Bu sefer bir diğer ana shipimizin başrolü olan World Wide Handsome Jin'imizin de bölüme dahil olması üzerine konuşmaları ve düşünceleri şu şekilde düzenledim.
Yoongi ------> Kalın yazılar
Jimin ------> İtalik yazılar
Taehyung ----> Altı çizili yazılar
Jin --------> Düz yazılar
Herkese şimdiden iyi okumalar. Düşüncelerini bana yorumla bildirirseniz çok sevinirim. Bundan sonra her gün kısa kısa bölümler atacağım. Bu yazdığım son uzun bölümdü ~.~ Beğenmeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen 💜
********************************************
Her ne kadar gerek olmadığı konusunda ısrar etsem de Bay Min bizi eve bırakmak için fazla ısrarcı olmuştu. Taehyung arabanın arka koltukta sessizce telefonu ile oynarken ben de sanki yarım saat önce Bay Min başta olmak üzere tüm salonun dikkatlerini üzerine çekmemiş gibi dediği şeyleri düşünmeye devam ediyordum. Sesli bir şekilde iç çekmem üzerine yine Bay Min'in tüm odağı bana çekilmişti. Utangaçça ufak bir göz teması kurup tekrar başımı cama döndürdüm. Kırmızı ışıkta durmamızın üstüne arabanın içindeki ölüm sessizliği bozulmuştu.
- Siz çocuklar aç mısınız? Şu ileride çok iyi bir restoran biliyorum.
- Ah teşekkürler biz böyle iyiyiz Bay Min.
- Kendi adına konuş Jimin. Sabahtan beri ağzıma tek lokma koymadım. İşin gerçeği ben biraz açım hyung.
- Büfedeki bütün atıştırmalıklardan yedin Tae bu iştah nereden geliyor? Ayrıca hyung mu?
- Evet?
- Resmiyeti ne zaman es geçtik hatırlamıyorum Taehyung. Bay Min bir psikolog ve bu sadece laf gelimi bir teklifti öylece atlayamazsın.
- Bay Min senin psikoloğun Jimin. Benimse arkadaşım vasıtasıyla tanıştığım bir büyüğüm. Bay Min diye hitap etmek zorunda olduğumu da düşünmüyorum. Sonuçta bir gün meslektaş olacağız değil mi? O zaman ona Bay Min diye hitap edebilirim.
Aralarındaki ufak anlaşmazlık gittikçe uzarken ortamı yumuşatmak için yaptığım teklif daha da germişti. Taehyung'un bana hyung demesiyle ilgili bir sorunum yoktu ama Jimin'in neden bu kadar büyük bir tepki verdiğini anlayamamıştım. Arabayı yavaşça restoranın önüne park ettim ve söze daldım.
- İlk olarak bu öylesine kibarlığına yapılmış bir teklif değildi. İkinci olarak Taehyung bana istediğin gibi hitap edebilirsin bu tür şeylerle pek ilgilenmiyorum. Hoseok bana benden birkaç yaş küçük olmasına rağmen adımla sesleniyor. İstemiyorsan sen de o kadar resmî olmak zorunda değilsin Jimin. Tabi ki bu dediğim resmiyet gerektiren yerler hariç o tarz yerlerde Bay/Bayan kelimelerinden sonra soyadın kullanılması taraftarıyım. İş dışındayken bana hyung diyebilirsiniz. Son olarak geldik.
Siparişleri verdikten sonra Taehyung ve Bay Min bir şeyler hakkında konuşmaya başlamışlardı. Taehyung'un bu kadar cüretkar davranması ve Bay Min'in her ortamda sergilediği sert duruşuna rağmen ona onay vermesi canımı sıkmıştı. Siparişler alındıktan hemen sonra daha sonradan restoran sahibi olduğunu anladığım uzun boylu ve mükemmel güzellikteki adam Bay Min'e sıkıca sarılmış, bize selam vermiş ve yanımdaki boş sandalyeye oturmuştu. Tüm dikkatler onun üzerindeyken konuşmaya başladı.
- Aaah Yoongi-sshi Namjoon sürekli selamını iletiyordu ama seni kanlı canlı karşımda görmeyeli çok uzun zaman olmuştu. Görünüşe göre yeni arkadaşlar edinmişsin. Ah tanrım ne kadar da kabayım kendimi tanıtmadan öylece oturuverdim. Ben Kim Seok Jin ve bu restoranın sahibiyim. Yoongi'yi gördüğüm için heyecanlandım sadece kusuruma bakmayın.
