ADIM🔥

28 5 11
                                    

İyi okumalar.
.....

Kahvemi yudumlayıp balkonda otururken yine mutsuzdum. Annemler aramamıştı mesela, ablamdan haber yoktu. Mutlu olamazdım.

Gelen sesle beraber balkondan çıkıp elimdeki kahve kupasını bulaşık makinasına koydum ve sesin geldiği odaya, Yağmur'un odasına ilerledim. Kapıyı açtığımda gördüğüm manzara, hiç iç açıcı değildi. Ağzımdan ufak bir çığlık kaçarken biraz önce çığlık atan Yağmur'a baktım. Pek iyi görünmüyordu.

"Ne oldu burada böyle?" Arkamdan gelen Sarp'ın sesi ile kapıdan çekildim ve Kutay ile onun da geçmesi için yer ayırdım. "Siz salonda, Meyra ise balkonda iken sıkılıp odama çıktım. Girdiğinde birkaç parça kıyafetim aynen bu şekilde yerdeydi ve üzeri kanlıydı. Dolapta açıktı. Neden, nasıl böyle oldu anlamadım." Yağmur'u dinledikten sonra ofladım. Kendi kendine olamazdı böyle bir şey.

"Ya tamam fazla düşünme. Kıyafetlerini al ve çöpe at." Yağmur Kutay'a kafa sallayıp yerdeki kana bulanmış kıyafetlerini alıp odadan çıktı.

Bakışlarım Sarp'a döndü. Onunda düşünür gibi bir hali vardı. Duruma bende pek anlam verememiştim. Bizde salona indik ve hep beraber oturmaya başladık.

Yaklaşık bir saat kimse konuşmamıştı bile. "Düşünür moddan çıkalım artık olmaz böyle. Gezelim biraz dışarıda hep otur otur sıkılırız." Böyle anlarda, aynen bu şekilde durumu kurtaran Sarp'a gülümseyip başımı salladım. Hepimiz montlarımızı alıp dışarı çıktık ve ormanın içine doğru yürümeye başladık.

"Kış ayının sonlarındayız. Allahtan hava sıcak bugün." Sarp'a kıkırdadım. "Ama hava çok bulanık." Omuz silkti. "Olsun. Sıcak sıcaktır." Sırıttım. İnatlaşmamak en iyisiydi.

"Hey bu ev yeni mi?" Kutay'ın gösterdiği yere baktım. Gözlerim dolarken derince bir nefes aldım. Bu evde babam ile oyun oynardık hep ben küçükken. Annemle bazen gizlice gelirdik. Gözümden yaş düşmemesi için çaba gösterirken başarılı olamamıştım. Ağladığımı gören Sarp beni kollarına aldı ve saçımı karıştırdı. O burayıda, hikayesini de biliyordu. "Burası çok önceden vardı. Babamla burada oyun oynar, annemle gizlice gelirdik. Annem iyi bir fotoğrafçıydı. Bazen fotoğraf makinası ile buradan geçen kuşları resmederdik." Onlar da benim gibi üzülmüşlerdi. Yavaşça Sarp'ın kolunun altından çıkıp küçük eve ilerledim. Bir katlıydı ve oldukça şirindi.

İçeride otururken yine sessizlik hakimdi. Bir süre sonra bana gelen mesaj sesi yükseldi odada. Ablamdandı.

"Dikkate al." Ablamın iyi olduğu beni sevindirsede mesajı okurken kaşlarım kalkmıştı. Anlam veremediğim bir mesajdı.

Omuz silkip telefonu tekrar cebime koydum.

...............

Eve giriş yolunda iken, dün orada olan tabelanın orada olmadığını görünce şaşkınlıkla diğerlerine baktım. "Dünkü tabela yok." "Yani. Çokta önemli değil bence." Sarp'ı onayladım. "Bence de." İçeri girip oturduk. Hava kararmıştı. Bizimle biraz oturan Yağmur kalkıp merdivenlere yöneldi. Bizde sohbet etmeye başlamıştık.

Yeni gelen mesajla kendimi mesaja odakladım. Gizli bir numaradandı bu kez.

"9"

Göz devirip telefonu cebime koydum. Ne alakaydı şimdi? Bir gizli numara eksikti.

"Bizde kalkalım ya uyuyacağım ben." Sarp'a başımı salladım. "Bende telefona bakarım herhalde." Kutay'a da başımı salladım. "Ben oturacağım biraz." Onlar odalarına çıktıktan sonra telefonla ilgilenirken yüksek bir gürültü koptu. Hızla ayağa kalkarken Yağmur'dan çığlık yükselmesinin ardından Kutay'dan da bir bağırış duyuldu. Ben iyice korkmuşken ne yazık ki yukarı çıkmaya cesaret edemiyordum.

Merdivenin yan tarafındaki köşeye oturdum. Yukarıdaki bağırırışa Sarp'ın da sesi eklenmişti. Ben bir yandan onlar için, bir yandan da çıkmaya cesaret edemediğim için ağlıyordum.

Başımı hızla sallayıp ayaklandım. Yanlarına gidecektim. Merdivene ayak basmışken yukarıdaki ses birden kesilmişti. Olduğum yerde durdum derin derin nefes alıp verirken.

"Meyra..."

Duyduğum ses ile gözlerim büyürken arkamı hızla dönüp merdivenin çıkıntısındaki gizli dolap kapısından içeri girdim. Beni duymaması için ses çıkarmazken o eğlenen, oldukça ürkütücü olan sesten bir kelime daha yükseldi.

"Meyra..."

Adım sesleri daha da yükselmeye başlarken gözlerimden hala yaşlar düşüyordu.

"Neredesin?"

"Sıra sende..."

Sıra sende.

Korkum hat safhadayken gözlerimi sıkıca yumdum. Adım sesleri bir süre durdu. Ancak artık koşar adımlarla ilerliyordu.

Kapının önünde olduğunu hissediyordum şu an.

Yavaşça açılmaya başlayan kapı ile nefesimi tuttum ve gözlerimi yumdum.

................

Lanetli Zaman Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin