2.Bölüm

1.9K 55 0
                                    

Üzerimdeki ağırlığın gitgide kendini belirginleştirmesi ile zar zor gözlerimi açtım.Boynuma vuran sıcak havayla paniğe kapılarak başımı sola çevirdim ve çevirmemle açık kahve gözleri görmem bir oldu.

Kocaman kocaman gözlerle bana büyülenmiş gibi bakan adama baktım ve anında ağzımdan tiz bir çığlık çıktı.

Ben buraya ne zaman ve nasıl gelmiştim hiçbir şey hatırlamıyordum.
En son siyahlı adamın bana doğru yaklaştığı aklıma geldi.

SİKTİR!

Galiba şüphelenmekte çok haklıydım ama ben yine salak gibi bunu kimseye anlatmamıştım .

Gerçekten tam bir aptalım acaba kaç saattir burda uyuyordum ya da kimdi bu insanlar neden bana böyle bir şey yapmıştı kafamda milyon tane soru varken kendime gelmemle yanımdaki adamı itmem bir oldu.

Oda neye uğradığını şaşırdı.hafif dengesini kaybedip yine toparladı çok sinirli görünüyordu hatta bir ara tokat atacak gibi elini havaya kaldırdı
Sonra indirip hızla odadan çıktı.
Tekrar üstüme kitledi kapıyı.
Burda neden olduğumu ya da buraya nasıl düştüğümü bilmesemde bi an önce burdan kurtulmalıydım etrafıma bakındım pencere veya balkon gibi şeyler var mı diye
sağ tarafımda bir pencere gördüm onda da Demir parmaklıklar vardı bilidiğin hapishanedeydim şuan

sonra gözüm oradaki masaya,duvarlara yatağa,dolaba takıldı bu oda da baştan sona her şey siyahtı 
hızla masaya doğru ilerledim belki orada bişey bulurum diye orayı karıştırmaya başladığımda uzaktan birsürü fotoğrafımın çekildiğini hatta bunların bazılarının çizildiğini gördüm bu fotoğrafların çoğu 2-3 yıl öncesindendi.
Yeni yeni anlıyordum o adam başından beri vardı hep beni gözetlemiş yıllarca takip etmişti ama 3 yıl neyi beklemişti
belki de daha fazla

Kafam allak bullak olmuştu aklıma bana neler yapabilecekleri geldikçe tüylerim diken diken oluyor tüm bedenimi korku kaplıyordu artık buna dayanamayıp ağlamaya hatta etrafı dağıtmaya başladım deli gibi bağırıp açın diye kapıya vuruyordum kriz geçiriyor gibiydim sonra ise yavaş yavaş sakinleştim artık ağlamam iç çekişlerine dönüşmüştü gözlerimin şişmiş ve kanlanmış olduğuna emindim çünkü birazcık ağlasam bile hep böyle olurdu şuanki hallerini düşünemiyordum.

Ağlamaktan yorulan gözlerimi kapattım ve kendimi uykuya teslim ettim.

Kilidin açılma sesleriyle uyandım,içeri elinde tepsiyle az önceki adam girdi.Tepsiyi odanın ortasındaki sehpaya bıraktı.
-Şunu ye
Tabikide o adamın verdiği şeyi yemeyecektim.
Arkasını döndüğü an
-yemeyeceğim diyerek çemkirdim.
Ani bir hareketle arkasını dönüp sertçe
-sana yiyip yemediğini sormadım ye dedim diye bağırdı.Ürkmüştüm ama tabikide geri adım atmayacaktım.Tam kapıyı kapatıp gidecekken tepsiyi sertçe kapıya fırlattım.
Açık kahverengi gözleri bi anda siyaha döndü.

Üstüme doğru gelirken çevik bir hareketle kırılan cam kadehin bir parçasını alıp şah damarıma dayadım.

Gözlerime dolan gözyaşlarımı serbest bırakarak konuşmaya başladım.
"Bu oyun burda bitecek ve ben daha fazla sana oyuncak olmayacağım."dedim

Gözetimi kapadım ve cam parçasını daha da bastırmaya başladım.Tam o anda cam tutan elimin bir başka el tarafından çekilmesiyle gözlerimi açtım.Karşımdaki adam camı kendi boğazına dayamıştı.Çatık kaşlarına şaşkınca bakarken aynı zamanda dudaklarıma sıcak nefesi vuruyordu göğsünde duran elimin altında hızlı kalp atışlarını hissediyordum.
Sonra dudaklarından dökülen sözleri ile içime çaresizlik bulutları daha da çöktü.

Bu oyun ancak UYGAR KARAHANLI ölürse biter.

Oy ve yorum atın
ok?

Mafyanın Kadını Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin