10✨

866 109 133
                                        


  O gün gelip çatmıştı. Jimin heyecanlıydı ama Taehyung daha çok heyecanlıydı. Nasıl buluşacaklardı? Nerede buluşacaklardı? Jimin'in hiçbir fikri yoktu ama bir sanat seminerine gitmesi gerekiyordu. Aylardır bekliyordu bugünü. vante adlı kullanıcı vardı aklında bir yandan. Her şeyi boşverdi. Aylar öncesinde aldığı biletini, telefonunu, cüzdanını, anahtarını alıp evden çıktı. Siyah mercedesine binip yola koyuldu...

  Taehyung son kez üstüne baktı. Gayet şık ve vintage giyinmişti bugün. Kulağında yıldız ve ay küpesini, bileğine de en sevdiği tarih yazan bilekliğini takmayı ihmal etmedi. O bileklik ona şans getiriyordu. Kendisi de bunun farkındaydı. Bugünkü seminerde(!) bu şansa bolca ihtiyacı olacaktı sanarsa? Seminer salonuna gitmek için yola çıktı.

  Jimin salona vardığında baleye anahtarı verdi ve salona giriş yapmak için içeri girdi. Bir beyefendi ona seslendi ve "Park Jimin sizsiniz sanırım, lütfen beni takip edin salon bu tarafta." dedi. Jimin biraz şaşırmış olsa da beyefendiyi takip etti. Girdikleri salonu inceledi. Sadece kendisi vardı anlamadı. Beyefendi "Birazdan başlayacak semineriniz lütfen oturunuz." dedi. Zaten bir tane olan koltuğa oturdu Jimin. Anlamamıştı?

  Taehyung son hazırlıkları yapmış ve Jimin'i izliyordu kameradan. Evet vakit gelmişti, seminer başlayabilirdi. Projeksiyondan bir video yansıttı Taehyung ve her şey başladı...

  Jimin videoyu başta anlamadı ama bu videoki kişilerin Taehyung ve kendisi olduğunu fark etti. Çok fazla şaşırdı Jimin. Beraber 'Yıldızlı Gece' eserini inceliyorlardı. Taehyung diye mırıldandı.

  Taehyung hemen odaya bağlı olan mikrofonun başına geçti ve;

"Park Jimin... Evet ben Taehyung. Hani çok sevdiğin, geceni gündüzünü paylaştığın, en çoksa beraber eser incelemeyi ve kollarında uyumayı sevdiğin eski sevgilin Taehyung." dedi. Jimin sağa sola bakmaya başladı.

"Kameradan izliyorum seni Jimin. Sağa sola bakma lütfen. Şimdi yanına geleceğim. Lütfen sadece bana yarım saatini ver söz veriyorum sana pişman olmayacaksın."


Jimin kararsızdı ama çok özlemişti onu, kokusunu, sarılışını, her şeyini çok özlemişti.
İçeri girdi Taehyung. Gözleri doldu Jimin'in. Aşık olduğu beden karşısındaydı. Bir yıldır hasret kaldığı, sevdiği adam karşısında duruyordu. Çok sarılmak istedi çok. Ama yaptıkları aklına geldikçe bir kez daha nefret ediyordu ondan.

"Merhaba Jimin. Eminim şu an ne saçmalayacak bu diyorsun değil mi? Önce sana şunu söyleyeyim. Ben vante. Evet mesajlaşarak konuştuğun o sanal arkadaşın benim. Seninle görüşecektik ya, bak karşındayım."

Jimin şaşırdı bu oydu. Konuşmalar geçti aklından ve evet bazı diyalogların tanıdık geldiğini fark etmişti.

"Neden buradasın Taehyung? Neden yine geldin hayatıma? Sensiz düzen kurmaya başlamışken neden geri geldin?"

"Ben seni aldatmadım Jimin. Şimdi ise sana her şeyi tek tek açıklayacağım. Özür dilerim bensiz geçirdiğin her an için. Şimdi lütfen bana bir şans verir misin açıklama yapmam için? Lütfen Jimin çok özledim bırak aramızı tekrar yapayım en azından deneyeyim Jimin lütfen."

  Yaklaşık yarım saat boyunca tüm olanları anlattı Taehyung. Kendisinin kanser olduğunu, Jimin'i üzmemek adına ondan uzaklaşmak zorunda kaldığını ve kız olan kuzeni ile böyle bir plan yaptığını, tedavi olmak için yurt dışına çıktığını, yanına destek olması için ortak arkadaşları ve Taehyung'un kuzeni olan Yoongi'yi gönderdiğini, her anından haberdar olduğunu ve hastalığı atlatıp şu an karşısında olduğunu. Hepsini bir bir ağlayarak anlattı Taehyung. Yoongi'yi çağırdı sonra ondan da bir kez dinledi Jimin...

  Jimin duyduklarına inanamadı, şok içindeydi. Kenarda sandalyede ağlayan Taehyung'u gördükçe canı daha çok yanıyordu. Koşarak yanına gitti ve sımsıkı sarıldı. Beraber ağladılar.

  "Taehyung neden sana destek olmama izin vermedin, neden yanında kalmamı istemedin? Beraber atlatırdık neden yaptın bunu bize?" ağlarken bu soruları sordu Jimin.

  Yoongi oradan ayrıldı.

  "Jimin sen üzülme istedim. Sen üzülürsen ben daha kötü olacaktım. Hep mutlu ol istedim. Ama hastaydım, seni mutlu edemezdim. Ama bak şimdi iyileştim. Lütfen beni kabul et. Seni dünyanın en mutlu insanı yapacağım. Söz veriyorum sana."

  "Taehyung sadece güzel, mutlu zamanlarda mı yanımızda olacağız? Her koşulda, her şartta, iyi veya kötüyken yanımızda olmamız gerekiyordu. Sen gittin ben çok ağladım Taehyung. Yine çok üzüldüm."

  Taehyung sessiz kaldı. Bir şey diyemedi. Ama kendince haklı sebepleri vardı onunda ona göre...

  Taehyung elini montunun iç cebine soktu ve bir kutu çıkardı. Kutuyu açıp diz çöktü ve ellerini tuttu Jimin'in...

  "Jimin lütfen beni affet. Söz veriyorum sana hep beraber olacağız. İyi anda kötü anda her zaman. Hep mutlu edeceğim seni. Beraber yeni bir ev alırız. En baştan başlarız. Beraber yemek yaparız, çiçek sularız, sen köpek istiyordun bir tane de köpek alırız, film izleriz, beraber uyuruz.
Jimin bu isteklerimizi gerçekleştirmem için benim Ruh Eşim biricik sevdiğim
  Benimle evlenir misin?"

  Jimin'in ağlayışları hızlandı, gözleri parladı. Çok seviyordu bu adamı. Canını verecek kadar çok seviyordu. Hafifçe kafasını salladı ve Taehyung ayağa kalktı. Yüzük parmağına yüzüğü geçirdi.

  Jimin kollarını, Taehyung'un boynuna doladı, Taehyung ise Jimin'in beline doladı. Sımsıkı sarıldılar birbirlerine. Hiç bırakmayacakmışçasına.

  Mutlu bir sonzuzluğa ilk adımlarını atmış oldular...✨

•••
   Bu kurgu bir anda aklıma geldi. Taslakta bekletmeden paylaşmak istedim. Yazım yanlışlarım varsa kusura bakmayın. Umarım sevmişsinizdir.
   Oy veren, yorum yapan herkese teşekkür ederim. Umarım başka ficlerde görüşmek üzere...🖤

Starry Night VminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin