BÖLÜM İKİ ; AY KIZ

67 9 3
                                    

Eve girdiğimde Fatoş masayı hazırlıyordu, ellerimi yıkayıp mutfağa geçtim kardeşime yardım ederken içim içimi yiyordu. Sadece onunla konuşmak istiyordum, evet çirkindim ama sevgim güzeldi, daha önce birilerini sevdim hemde çok sevdim ama hiçbirine böyle tutulmadım.  " Fatoş'um neden kavga ettin o kızla ?" O değil, ay ile demem gerekliydi ama kardeşime söyleyemezdim ki.. Onunla aynı yaştaydı..  Nerdeyse aramızda 6-7 yaş vardı.. " Sanırım onu biraz kışkırttım." dedi tabakları alıp içeri götürdü. Başımı salladım biliyordum Fatoş biriyle kavga etmenden duramazdı. " Kız geçen sene geldi, çok sessiz bir tipti bu sen car car konuşup duruyor. Ee güzelde herkes yürümeye başladı falan, benim sevdiğim çocukta ona aşık olmuş bende durur muyum altan altan laf sokmaya başladım. sonunda canına tak etti saçımı tuttu sonra kavga etmeye başladık ama güzel dayak yedim." diyince gülmemek için dudağımı ısırdım  ve " sonunda onu omzunu ısırdım." diyince dudkalrırmdan kaçan kahkaha engel olamadım. " Fatoş yine yapmışsın Fatoş'luğunu. " omzunu silkip çorbasından içmeye başladı. " o kızın sevgilisi sonra sana karışmasın?" lütfen sevgilisi olmasın! Güzel taktik yalnız.

" sanırım sevgilisi yok yani okulda yok yani." yüzüme baktı gülümseyip tekrar yemeğine döndü. 

"Eğer öyle bir şey olursa beni ara olur mu?" başını olumlu bir şekilde salladı. Yemek bittikten sonra Fatoş odasına geçti. Masayı kaldırp bulaşıkları makinaya dizdim. Dolmuş olan makinanın artık çalışma vsakti gelince hızlıca detarjanı aramaya başladı. " Fatoş kaç defa dedim sana aldığın şeyi aldığın yere koy!"

" Mutfak masasının altında abi!"

neden kızdığımı anlamış olacakki anında cevap verdi." Bunun yerinin burası olduğunu düşünmüyorum." dediğimde ses vermedi. Gözlerimi devirdim. Makinayı çalıştırıp tezgaha yaslandım. Annem her zaman ki köşesinde az şekerli kahvesini yudumluyordu zihnimde.. Derin nefes alıp zihnimdeki görüntüden uzaklaştım. Odamı kimseyi almayı sevmezdim en yakın arkadaşım Orhun dışında kimse girmezdi. 3 manitör iki klavye ve 3 kasam vardı, harika dizayn etmiş olsamda burada kısıtlı zaman geçirebiliyordum. " Şeytan zihnimden çık." dedim.  Düşüncemi gerçekleştirmek istemiyorum.
" Pekala bu seferlik öyle olsun." diyerek nefsime yenik düştüm.  bilgisayarımı açıp koltuğuma oturdum, asosyal olmamın odamın muhteşem olmasıyla alakası yoktu(!)

Parmaklarımı kıtlatıp hemen şifremi girdim, Ayfer'in hemen facebook hesabını bulup hackeledim. " Çok özür dilerim kısa süreliğine!" demeyi unutmadım. pek bir fotoğrafı yoktu ama gerçekten ay kadar güzeldi. Mavi yeşil karışımı gözlerine bakarken dünyadan koptum.. O kadar güzeldi ki dilim tutuluyordui kelimlerim zihnimden düşüyor fakat dudaklarıma değmiyordu. 

Bilgiler kısmına girdiğimden telefon numarasını kaydetmiş olmasını diledim, başka hesaplarınıda hacklemek istemiyordum. Numarasını görünce gülümsemeden edemedim. " Ay kız teşekkür ederim beni uğraştırmadığın için. "

Bilgisayardan başka yöne yönlendirip bilgisayar üzerinden mesaj atmaya karar verdim, beni polise verirse burada olduğum bulunmayacaktı. 

Ne yazacaktım? Bir sürü şeyleri yazıp yazıp sildim.

" Böyle olmayacak!" Sevdiğim şiir dosyalarına girip baştan hepsini okumaya başladım.

"Ay'a ay hediye edilmez ama mazur gör beni.."  Ona Mustafa Yüksel'in Ay ışığında ayda seni görüyorum şiirini attım.


Seni görüyorum…
Ay ışığında süzülüyor gibi hayalin!
Seni duyuyorum…
Bir mırıltı gibi kulaklarımda sesin!
Efkârlı bakışlarımda gökteki hale,
Buğulu gözlerimde aydaki ışık sensin!

Sanki oradan uzanan eller var;
O uzanan eller senin ellerin…
Sanki oradan bana bakan bir çift göz var;
Bana bakan gözler, senin gözlerin!

Ayda mısın? 
Orada mısın sevgilim? 

Bak, seni seyrederek başımı koyuyorum yastığa.
O yastık değil ki!
Senin dizlerin…
Sızlandığıma bakma
Sensiz, seninle mutluyum sevgilim!

Baksana, hayalinle kapanıyor ağlamaklı gözlerim…
Baksana, her yerde seni görüp duyuyorum,
Her yerde sen varsın, her şeyde senin sesin…
Baksana, yakamozlar parıltılarında
Aşkımızı yazıyorlar mavi sulara ikimizin…
Baksana, bizim için ay son dansını yapıyor
Oynak dalgalarıyla Akdeniz’in…

Ey sevgili! 
Ey ciğerimin köşesi!
Duyabiliyor, görebiliyor, anlayabiliyor musun beni?

Aha, şuracıkta, içimde sızlayan bir yer var;
O yer senin yerin!
Özleminle sızlıyorözleminle kanıyor kalbim…

Dolunay bugün seninle çok güzel!
Sen ondanda güzelsin güzelim!

Gözlerim yumulmadan
Ağlamak istiyorum,
Ağlayamıyorum!
Acıyor, yanıyor kurumuş gözlerim!
Yinede İki damla yaş birikmiş göz pınarlarımda
Yastığıma doğru akmak istiyorlar da
Akamıyorlar!
Seni bekliyorlar!
Sıcacık ellerini bekliyorlar!

Ve o şefkatli ellerinde ipek mendilin…
Gel; sil gözlerimi o ellerinle
Hayallerimi bozmadan…
Ne olur, hayallerimi bozmadan

" umarım beğenirsin ay kız,  az da olsa şu yüzü çirkin adama şans verirsin."

01.10
01.07.19

Aslan Pençesi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin