Bir adım geriledim. Korkudan avuç içlerim terlemişti. Derin derin nefes almaya başladım. Şimdi ne yapacaktım ?
Biraz önce yardım isteyen eller kaybolmuştu. Şaşkınlık ile daha yakından bakmak için cama yaklaştım. Fakat hala ortalıkta kimse yoktu.
Dışarı çıkıp kızı aramalıydım genelde okuduğum kitaplarda böyle olurdu fakat sonu pek iyi bitmezdi o nedenle bu fikir bana pek sıcak gelmemişti.
Tezgahın üstünden çantamı alıp kapıya ilerledim. Buradan ne kadar çabuk uzaklaşırsam o kadar iyi olacaktı. Dışarı çıkıp anahtar ile kapıyı kilitledim. Küçük bir kasaba olduğu için insanlar birbirlerini tanır ve güvenirlerdi. Kapılarını kilitlemek dışında başka bir güvenlik önlemi almazlardı.
Ne kadar aptalca.
Kimin ne yapacağı asla belli olmazken sen nasıl bir insana güvene bilirsin ki ? Kesinlikle insanlara güvenmemeyi öğrenmiştim. En kötüsü de güvendikten sonra güvenini hak etmediğini öğrenmekti. Güvenmek bu kadar zor iken nasıl oluyor da bu küçük kasabadaki herkes birbirine güveniyordu ?
Arkamı dönüp tedirgince adım attım. Her an biri saldırıp beni öldürecekmiş gibi hissediyordum. Çığlıkların geldiği yere gitmek istiyordum fakat korku adım atmama mani oluyordu. Çantamı sıkıca tutup kendi kendimi sakinleştirmeye çalıştım hiç bir şey olmamış gibi arkamı dönüp gidemezdi. Tanrı biliyor ya çok istiyordum fakat kendimi o kişinin yerine koydum ve çığlıkların geldiği yöne doğru ilerledim.
Ağacın arkasından bir adam çıkınca çığlık atmamak için kendimi zor tutmuştum. Adam bir adım atıp bana yaklaştı. Kafasını yana eğip bana bakmaya başladı.
Sanki tek yapmayı bildiği şey buymuş gibi duruyordu. Bebeklerin konuşmayı öğrendiği zaman sürekli konuşması gibi adamda sanki bakmayı veya kafasını yan yatırmayı yeni öğrenmiş gibi bana bakıyordu.
Geri adım atmak istedim fakat bedenim kilitlenmişti. Konuşmak için ağzımı araladığım zaman karşımdaki adam yaptığımın aynısını yaptı fakat benim yerime o konuştu.
''Git.'' Sanki sesini bulmakta zorlanmış gibi duruyordu ve sesi tiz çıkmıştı. Kaşlarımı çatıp adamı inceledim. Hareket etmeden bana bakıyordu.
Gitmemekte kararlıydım oradan bir çığlık duymuştum ve birilerinin iyi olduğundan emin olmadan geri dönmeyecektim.
''Şey...''
''Git !''Bu sefer adamın sesi kendinden daha emin ve kararlı çıkmıştı. Bana emir vermesine cidden çok sinirlensem de bu korkmadığım anlamına gelmiyordu. Hatta o kadar çok korkuyordum ki markette annesini kaybetmiş çocuk gibi oturup ağlaya bilirdim fakat yapmadım.
''Hayır oradan bir çığlık geldi ve ben herkes iyi mi diye emin olmadan hiç bir yere gitmiyorum.''
''Neden ?''
''Anlamadım.''
''Neden gitmiyorsun ?''
''Söyledim ya biri çığlık attı. Duydum ve gördüm.''
''Peki seni alakadar eden bir şey mi ?''
Adamın sesi gittikçe kendini buluyor gibiydi.
''Hayır fakat...''
''Fakat falan yok. Seni alakadar etmeyen şeylere buluşma.''
''Biri çığlık attığı zaman ve ben bunu görüp, duyduğum zaman beni alakadar eder!''
CITEȘTI
Chrysoprase&Blutsteın
Science FictionBu evrenin sadece sizin yaşamanız için var olduğunu düşünüyorsanız yanılmaya hazır olun çünkü onlar buradalar. Fantastik&Bilim Kurgu&Romantik bir serüven sizi bekliyor. Hikayenin tüm hakları yazara aittir.İzinsiz çoğaltılamaz hiçbir şekilde başka am...