block 5

629 67 48
                                    


Yoongi kötü hissediyordu.

Delirecek kadar kendisine sinirli, dünyanın en salağı kendisiymiş gibi aptal, ah, ve de hasta hissediyordu. Hali pek yoktu. İlaçlarını da almıştı halbuki. Ama Hoseok'un dediği gibi her ilaç aldığında zamanını uyuşmuş olarak geçirecekti artık.

Yaz sıcağını bu sefer hissedebiliyordu. Yüzü kavrulurken bir de yüzüne siyah bir yüz maskesi takmış, simsiyah kıyafetler giymişti. Tanınmak, görülmek, konuşulmak, bulaşılmak istemiyordu çünkü zaten sinirleri asla düzelmiyordu. Hata yaptığının da açıkca farkındaydı ama barın arka kapısından içeriye girerken siniri hatalı hissetmesinden daha çok ön plana çıkıyordu.

Kalabalığın dikkatini çekmeden kalabalıktan sıvışmaya çalışarak tezgaha doğru ilerledi. Niyeti asla birileriyle göz teması kurmak, beğendiği kişilere kur yapmak ve geceyi zevkle dolu geçirmeye çalışmak değildi. Her zamanki sıradan aktiviteleri bunlar olsa da artık bir nebze hayatı, alışkanlıkları değişmişti işte. Ama kendisine doğru yaklaşan güzel bir bedeni gördü. Gözleri uzun boylu, zayıf ve yakışıklı bir gençle kesiştiğinde aynen şöyle düşündü. Seks hayatım sonlandı değil mi?

"Uzaktan siyahlara bürünmüş halin can alıcı gözüküyordu." demişti çocuk da bar tezgahına sırtını verip Yoongi'ye yaklaştığında. "Ama yakından daha can alıcıymışsın." Yoongi iltifatlar karşısında hep gülerdi. Herkes gibi onun da hoşuna giderdi beğenilmek. İçten bir gülümseme sunmuştu çocuğa da ama gülüşü zihinsel bir dalmayla sonlandı. Bu lafın karşılığında çocuğa söyleyebileceği türlü cümleler aklında belirdi. Ama susmuştu. Sessiz kalmak zorundaydı.

"Yanlış bir şey mi söyledim?" Çocuk kaşlarını kaldırarak sorduğunda Yoongi silkelenip kendine geldi. Kafasını iki yana salladı yavaşça ve düz bir ifadeyle. "Söylemedin."

"Biriyle misin?" Çocuğun onunla ilgilendiği belli olan bakışlarına bakmak canını yakmıştı. Kahretsin ki tam da damak zevkine uygun bir auraydı karşısındaki. Kendi haline acıyarak yüzüne alaylı bir gülümseme kondurdu. Her gün hayatından ve zevklerinden defalarca vazgeçecekti Yoongi ve buna alışması gerekti. 

Yine de çocuğun elinden tuttu. Vereceği cevap zaten hazırdı ama Yoongi veda etmeye hiç değildi. Çocuğun elini yavaşça okşarken gözleri zihinsel dalgınlığından hiçbir şeye bakmıyordu aslında. İçinde bulunduğu durumu kabullenmeyerek ve kendi haline şaşkırarak çocuğa baktı. İçinde öz merhamet duygusu yavaşça belirdi. Acı dolu bir gülümseme dudaklarında hakimiyet sürerken konuştu.

"Biriyleyim." Sessizce ama çocuğun duyabileceği bir tonda konuştu. Çocuğa veda etmesi gerekiyordu çünkü günlerdir adını eksik etmediği küfürlerle beraber andığı Park Jimin'in yaptığını Yoongi kimseye yapmazdı. "Özür dilerim, ama biriyleyim." Yine de daha çok kendisine veda ediyordu. Yavaşça elini çocuğun elinden çekip kucağına koydu.

"Abartma dostum. Bir dahakine huh?"

Çocuğun durumu anlamayan bakışlarına ve flörtöz gülüşüne baktı Yoongi. Kafasını salladı. Çocuk göz kırpıp yanından uzaklaşırken daha fazla bakmadan kafasını ellerine alıp sıvazladı ve kendine gelmeye çalıştı. Kendine gel artık! Drama kraliçesi gibisin.

Kafasını kaldırıp derin bir nefes aldı ve buraya geliş amacını kendine hatırlatıp barmenlere baktı. Herhangi bir barmenin onunla ilgilenmesini bekledi. Ayağı asla durmadan sallanıyor, eliyle gıcık olduğu bir ritim tutuyordu. Dışardan aurası kara bulut ve şimşekli gözüküyor olmalıydı ki bir barmen öteki barmene işaret ederek onunla ilgilenmesini söyledi.

"Selam. Buraya muhtemelen çok uğrayan bir müşterinizi soracaktım." dedi hızlıca geveleyerek. "Ve bir bira."

Barmen kaşları çatık bir şeyleri anlamaya uğraşırken bir bardağa bira doldurdu ve maskeli adamın önüne sürdü. "Müşterilerimiz hakkında konuşmayız."

sweather weather | yoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin