-Şu tabak 11. Masaya Alper hadi az daha hızlı!
-Tamam geliyorum. Dedim bıkkın bir sesle. Tam iki buçuk saattir hem boşları alıp hemde siparişlere yetişmeye çalışıyordum. Ayak tabanlarım o kadar ağrıyordu ki şu an ayaklarıma kara sular indi lafını bire bir yaşıyordum. Mesaimin bitmesini iple çekiyordum. Boşları alacağım son bir masa kalmıştı ve sonunda yurda gidebiliyordum.Hava çoktan kararmaya yüz tutmuştu. Bedenimi zar zor yurda taşıyabiliyordum. Bir üniversite öğrencisi olarak masrafların altından kalkamadığım için garson olarak bu işte çalışmak zorundaydım. Her ne kadar annem ve babam yardımcı olmaya çalışsa da kendi ayaklarımın üzerinde durmaya çalışmalıydım. Tabi onlara bu işte çalıştığımı söylememiştim, söylemeyi de düşünmüyorum. Bu düşünceler eşliğinde etrafa baktığımda çoktan yurda gelmiş olduğumu gördüm. Hemen gelir gelmez kendimi duşa attım onun içinde sıra beklediğimi söylemiyorum bile.
Bu öğrencilik hayatı beni gerçekten yıpratmıştı. Okul, iş,yurt derken bunların hepsi bana sinir ve stres olarak geri dönüyordu. Bu düşüncelerle göz kapaklarım kapanırken çalan telefonum ile irkildim. Baktığım da Volkan arıyordu. Neşem yerine gelmişti.
-Alo naber bro-Nasıl olsun ayaklarım bedenimden ayrıldı be diyerek yapmacık şekilde ağlamaklı ses çıkardım.
-Kötüye bir şey olmaz
-vicdansız it
-Eeh boş yapma da bir dinle bu cumartesi saat akşama doğru 4 gibi fakülteden arkadaşlarla buluşcaz. Sen de gel dipnot geçiyorum kız da var.
-Kız varsa kesin gelirim diyerek muzipce güldük.
Telefonu kapatıp biraz televizyon izledim. Saate baktığım da gece on bir e geldiğini gördüm. Arkadaşlara televizyonun sesini az kısmalarını söyleyip yatağa geçtim. Bir odada üç kişi kaldığımızdan bazen aşırı gürültü çıkarıyordu ve uyku düzenim mahv oluyordu. Sabah dersim olduğundan alarmı kurup gözlerimi kapattım.
****
Sabah o lanet alarmın sesiyle gözümü açtım. Üzerimi giyip ,hemen yurttan çıktım. Yol üzerinden bir simit alıp okula doğru yürüdüm. Ders başlamadan yetişip yerime oturdum. Saçımı karıştırırken bakışlarım sol çaprazımda ki kıza kaydı. Ne güzel yüzü vardı. Gerçi her gördüğümde güzeldi ama bugün daha farklıydı.
"Neyse ne önüne dön oğlum görende sapık sancak." Diyerek kendi önüme döndüm. Bu kız bildiğim kadarıyla Volkan'ın arkadaşıydı. Utanmadan Volkan'a cumartesi kızı da davet etmesini söylerdim ama sürekli bana laf sokcaktı. "o abayı yakmışsın..."gibi. O kaoscu Volkandı ve bunu ondan beklerdim. Dersin bitiminden sonra Volkan'ı bulmak için onun fakültesine giderken koridorda o kızı gördüm."Analar neler doğuruyo harbi"
Homurdanarak yoluma devam ettim.
Volkan'ı bulduğum da ensesine vurdum.
"Napıyorsun lan?""Ne yapayım dersim vardı erkenden "
"Bizim dersimiz yok zaten bı senin var."
Bir an Cesaretle
" Ya şey diyeceğim sana senin şu arkadaşın varya""Hangi arkadaşım oğlum çok açıklayıcı oldu harbi"
"Ya sarışın güzel bir kız var ya "
"İnce işler diyosunnn , söyle söyle çekinme."
"Ne alaka oğlum sadece adını soracaktım."
" İlk isim sorulur zaten sonra devamı gelir"
" Mal mısın sana da bir şey sorulmuyo ha!"
"Tamam lan takılıyoruz abartma, adı da Derya ... Derya Eroğlu Instagram'ı da var istersen" diyerek muzipce güldü.
Ben bu dingile bir şey sorulmayacağını biliyordum. 10 sene lafını yapardı bu şimdi.
"Kes be benim dersim bitti kaçıyorum ben görüşürüz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİRAYET
Teen Fictionİlk görüşte aşk denebilir miydi? Belki hayır belki evet. Onu görünce midesinde oluşan o hislerin ne olduğunu az çok kestirebiliyordu. Yüzünde ki o şapşal ifade ne zaman meydana çıksa onu gördüğü anlaşılıyordu. Stresi , yorgunluğu, acılarının kaybol...