"Evet gel gelelim meselemize çocuklar. Duydum ki hocalarınıza saygınız bir miktar değil baya baya azalmış. Bu gençlik nereye gidiyor diye düşünmüyor değilim." Sınıf rehber öğretmenimiz göre konuşma yapıyordu. Tamam hocam yerinize alabiliriz sizi. Gördüğünüz gibi saygı iyice azalmış.
"Bu böyle giderse biz sizinle hiç anlaşamayacağız. Uşaklar beni pişman etmeyin sizin sınıfı aldığım için. Bak bırakırım sizi, anadan doğma gibi kalırsınız ortada. Ben laf işitmek istemiyorum hele şikayet duymak hiç istemiyorum. O yüzden öğretmeninizin sizden yaşça ve yaşça büyük olduğunu aklınıza getirin. Ve saygılı olun. Teşekkürler. Şimdi gırgır and şamata yapabilirsiniz. Ama az."diyip oturduğu öğretmen masasından indi. Saygı önemli arkadaşlar.
"Kanka bu bizim İngilizceci gitti mi haberin var mı senin?" diye sordu Sülo. Elinde döndürdüğü kalem dikkatimi dağıtıyordu.
"Hı gitmiş Sülo. İkincisi yolda."
"Gelsin bakalım."diyip önüne döndü. Anıl gelip Sema'nın yanına çöktü. Bize doğru döndü bir anda.
"Vay kankam çok iyi bir dönüştü bana da öğret bunu."
"Ya karşin nasıl kız tavlıyor sanıyorsun Aşkın'cım. Ya ne diyeceğim size. Haftasonu bir yerde mi toplansak diyorum."
Süloyla aynı anda hafif bağırdık.
"Herkes mi?" Birbirimize dönüp 'aynı anda' adlı yumruklarimizi tokuşturduk.
"Yok lan ne herkesi. İyi anlaştıklarımızı alalım işte. Diğerleri gelmez zaten."
"İyi kanka o zaman sen ayarla bizi haber et."
"İşte Sülo ben onu yapamıyorum. YavrumSu, AşkınSu yapar diye geldim."
"Amaaaannnn Anıl yani tam adamına geldin sende. Neyse tenefüste hatırlat bir duyuru yapalım ortalığa."
"Ama kanka duyuru yapmasak mı ya. Şimdi Şule ve Şule familyasıda gelir falan çekemem onları ben."
Defterden kağıt yırtıp Sülonun elinden kalemi aldım. Gelecekleri yazıp gösterdim.
"Uygun mudur?"
Anılla Sülo kağıda bakıp kafa salladı.
"Baya iyisin bu konuda YavrumSu. Birtek bunları çağıralım. Ben diyorum mangal yapalım. Sizce?"
"Offfff mangal mı! En sevdiğim! Olur olur. Hallederiz." Kafa sallayıp önüne döndü.
Tenefüs zili çaldığında Sülo, Sema ve Anılla birlikte kantine indik. Sülo gözleriyle birilerini arıyor gibiydi.
"Sülo noldu birşey mi oldu?"
Ben diyince önüne dönüp güldü.
"Yok kanka birşey olmadı." Kafamı sallayıp bizimkinlerin istekleriyle birlikte kantin sırasına girdim. Kantin sırasını beklerken içimden şarkı söylüyordum.
Belki üstümüzden bir tır geçer. Dırırı
Ölüp gideriz. Tamam tamam şarkı böyle değildi."Selam Aşkım pardon Aşkın naber?"
Ofofofif geldi yine Allah'ın delisi.
"İyi Hamza senden naber?"
"Seni gördüm daha iyi oldum Aşkın. Bu hafta cumartesi dolu musun acaba?"
"Dolu musun ne ya Hamza şişe miyim ben?"
"İşte boş musun Aşkım pardon Aşkın?"
"Hayır."