1.Bölüm ~ 1.Kısım

248 25 19
                                    

Masallarla Uyutan Adam | 1.Bölüm ~ 1.Kısım 

"Dinleyin arkadaşlar! Zaman geçiyor, harcayacak vakit yok! Her saniye gerçekten önemli." dedikten sonra kendisine bakan insan topluluğuna, oldukça bıkkın bakıyorlardı, dudaklarında yer edinen ve bir an olsun solmasına izin vermediği gülümsemesiyle sekreterliğini sağ koltuğunun altına sıkıştırdı ve heyecanla konuşmaya devam etti. "Hadi bu işi çarçabuk bitirelim! Malları kutulara yerleştirmek için çok kısa bir zamanımız var." dedikten sonra telaşlı bir gülümseme yer ediniverdi dudaklarında. "Ve malların doğru kutulara konmuş olmasına özen gösterelim." toparlamaya çalıştı devamında. "Lütfen."

Kendisine bakan 10 kişilik grubun anlamsız, bıkkın bakışları genç kadının da ister istemez modunu düşürürken bunu belli etmemek için çabaladı.

Her teslimat günlerinin sabahında olduğu gibi karşısındaki arkadaş grubundan hiçbir yanıt alamazken omuzlarını düşürdü ve dudaklarındaki gülümsemeyi kaybetmemeye çalıştı. Herkes işinin başına dönerken derin bir nefes verdi ve kendisine ayrılan minik odasına adımladı, Zeynep.

Fazla rahat olduğunu söyleyemeyeceği sandalyesine oturup geriye yaslanırken alnına düşen buklelerinden bir tanesini bir iki saniye sonra yeniden oradan sıyrılacağını bilse de kulağının ardına sıkıştırıverdi. Rutine bağlanmış hayatından memnundu halbuki. Ara ara keskin virajlara giriyor sadece diye düşündü. Masasının üzerinde duran ve ablasının hediye ettiği orkidesine ilişti kahverengi hareleri. Yüzünde yeniden bir gülümseyiş olurken beyaz orkidesinin yapraklarından bir tanesine parmak uçlarıyla dokundu. "Güzel bir gün olacak değil mi?"

Gerçekten güzel bir gün olmasını diliyordu.

Kendine birkaç dakika daha izin vererek gevşemeye devam ettikten sonra masasının kilidinin üzerinde durduğu çekmecesini açtı ve renk renk ayrılmış, düzenli duran tükenmez kalemlerinden lacivert renkte olanı aldı. Çekmeceyi kapatıp masasının üzerinde duran raporlardan birini eline alırken odasının kapısı açılmıştı. Geleni tahmin edebiliyordu. Buradaki en yakın arkadaşı, Tuğçe gelmişti. Genç kadın içeri girerek masanın karşısındaki ikili deri koltuğa oturdu. Bu süre zarfında Zeynep göz ucuyla bir kez bakmış, göz göze gelmiştiler, ardından okumaya devam ettiği raporuna dönmüştü. "Cesaret konuşman oldukça ilham vericiydi." dedi gülümserken Tuğçe. "Sadece Ahmet ağabeyin uyukladı uyuklayacak bakışlarını fark ettiğimde kahkaha atmamak için zor tuttum kendimi." 

Zeynep raporun altına imzasını atıp başka bir dosyayı eline alırken birkaç saniye de olsa karşısındaki arkadaşına, Tuğçe'ye, baktı. "Biliyorum çok sıkıcıydı." dedikten sonra omzunu silkti genç kadın. "Ama elimden bir şey gelmiyor. Her teslimat haftasında diken üstünde oluyorum. Üç ay önceki faciayı hatırlıyorsun sende, onlarca kişiye yanlış teslimat gitmişti. Çok stresliyim." dedi ve sıkıntıyla nefes verip elindeki rapordan ayırdı gözlerini. Tuğçe'ye mahzun bir şekilde bakarken yanaklarını şişirerek derin bir nefes aldı. "Ne yapacağım ben ya! Her şey üstüme üstüme geliyor."

Tuğçe arkadaşını en iyi tanıyan kişiydi. Onu anlayabiliyordu. Yüzündeki gülümsemeyi bırakmadan "Zeynep... Canım, sence de bu durumu fazla abartmıyor musun?" dedi.

Zeynep hiddetle başını iki yana salladı. "Hayır, Tuğçe. Bu benim işim. Ve ben buradaysam, bu işi yaparak para kazanıyorsam en iyisini yapmam gerek. Üç ay önceki gibi Türkiye'nin gündemine oturup 'son yılların yükselen alışveriş sitesinden büyük skandal' başlıklarıyla gündeme gelmek istemiyorum." dedikten sonra moralsizce bakakaldı arkadaşına. 

"Yemin ederim, Rıza Bey senin kadar takmıyor bu durumu." 

Zeynep çocuk gibi omuz silkerek oturduğu sandalyede geriye yaslandı. Masanın üzerinde duran rapor dosyasını eline alıp öyle incelemeye devam ederken Tuğçe başını iki yana sallıyordu. "Bu kadar iş kolik olman iyi bir durum değil, Zeynep. En son ne zaman dışarı çıkıp eğlendin hatırlıyor musun?" Zeynep duymamış gibi davranarak okuduğundan hiçbir şey anlamadığı raporun sayfasına alelade bakmayı sürdürdü. Tuğçe onun cevap vermeyeceğini anlayıp sıkıntıyla nefes bıraktı ve ayağa kalktı. Odanın kapısına doğru ilerlerken Zeynep'e bakmaya devam ediyordu.  "Tamam... Sana iyi çalışmalar, unutma kendini bu kadar yıpratmana değmez. Sen bu dört duvardan da, o elindeki bi ton gereksiz kelimenin bulunduğu rapordan da daha değerlisin."

Masallarla Uyutan AdamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin