Küçük Çarpışma

16 1 7
                                    




Sabah alarmın sesi yerine telefonun zil sesine uyanmıştım. Gözümü aralayıp pencereye doğru baktığımda havanın daha yeni aydınlanmaya başladığını görmüştüm. Elimi yana atıp telefonu açıp kulağıma dayamıştım.

"Patron bu saatte rahatsız etmek istemezdim ama parayı çalan bulundu." demiştim sağ kolum Can. Birkaç hafta önce haraçlardan gelen paralarda eksikler çıkmıştı. Normalde benim adamlarımda böyle yamukluklar yapacak yamuk tipler olmazdı.  Yeni gelenlerden olmalıydı bunu araştırması için Can'ı görevlendirmiştim. Bu ara piyasa durgundu zaten ekonomi mafyaları da etkilemişti ama başımızın çaresine bakıyorduk.
"Geliyorum." Diyip telefonu kapatmıştım. Hemen kendimi duşa attım soğuk bir duşun ardından spor niyetli adam dövüceğim için taytımı ve bol tişörtümü giymiştim. İşte dolabımdan resmi kıyafetlerimi giyerdim nasılsa. Saçımı da at kuyruğu yapıp arabama atladım.

Arabayla mekanımızın önüne gelmiştim kolayca. Kenara park edip içeriye girdim. İçeride bir sandalyeye bağlı adam vardı. Can ve diğer adamlar etrafında daire şeklini almış beni bekliyolardı.
"Bu ibnemiymiş paraları tırtıklayan." Diye bağırarak içeri girdiğimde ortadaki adam ve bazı korumalar irkilmişti ama Can istifini bozmamıştı. Can başını bana doğru çevirip kafa sallayarak beni onaylamıştı. Ne kadar mafya da olsak patron da olsak önce nedenini öğrenmeliydim.
"Adın ne senin?"
"Tarık efendim."
"Söyle bakalım Tarık neden yaptın? Neden patronunun parasını çaldın? Ortaya çıkıcağı bulunacağın hiç mi aklına gelmedi?"
"Patron acil paraya ihtiyacım vardı. Bağışla beni. Ben ettim sen etme."
"Bana söyleseydin oğlum acilse. Sen benim adamımsın. Sen beni koruyup kolluycaksın bende seni görücem. Ne için lazımdı para?"
"Annem hastanede büyük bir ameliyata giricekti acil lazımdı para." Dedi. Buralara kolay gelmemiştim söylediği tek lafla ona inanacak değildim. Can'a kaş göz yaparak söylediğini teyit etmesi için dışarı yollamıştım. O şimdi yetkili yerlerle konuşup olayın doğrusunu öğrenirdi.

Biraz sonra Can geri döndü ve az önceki konumunda durdu. Ne oldu dermiş gibi kaşımla gözümle sordum. Olumsuz anlamda kafasını sallayınca. Delirmiştim bir an Tarık'ı yumruklamaya başlamıştım. Şu hayatta en nefret ettiğim şey yalan ve kandırılmaktı. Bunlar benim hassas noktamdı ve bu adam beni ordan zorladığı için şu an cezasını çekecekti.

Lavaboda kan olmuş ellerimi yıkarken Can geldi.
"Patron hastaneye götürüyor çocuklar. Gerekli uyarıları yolda yapıcaklar." Demişti. Elimi kenardaki havlu ile kurulayıp. Can'a döndüm.
"Ben şirkete geçicem işlerimi hallettikten sonra akşam bizim bara gidip biraz kafa dağıtalım senle." Diyince Can sırıtmıştı. Omuzlarımı silkip önünden geçtim ve arabama binip işyerine doğru yola çıktım.

JUNGKOOK

Havaalanında uçaktan indikten sonra özel şöförle alınıp bir eve yerleştirilmiştim. Ev önceki evimize göre küçük fakat genel olarak bakınca büyük bir evdi. Pencereden sanırım boğaz köprüsü dedikleri köprü gözüküyordu. Nefes kesici bir manzaraydı ve eminim ki akşam daha da güzelleşicekti. Bir anda bütün moodum düşmüştü keşke annemde burada olup bu manzarayı görebilseydi yanı başımda olsaydı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 04, 2019 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Zoraki MafyaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin