Merhaba, merhaba...
Ölüm, pek kimsenin hatırlamak istemediği, henüz çok gencim bu yaşta ölmem diyerek ihtimal vermediği, hatta kendisini ölümsüz sandığı ama elbet bir gün herkesin kapısını çalan çok normal bir olaydır. Vağroluşun bir parçası ve aslında bizi tamamlayan şeydir. En azından ben öyle düşünüyorum.
Bu kitabı niye yazıyorum?
Cünkü hepimiz artık biliyoruz ki dünyanın sonu gelmek üzere, denge bozuldu, doğa bize küstü küsecek...
Üstelik onca uyarıya, onca geri dönüsüm çağrisına rağmen hiçbirimiz, copleri ayrıştırmak icin bile caba sarf etmiyoruz. Banyo yaparken ihtiyacımız olmadiğı kadar su harcıyor, dişlerimizi firçalarken ya da traş olurken gereksiz yere suyu acık birakiyoruz, ağaçlari kesiyoruz, hayvanları öldürüyoruz...
Hepimiz zannediyoruz ki bize yetecek kadar su var, erzak var, hava var... Yaniliyoruz ve hemen harekete geçmezsek cok degil 10 sene sonra cilt kanserinden, susuzluktan vb sebeplerden neslimiz tükenecek. 10 sene diyorum ama böyle giderse 2 sene sonra da olabilir. Ustelik sadece kaynaklar bittiği için değil, insanların birbirine tahammülu kalmadigi için de ölme ihtimalimiz baya yüksek. Cunku artık herkes delirdi. Kimsenin kimseye tahammulu yok, benciliz, empati kurmuyoruz... bunlarin hicbirini yapmadığımız icin de değersizleşiyoruz. Cahiliz, çok cahiliz.
Bu yazdıklarımin hicbir şeyi degiştirmeyeceğini biliyorum. Doğru düzgün okumayacaksıniz bile...
Hâlâ ışıklari gereksiz yere açmaya, suyu açık birakmaya, böcekleri sizi rahatsiz ediyor diye öldürmeye ve empati kurmamaya devam edeceksiniz.
İşte bu yüzdeeeeeen
Hâlâ vaktimiz varken biraz eğlenelim ve ölümlü ruhlarımıza az da olsa neşe katalım diye birkaç tavsiye.
Siz okumazsanız kendime artık...
Neyse, iyi yaşamalar!
🌺🌌🌸🦑🐩🦄🌹🍁🍍🍓💐🌼🐙🤩🤬👿🧞♀️💅🧠💍💄👠🐗🦉🌱🌻🥑🍑🍿🍠🍷🍾🍻🤹♂️🏆🎃♠️🏘🏖🕌🎭🛩⏰🌞⛈🔥🎶🎹🎻📷📚💲🔒⚒💊🔮🚬✴❇⛾
