--Frisk Gözünden--
Uyandığımda mükemmel bir koku aldım. Bu koku aynı tıpkı bu eve geldiğimiz sıradaki gibiydi. Kalktım ve yerde bir tarçınlı karamela turtası olduğunu gördüm. Tabağı elime alıp yemeye başladım.
Bittikten sonra yanıma baktım ama Chara yoktu. Sonra salona geçtim, Chara oradaydı.Ben: Günaydın.
Chara: Sanada Günaydın.
Chara telefonuyla uğraşıyordu. Bende şöminenin yanındaki koltuğa geçtim ve yanan ateşe baktım. Bizim evimiz gibi yanıyordu. Ve yine bunu hatırlayıp gözlerimden yaş akmaya başladı. Artık bunları düşünmemeliydim. Artık geleceğe bakmalıydım. Uzun bir süre ateşe bakmıştım.
--1 buçuk saat sonra--
Kahvaltımızı ettikten sonra hava almak için dışarıya çıktım. Ve düştüğüm yere gittim. Oradaki sarı çiçeklerin üstüne oturdum ve uzandım.
???: Sarı çiçekler rahat mı?
Ben: ANANIN-----
Chara: Sgsvsvsbsbsbbsbsbs seni korkutmak çok güzel. Veeeee;
Dedikten sonra bir tokat yedim.
Ben: Bu ne içindi? Acıdı.
Chara: Her seni korkutan kişinin anasına sövmek zorunda mısın?
Ben: Ne yapayım alışkanlık... Sende uzanabilirsin.
Dedi ve Chara'da yanıma uzandı.
Chara: Frisk, memnun musun?
Ben: Ne için?
Chara: Canavarlar için. Şu ana kadar ölmedin.
Ben: Heheheh! Haklısın.
Biraz daha uzandıktan sonra eve doğru yol aldık. Eve geldiğimizde Asriel bizi karşıladı.
Asriel: Neredeydiniz!
Chara: Hava aldık.
Asriel: Neyse, Anneme Snowdin'e gitmek için izin alalım mı?
Chara: Hiç gitmedim ama olur.
Asriel: Tamam!
Toriel'in yanına gittik ve yalvardık. O da izin verdi. Sonra gittik.
Harabelerden çıktığımızda karlı bir alan vardı.Ben: Şey Asriel, Burada hiç kimse yok.
Asriel: Endişelenme! İleride bir şehir var.
Biraz daha gittik ve gerçekten de bir şehir vardı. İlk gözüme çarpan şey ise bir tabelaydı.
Tabelada "Snowdin Şehrine Hoşgeldiniz!" Yazıyordu.Asriel: Geldik. Bir evde kalacağız. Evin sahipleri ise Sans ve Papyrus.
Ben: Bir dakika, Erkekler mi??
Chara: Boşver utanma.
İkiside gitmek istiyordu fakat ben fazla istemiyordum çünkü erkeklerdi. Neyse, düşündüğüm şeyi yapmasınlar yeter.
Asriel'i takip ediyorduk ve bir an durdu.
Asriel: Burası!
Chara: İyimiş.
Asriel kapıyı tıklattı ve kapıyı uzun boylu bir iskelet açtı.
Asriel: Selam Pap.
Pap: Selam Asriel, bunlarda kim?
Asriel: Bunlar kardeşler---
Aniden Chara, Asriel'e dirsek atmıştı.
Chara: Senden büyüğüz.
Pap: Neyse, ben Papyrus.
Ben: Ben Frisk.
Chara: Bende Chara. Memnun olduk.
Papyrus bizi içeri geçirdi ve Papyrus hariç herkes koltuğa oturdu.
Aniden bir kapı açıldı ve içinden kısa bir iskelet geldi.Sans: Bu ses de ne Pap?
Asriel: Selam Sans.
Sans: Selam Asriel, bunlarda kim.
Pap: Bunlar Asriel'in ablaları, Chara ve Frisk.
Frisk: Ben Frisk.
Chara: Bende Chara.
Herkes koltuğa oturdu ve biraz sohbet ettik. Bir yarım saat geçmişti.
Papyrus: Siz acıkmışsınızdır. Ben size spagetti yaptım.
Herkes masaya geçti ve yemeğe başladık.
Yemekler bittikten sonra akşam olmuştu ve yatma vakti geldi.Ben: Nerede yatıcaz?
Asriel: Koltuk benim.
Chara: Sizinkinden başka oda varmı.
Sans: Yok *bitch smile*
Papyrus: O zaman Chara benim odamda, Frisk ise Sans'ın odasında kalsın.
Chara: Farketmez. Fris----
Ben: HAYIR!!--- ehm, hayır.
Chara: Neden?
Ben: Chara, lütfen benimle mutfağa gelir misin?
Chara: Ok
Hızlıca mutfağa gittim ve konuşmaya başladım.
Ben: Sen ciddi misin!?
Chara: Pap'ın yüreği yetmez ama Sans'ı bilmiyorum.
Ben: Okulda herkes bana yavşıyor bu beni z*ker lan.
Chara: Bak, Sabah olsun bak bakıyım birşey olmuş mu? Olursa bana haber ver. Onun ağğğm--- ehm, anladın sen.
Ben: Tamam -,-
Herkes odasına gitti ve benle Sans odada tek kaldık.
Ben: Bak! Eğer yaparsan, Seni öldürürüm.
Sans: Tamam. (Muq tepki)
Sans direkt yatağa gitti ve bende zorda olsa yanına yattım. Korkuyordum.
Uyuyamıyordum. Çünkü çok korkuyordum. 1 saattir uyuyamamıştım. Sans'ın uyuduğunu düşünüyordum. Bende rahatladım ve uykuya daldım.