BAYAN HAYRAN

PART. 20 (FİNAL)

Arabadan indiğimizde hayret nidaları attım. Gökyüzü rengarenk!. Bu inanılmaz. Gerçekten inanılmaz.

"Bu gördüğün nadiren ortaya çıkıyor. Seni buraya getirdim çünkü sende bu gökyüzü gibisin. Nadiren ortaya çıkan iyi kız.. "

Elimden tutup kumlara oturttu beni ve kendisi de yanıma oturdu.
Burda bizden başka kimse yok.
Son iki dakikamız kaldı.
Oda bunu farkettiğinde bana şarkı söyleyelim dedi. İkimiz de şarkı söylemeye başladık. Ben tabii odunluk yapıp ona değil reng cümbüşüne bakıyordum.
Ama o bana bakarak söylüyordu şarkıyı.

"Hayatıma girdiğin için teşekkür ederim... "

"Hayatımıza renk kattığın için teşekkür ederim jackson. "

"İkimize mi?. "

"Ihm hayır... Yani fanlarına. Fanlarının hayatına renk kattın. Harikasın... "

"Aslında buna zorlandırıldım. Ama bazen mutlu oluyorum şarkı söylerken. Beni seven bir sürü insanın olması güzel bir duygu... "

Durdu. Durdu ve gözlerini yere dikti. Bir kaç dakika öyle kaldı.
Aniden gözlerinden iki üç damla düştü. Sonrasında hıçkırarak ağlamaya başladı. Ağlarken sarsılıyordu resmen. Buradan babasına en içten küfürlerimi yolluyorum. Kollarımı ona dolayıp kafamı omzuna yasladım.
Ağlama diyemezdim. Ağlayıp rahatlaması lazım. İçinde tutması iyi değil. Ama o ağlarken benim de gözlerim doluyor. Bana sıkı sıkı sarılıp ağlamaya devam etti. Koca adam kollarımda büzüldü resmen.
Babasına, onu hayatımıza soktuğu için teşekkür mü etsem, yoksa onun ağlamasına neden olduğu için sövsem mi?. Hmm buldum. Onu hayatımıza sokup renk katmasına neden olduğun için en içten teşekkürlerimi sunuyor, onun ağlamasına neden olduğun için de en içten küfürlerimi gönderiyorum. İç çekip sırtını sıvazladım.

"Ağlama demeyeceğim. Ağla. İçini boşalt. Senin sırtını sıvazlayacak bir ben her zaman olacak. "

Kafasını olumlu anlamda sallayıp geri çekildi ve gözlerini gözlerime dikti. Artık zamanı geldi. Derin bir nefes alıp maskemi çıkardım. Gözleri şaşkınlıkla açıldı.

"Ti-tina?. "

"Tina değil melek. Gerçek ismim melek. Hadi ama sana başka bir kız gönderecek değilim. Hem benim arkadaşım bile yok. "

Yüzüne yaklaşıp göz yaşlarından öptüm. Sonra da yaşlarını sildim.
Bana burukça gülümsedi.

"Ben senin arkadaşında olurum. "

Gülümsedim ve telefonumu cebimden çıkarıp saate baktım. Ups zaman geliyor. Oda görüp bana baktı. Aniden gıdıklamaya başladı. Kahkahalarla bir sağ bir sola dönüyordum yerde.
Oda üzerimde durmuş gıdıklamaya devam ediyordu. Bir an durunca ben onu gıdıklamaya başladım. Bu sefer o kahkahalar atıyordu.
Gülerken gerçekten çok güzelsin be.
İlah mısın silah mısın be adam.
Durmamı fırsat bilip beni kolumdan tutup yanına çekti. Kafamı göğsüne yaslayıp saymaya başladık.

"10"

"9"

"8"

"7"

"6"

"5"

"4"

"3"

"2"

"1"

"Benimle sonsuza kadar şarkı söyler misin?... "

Kafamı kaldırıp yüzüne baktım. Gözleri heyecanla cevabımı bekliyordu. Ağzım şoklarda, sonrada bimde.  Yani şimdi bu çıkma teklifi mi?... Evlilik teklifi mi?... Evlilik için biraz erken gerçi.

"Bu bir evlilik teklifi mi?. "

"Evet... Erken olduğunu düşünme sakın. Bak buralarda üzgün olsanda kimse umursamaz. Emly bile ağladığım zamanlarda göz yaşlarımdan öpmedi. Onun yerine  ağladığım zaman güçsüz gözüktüğümü söyledi. Ama sen başkasın ve ben seni kaybetmek istemiyorum. "

Emly bebeğim hipopatamlar üstünde tepinsin inşallah!. Sevdiğin adam kankanla evlenir de çocuklarına senin adını verirler inşallah! Amin!.
Bok suratlı badana. Üçlüler içine girmiş de çıkmayı unutmuş!. Tipsiz muşmula!. Götüm!. Ay dur götüm değerli.
Cevap bekleyen bakışlar görünce kendimi durdurdum.

"Geçmişinde ki bütün kötü muşmula suratlıları def etmek istiyorum. Ve evet, seninle sonsuza kadar şarkı söyleyeceğim bay jackson. "

"Benimsin bayan jackson... "

Ardından kırmızı dudaklarını benim dudaklarımla buluşturdu.
Yanı başımızda ki dört yapraklı goncayı bile görmemiştik. Gerçekten... Hiçbir şey imkansız değildir. Sadece yapılması zordur. Ve ilk kez kader bizim tarafımızdaydı...

ŠÕŇ