes biliyor!"

diye bağırdığında arkadan gelen ağzı gözü kana bulanmış bir kadın bize doğru koşuyordu.

"bırakın kocamı!" dediğinde sinirle kadına döndüm "hala onu kocan olma sıfatına yakıştırıyor musun ?"


zoraki tutsak (+18) #Wattys2019Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin