2

573 65 21
                                    

Steve 1 hafta boyunca bir daha o gizemli kağıtlardan almamıştı. Birilerinin onunla dalga geçtiğine tam emin olacağı sırada ise dolabında tekrar bir tanesiyle karşılaşmıştı.

"Düşünmek için yeterince süre verdim Rogers. Eğer cevabın evet ise ilk görevini veriyorum. Sana adresini bildireceğim mekana akşam saat tam 9:45'de gideceksin. Merak etme ismini söylediğinde içeri alacaklar. Daha sonra barmene giderek şu cümleyi söylemen gerek. 'Ne kadar da güzel bir sonbahar akşamı değil mi ?' O da sana karşılık olarak 'Sarı yapraklar kadar güzel mi şarkılar ?' derse doğru barmenle konuşuyorsun demektir. Sana vereceği içecekleri al ve 2 numaralı masaya otur. İyi şanslar."

Steve kaşlarını çattı. Bir ajan filminde gibi hissetmişti kendini. Bunu gerçekten yapmayacaktı herhalde. Onunla dalga geçiyor olmalıydı.

Akşam saat 9:40 civarı

Steve bir elindeki adrese bir de karşısındaki bara bakıyordu. Kapıdaki korumaların oldukça korkunç ve kocaman görünmeleri bir yana Steve neden bu aptalca oyunu oynadığı hakkında tek bir mantıklı açıklama yapamayacak durumdaydı.

Korumalara yaklaşarak "Steve Rogers."dediğinde sakallı olan gülümseyerek kapıyı ona açtı.
Steve ekşi alkol ve çürük çilek gibi kokan mekana girdiğinde suratını buruşturdu.
Buralar kesinlikle ona göre değildi.
Üstelik üzerinde lakos bir tişört ile kot pantolon varken buraya ait olmadığı 100 metre öteden bile anlaşılabilirdi.
Steve etrafına bakınarak kağıtta bahsettiği barmeni görmeye çalıştı.
Daha sonra o tarafa ilerleyerek bir tanesine eliyle işaret verdi.
Siyah göz makyajı içerisinde masmavi parlayan mavi gözlere sahip barmen sırıtarak ona baktığında Steve o cümleyi söyledi.
"Ne kadar da güzel bir sonbahar akşamı... değil mi ?"kız ona boş bakışlar atarken Steve kendine küfretti.
Bunu neden yapıyordu ki ?
Kız Steve'in haline gülerek "Sadece şakaydı. Sarı yapraklar kadar güzel mi şarkılar ?"diye devam etti.
Steve biraz rahatlamıştı
"Acaba bunu sana kimin yaptırdığını bana söyleyebilir misin ?"diye sorarak şansını denedi Steve. Kız gülerken "Bunu soracağını söylemişti."diye cevapladı. Daha sonra arka taraftan üzerinde 3 tane büyük bira bardağında içerisinde kokteyl olduğunu zannettiği kan kırmızısı içecekleri alıp Steve'in önüne koydu.
Eliyle arka tarafta boş bir masayı göstererek "2 numara."dedi.
Steve iç çekerek içecekleri aldı ve boş masaya ilerledi. İçeceklerden bir tanesi dökülmekten son anda kurtulurken Steve tepsiyi son anda masaya koyabilmişti.
Boş L koltukların en köşesine otururken belki bininci defa neden bu lanet olasıca yerde olduğunu sorguladı.
Büyük ihtimal Bucky onu beş yüz kere aramış ve ulaşamayınca annesini aramıştı.

Steve içinde kurup durduğu senaryolarsan duyduğu sesle kurtuldu.
"İşte burada."
Duyduğu ses Clint Barton'a aitti. Yanındaki ise... Tony Stark ?!!
Steve şok içerisinde karşısındaki iki adama bakarken Clint çoktan Steve'in yanına kurulmuş ve masadaki içeceklerden birisini önüne çekmişti.
Tony gözlerini devirip Steve'in karşısına oturdu.

"Demek adamımız sensin. Adın neydi ?"diye sordu Clint.
Steve şoktan ne söylemesi gerektiğini bilmiyordu.
Adı neydi ?
"Ah geçenki sarışın. Kafana top gelmişti değil mi ?"dediğinde Steve onun bunu hala hatırlamasına şaşırmıştı.
Kafasını hızlıca salladıktan sonra "Şey..."diye mırıldandı.

"Tanıştığıma memnun oldum şey. Şimdi bu sene yapacağımız iş geçen senekilere kıyasla daha bomba olacak. Umarın işini iyi yapan birisindir ha ?"
Clint bardağın dibini gördüğünde Tony devam etti.
"Bakma sen ona. Öncelikle bu işe kesin var mısın bunu bilmemiz gerek. Seni gönderen adama çok güvenirim."

"Yüzünü bile daha önce görmedin ki Tony."

"Kes sesini Clint."

Steve kaşlarını çatmış karşısındaki olayı izlerken ne bok yediğini yeni fark ediyordu.

"Benden ne yapmamı istiyorsunuz ?"
Steve sesinin kesilmediği için şükretti.

Tony alaycı bir gülümseme sunarken "İşte böyle adamım."diye mırıldandı.

Clint "Açıkçası anlatması biraz sıkıntılı fakat kısaca anlatacak olursak okulumuzun müdürü aslında şekil değiştirebilen bir uzaylı."dediğinde Steve duyduğunu bir an algılayamadı.
Tony "Yavaş yavaş söylemen gerekiyordu Clint. Adamımızı korkuttun."dediğinde Steve "Bu mecaz bir söylem miydi ?"diye sordu.
Clint kahkaha atarak "Ah hayır. Bu doğru. Henüz hangi galaksiden geldiğini tespit edemedik fakat bilirsin onu biçim değiştirirken gördüm. Korkunç bir sıçana dönüşüp havalandırmaya girdi. Ah iğrençti adamım."derken sonlara doğru yüzünde iğreti bir ifade oluştu.

Tony "Her neyse şey, bu arada adım neydi demiştin ?"diye sordu.

"Söylememiştim, Steve. Steve Rogers."

"Pekala Steve."derken ona bir kart uzattı.
"Cumartesi durum değerlendirmesi için bir toplantı yapıyoruz. Onun seni hangi görevde kullanmamızı istediğini bilmesem de sen de orada ol."dedi ve masada kendine ait içeceği de alarak yanından ayrıldı.
Clint de Steve'e bir öpücük atarak Tony'nin peşinden gitti.
Steve eline tutuşturulmuş karta bakarken hala yaşadıklarını idrak edememişti.

TRUEST LIES [STONY]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin