🌟

640 76 66
                                    

sonunda pizza, beklenmedik bir itiraf sonrası sessiz olan seo'ların evine gelmişti.

jaehyun kendini kilitlediği banyodan çıktı ve alt kata, johnny'nin yanına indi, sessizce kaldıkları yerden filme devam ettiler.

kapı zili çaldığında, johnny tanıdık pizzacı arkadaşını kapıda karşıladı, mark lee.

"ah, dostum. bunu bize kendin bıraktığın için teşekkürler." johnny arkadaşıyla dalga geçti ve pizzayı ondan aldı.

mark gülümsedi ve johnny'nin elinden parasını aldı. "güven bana, bunu yaptığım için kovulmayacağım."

johnny, içerde onu kimin beklediğini hatırlayana kadar mark ile birkaç dakika sohbet etti.

"ah, aslında, sana bahsettiğim çocukla beraberim. yani, sevdiğim çocukla." johnny utangaç bir şekilde mark'a söyledi, mark gözlerini kocaman açtı.

"gerçekten mi?! onunla tanışabilir miyim?" mark heyecanla sordu.

johnny alt dudağını ısırdı, jaehyun'un arkadaşlarına karşı utangaç olduğunu biliyordu. "o biraz utangaç, ama oturma odasının penceresinden onu görebilirsin. yavaşça pencerenin altından emekle ve içeriye göz at." johnny başka bir çözüm bulmuştu.

mark başını salladı, johnny'nin hayallerindeki oğlanın kim olduğunu merak ediyordu. arkadaşına hızlı bir şekilde sarıldı ve içeridekinin kim olduğuna bakmak için hızla oradan ayrıldı.

johnny pizzayı mutfağa götürdü, böylece jaehyun için bir dilim alıp tabağa koyabilecekti.

bu arada, mark oturma odasının camından içeri bakıyordu. ama hayal kırıklığına uğradı, içeride kimseyi göremedi.

"ah, johnny beni yine kandırdı." mark oradan ayrıldı, başka bir teslimat daha yapması gerekiyordu.

"jaehyun, işte pizzalar burada!" johnny, elinde iki tabak peynirli pizza ile kanepede oturan çocuğa doğru yürüdü.

"that's that queso, hm?" jaehyun gergince güldü. (regular'ın sözleri olduğunu biliyorsunuz, sokak ağzı olduğundan tam olarak çeviremedim üzgünüm.)

ne diyorum ben. kendi kendine söylendi jaehyun.

johnny jaehyun'un gergin olmasına kıkırdadı ve yanına oturdu, ama önceki kadar yakınında değildi. küçük bir gülümsemeyle pizzayı ona uzattı.

"ayrıca, az önceki itiraf için özür dilerim. bir anda ağzımdan çıktı." johnny açıkladıktan sonra pizzasından küçük bir ısırık aldı.

jaehyun önündeki tabağa baktı, bunu şimdi itiraf etmesi gerekip gerekmediğine karar verdi.

televizyonun altındaki saati gösteren küçük kutuya baktı. 23:38

fazla zamanı kalmamıştı.

"youngho."

johnny pizzasını tabağına koyarak yüzünü jaehyun'a çevirdi. "efendim?"

jaehyun derin bir nefes aldı ve söylemesi gerekenleri zihninde toplarladı.

"seni yıllardır seviyorum, yıllardır, youngho. büyümeni, tüm bu yeni arkadaşları edinmeni ve yeni şeyler denemeni izledim. sana aşık olduğumu biliyorum, bunu sana söylemek için bu kadar uzun süre dayanmam gerekti."

"öyle gözükse bile, şu an senin yanında değilim. ben jung jaehyun, üç yıl önce kanserden ölen çocuk."

"ama senden ayrılmak o kadar zordu ki, bir şekilde, bu ruhani bedeni bir süre daha seninle kalması için ortaya çıkardım. ama şimdi, vaktim doldu."

johnny'nin gözleri ve ağzı kocaman açılmıştı.

"sen... şu an yaşamıyor musun?"

angel::johnjaeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin