Multimedyada Almina ve kıyafeti :D
"Almina"
...
"Almina uyan hadi"
...
"Almina !"
"Lan uyuyoz burda. Her kimsen ben küfür etmeden uzaklaş." Yalnız ben bu aralar pot kırmakta adeta bir dünya markası, adeta pot kırma olimpiyatı birincisi oldum. Olum ben Toprak'ın evindeyim. Ne demek "her kimsen" . Çocuk ne anladı kim bilir.
Evet, bunları gözlerim kapalıyken düşündüm.
"Yanlış bi şey anlamadım ben Almina. Merak etme. Ama pot kırmakta dünya markası olduğun doğru. Çünkü az önce resmen sesli düşündün."
"Hadi canım ! Saka ? Beynimde son cümlesi yankılanırken birden bire gözlerimi açtım.
"Ne ? Ben sesli mi düşündüm lan az önce ?"
"Evet , aynen öyle. " Sırıtıyo bi de pismis kelle.
"Neyse , saat kaç ?"
"14'e geliyo. " Allah'ım sen benimle oyun mu oynuyon ? Önce çocuğun evinde kalıyorum -uyutmuyorum üstelik- , sonra da 15'te babamla buluşucağımı unutup aksama kadar uyuyorum . 14 akşam sayılmaz biliyorum susun. Lafın gelişi. Neyse.
"Ben babamla bulusucaktim unuttum. Of ya."
"Tamam kahvaltıdan sonra bırakırım seni. Araban yoksa eğer..."
"Sağol ya. Arabam var. Sana o kadar yük oldum zaten. Teşekkürler tekrar."
"Olur mu canım öyle şey. Ne yük olması . ha gerçi uyurken tepeme çıkınca biraz yük oldun haliyle ama problem yok yani." Ay gülüyo. Dalga geçiyo lan. Oha dur ölüyom.
"Iıı... Ben gidiyim en iyisi."
"Kahvaltı etsene. Aç aç mi gidiceksin? "
"Yok , babamla cafede bulusucaz zaten. Yerim bi şeyler. "
"Peki o zaman sen bilirsin." Tabi ben bilcem oluum. "Ha bu arada babana benden falan bahsettin mi?" Ne diycem ? Baba ben 2 gündür tanıdığım karşı komsumla sarmaş dolaş olmak üzere gece uyudum , hem de erkek. Yok hayır . Tamam babam takmaz öyle şeyleri. Ama bu kadarı ona bile fazla gelir.
"Hayır, neden ki ?"
"Ha hiç , öyle sordum." Yapmacık bir gülücük atıp kafasını eğdi. Hadi hayırlısı.
* * * * * * * * * * * * * * * * * * *
En sonunda eve girebildim. Çantamdan -içinde üçüncü dünya savaşı gerçekleşen cantamdan- anahtarını bin bir zorlukla çıkarıp kapıyı açtım. Hemen yukarı çıkıp ustumdekileri bir kenara attım. Kendimi de banyoya attım. Kısa bi duştan sonra dolabımın önüne geçtim.
Dolabım normal dolaplardan biraz farklı. Düz bir panonun üzerinde uzun bir askılik demiri, birkaç raf, bir kapaklı dolap (dün arkasına saklandığım kapak) , sık kullandığım ayakkabılarımı sıraladığım uzun en alttaki raf ve en sevdiğim ayakkabılarımı sıraladığım duvar panosu var. Buradaki ayakkabı ve kıyafetlerim yalnızca sık kullandıklarım anlayacağınız . Ancak daha yerlerini doldurmadilar. Cunku kiyafetlerimin buyuk bi kısmı hala evde. Evdeki dolabimin anynisini bu eve de yaptirdim. Zaten bu sekil de kendi tasarimim. Diğerler kiyafetlerim yan odada . Oda büyük olmasına rağmen tüm duvarlarını kaplayan raflar yüzünden küçücük görünüyor. Küçük kare raflar. Onların tamamında ayakkabılarım var. Raflarin arkasında bir o kadar daha dolap var. Rafı çekerek acabileceginiz gizli bölme gibi. Tamamı askılardan oluşuyor. Kiyafetlerim burada . Yani yakinda burada olucak. Altında boydan boya 2 raf var. Orada da çantalarım dizili.
"Oha lan resmen baba parası yiyo. Benim babam da para sıçsa oylr yapardım." diyebilirsiniz. Ama aslına bakarsanız , biraz fazla sorumluluk düşkünü babam var. Ayakkabı ve kıyafetlerin bir kısmını , bu evdeki eşyaların hepsini kendim çalışarak aldım . Bir yaz calismama rağmen alabildim tüm eşyaları . Babamın holdinginde çalıştım . Tabi kızı olduğum için ve söylediğine göre sorumluluk almayi öğrendiğim için ödül olarak (!) normal maaşın neredeyse üç katını aldım. Aslında çok kabul etmeyip, hakkım kadarını almayi düşündüm. Ama sadece düşündüm. Ama bu eve de gelmem gerekiyordu. O yüzden aldım. Yani , evet birazcık baba parası yemiş oluyorum aslında. Ama henüz 18 yaşındayım.
En sonunda kırık beyaz mini kazağımı , koyu renk kot pantolonumu , siyah püsküllü uzun askılı çantamı ve siyah botlarımı giydim. Hafif bi makyaj da yaptıktan sonra sonunda dışarı çıkabildim.
Aşağı indiğimde siyah üstü açık bir Porshe'ye yaslanmis bir adet Toprak'la karşılaştım. Beni görünce hemen yaslandıgı yerden ayrılıp yanıma geldi. Elimi tutup havaya kaldırarak abartılı bir "prens" selamı verdi. "Çok güzel olmuşsun prenses."
"Teşekkürler de sen nereye ?"
"A aa çok ayıp. Ben dediğimi yaparım küçük hanım. Babanın yanına tabi ki."
Benim de işime geldi. Şimdi hiç araba surmekle filan uğraşamam . Bikauz ay em üşengeç.
"Iyi madem götür. "
Önce benim kapımı açıp girmemi bekledikten sonra kendisi de arabaya bindi.
*AY BI DE NAZIK BIZIM ELA GÖZ. *
Yavsama iç ses , yavsama.
Benden de yavsak olan iç sesimi susturduktan sonra aklıma sabah olanlar geldi. Sorup sormamak arasında resmen olimpiyat koşusu yapsam da , yine merağima yenik düşüp sormaya karar verdim.
"Toopraak..."
"Efendim Almina ?"
"Ya bi şey sorcam. Ama nasıl sorcam bilmiyorum . Yani normalde öyle çok kararsız biri degilimdir. Ama işte şimdi böyle oldu. Rüzgar öyle söyleyince merak ettim b..."
"Almina Rüzgar sana ne söyledi !"
Niye sinirlendi ki şimdi ? Bi şey dememistim.
"Ş-şey , sen kabuslar görüyomuşsun. Rüzgar beni senin yanına gitmemem için uyardı. Uyandıran kişiye farkında olmadan vuruyomuşsun falan. Ama ben gelince bir şey yapmadın. Onu sorucaktim. " Tabi ki bunu sormiycaktim. Tamam bunu da merak ediyorum ama Rüzgar zaten babası yüzünden kabus gördüğünü söylemişti. Aslında ben , 'Sen onu 2 gündür tanıyo olabilirsin. Peki o seni ne zamandır tanıyo acaba ? ' dedi Rüzgar, ne demek istediğini sorucaktim. Ama o böyle aşırı tepki verip benim götümü üç buçuk attırınca daha sonraya ertelemeye karar verdim.
Tuttuğunu şu an farkettiğim nefesini sesli bi şekilde dışarı bırakıp cevap verdi. "Özür dilerim. Rüzgar falan deyince ben... Yani iste neyse, evet kabuslar görüyorum. Hep olur bu. Hep oldu. Çoğunda aynı şey olur. O anı tekrar tekrar yaşatıp çıkmaz aklımdan. "
"Babanı kaybettiğin anı mı? "
"Ne ? Ha şey, evet evet. Babamı kaybettiğim anı. Herşeyimi kaybettiğim anı."
Dalgın dalgın ona bakarken bir korna sesi duydum. Yola baktığımda karşı şeritte olduğumuzu ve bir arabanın bize doğru gelerek korna çaldığını gördüm. O anki refleksle Toprak'ın direksiyonun üzerindeki elini tuttum ve ağzımdan tek bir cümle çıkabildi. "DİKKAT ET !"
Bütün yazarlar 2. sezon filan yazmıs. Ben de yazıcaktım ama bu bahaneden öteye geçmiyo ne yazık ki :D Aslında en rahat yazabildiğimiz zaman yaz ayları tatildedir. Ama biz yatmayı seçmişizdir :D Kendimi daha fazla ezmiyim nys fgdgh Sizi seviyorum dffdg