Prologue

782 68 54
                                    

Steve Rogers. Sıradan,uyuşuk ve görünmez bir lise öğrencisi.

Hayır hayır, zorbalığa uğrayan tiplerden değil. Sadece kimsenin onun varlığını bildiğini zannetmiyorum. Yakın arkadaşı James dışında. Liseden beri arkadaş olan annelerinin, arkadaş olmaları hakkında zorlamaları olmasaydı pekala o da olmayacaktı.

Steve bu durumdan memnun muydu ? Belki.
Bazen görünmez olmak ona sorun yaratabiliyordu. Proje görevlerine eşsiz kalıyor, spor derslerinde köşede unutuluyordu. Tüm bunlara rağmen Steve hayatının çekilebilir olduğunu düşünürdü. Eve gelince mis gibi anne yemeğiyle karşılanmak, arada bir James'le takılmak ve video oyunu oynamak fena bir hayat değildi ona göre. Ta ki liseye geçene dek.

3 yıl öncesi

Lisenin ilk günü Steve kesinlikle heyecanlı falan değildi. Fakat aynı okulda olduğu arkadaşı James için aynı şeyi söylenemezdi. Sürekli lise hakkında heyecanlı heyecanlı bir şeyler anlatıyor ve Steve ona sadece kafa sallamakla yetiniyordu.
"Dostum, ponpon kız takımı o kadar seksiymiş ki karşı takımın dikkatini dağıtarak tüm maçları alıyorlarmış !"
Steve "Senin dikkatini dağıtırlarsa koç kıçına tekmeyi basar James."diye cevapladığında James gözlerini devirmişti.
"Tabii ki ben alışık olacağım Steven."
James sporda oldukça yetenekliydi ve şimdiye dek hep okul takımına oynamıştı.

"Ya ne demezsin."

Sonunda okula girdiklerinde James sırıtarak etrafına bakıyordu.
Steve'in eline bir broşür tutuşturan kıza şaşkınlıkla bakarak sanırım artık görünmez değilim diye düşünmeden edememişti.
Steve broşürü incelediğinde bunun bir ilk gün programı olduğunu fark etmiş ve az önceki fikrinden vazgeçmişti. Bu şeyleri herkese veriyorlardı.
"James, burada 4 dakika sonra konferans salonunda bir konuşma yapılacağı yazıyor sanırım oraya gitmeliyiz."dediğinde James sırıtarak çevresini izlemeye devam ediyordu. Steve gözlerini devirdi ve "James sana diyorum gidiyoruz."dedi. Daha sonra James'i kolundan sürükleyerek konferans salonuna doğru adımladı.

***
"Ders programlarınızı müdür yardımcısı Rowena'dan alabilirsiniz." Müdür konuşmasını bitirirken salonda isteksiz birkaç alkış duyuldu. Herkes yerinden kalkmıştı ki birisi sesiyle herkesin dikkatini çekti.

"Hey hey, millet. Muhtemelen tanıyorsunuzdur ama kendimi tanıtayım. Ben Tony Stark ve benimle aynı okulu paylaştığınız için mutluluk duyun ! Ah ve lütfen, dolabımı numaranızı bulunduran kağıtlarla işgal etmeyin. Teşekkürler."
Arka sıralardan birkaç kıkırtı gelirken oğlanlar homurdanıyordu.
James "Tam bir göt deliği."dediğinde ona hak vermişti Steve. Bu bir kere çok egoistçeydi. Tamam Howard Stark'ın oğlu Tony Stark'ı tüm Amerika Birleşik Devleti tanıyordu belki ama bu gerçekten fazlaydı.

"Kesinlikle bir göt deliği."

Günümüz

Steve geri dönülemez bir biçimde Tony Stark'a aşık olmuştu.

Evet liseye geçmesiyle hayatı bu çocuk yüzünden bir nevi ters yüz olmuş, görünmezlik ona artık huzur değil, acı vermeye başlamıştı.
Tony'nin onu görmesini istiyordu. En azından arkadaş olabilirlerdi. Bu bile ona yeterdi. Gerçekten eğer Steve'in durumunda olsaydınız arkadaş olmak bile bir tür ütopik hayaldi.
Steve hiçbir zaman Tony'e ulaşabileceğini ümit etmemişti. Ta ki dolabında bulduğu o nota kadar.

"Görünmezlik. Bu senin hayatının ta kendisi değil mi Steve ? Kimse senin varlığını bile bilmiyor. Tanrı aşkına bundan kurtulmayı hiç düşünmedin mi ? Eminim ki düşünmüşsündür Rogers fakat bunu yapabilmek için bile yeterince görünmezsin. Sana bu şansı veriyorum. Popüler olmak ister misin ?"

TRUEST LIES [STONY]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin