•••
"Uyanıyor mu?"
"Bu kadar çabuk ayılması mucize olur"
"Çok ağır yaralanmıştı"Neredeydim? Gözümü açmak için kendimi zorlasam da olmuyordu. Konuşamıyordum, dudaklarım aralanmıyordu. Nefes almakta dahi zorlanıyordum. Ne olmuştu peki? Hatırladığım tek şey korna sesleriydi. Evet, evet yavaş yavaş hatırlıyordum. Annem ve babamın daha fazla tartışmasına dayanamayıp kulaklığımı takmıştım. Buğulu camdan yolu seyrediyordum. Sonra...
"Jungkook"
Bu kimdi? Konuşmalarda da anladığım kadarıyla hastanedeydim. İki kişinin sesi geliyordu. Sanırım biri doktordu ama diğeri... Sesi çok tanıdık geliyordu ama kimdi? Tanıdığıma eminim fakat uzun zamandır duymamıştım bu sesi
Uzun uğraşlar sonucu gözlerimi aralayabilmiştim. Odada kimse yoktu. Az önce sesler duyduğuma emindim. Rüya görüyor olamazdım değil mi? Hayır duymuştum. Ne zaman çıkmışlardı. Her şeyi bulanık görüyordum ve ahh! Başım cidden çatlayacak gibi ağrıyordu. Bu kadar ağrıması normal miydi? Kesinlikle kaza yapmıştık ama bu kadar kötü müydü? Kıpırdayamıyordum bile. Annem ve babam.. Onlar nasıldı? O kadar acı çekiyordum ki anca düşünebilmiştim onları. Yoksa ben mi fazla bencildim? Kafam düşüncelerden ve ağrıdan patlamak üzereyken yavaş yavaş tekrar kapattım gözlerimi. Tam o sırada Kapı açıldı. Hayıır gözlerimi açmak için o kadar uğraştıktan sonra tam tekrar kapatmışken olmaz.
"Ahh Jungkook! Yanına daha hızlı gelemediğim için özür dilerim. Neden kendi başına yola çıktın ki? Ayrıca baban nasıl arabasını kullanmana izi verdi hala anlamış değilim. Annen de izin vermezdi ki tek başına bir yere gitmene."
Ne? Neden kendi başıma yola mı çıktım? Babam arabasını bana mı verdi? Ne saçmalıyordu bu adam? Annemler arabada yok muydu? Çıldırmak üzereyim. Rüya falan mı görüyorum yoksa bu bir kamera şakası mı? Rüyada olmadığım kesin çünkü vücudumun her yerinde rahatsız edici ve şiddetli ağrılar hissediyorum. Bütün düşüncelerimden kurtuldum ve sadece bir soruyu düşünüyorum. Acaba en son hangi şarkıyı dinliyordum? Böyle bir durumda nasıl bu kadar saçma bir soru takılabiliyor aklıma?
"Dışarı çık ve kimseyi içeri alma. Beni gördüğünü de unut"
Bu kim ya? Artık çıkaramadığım sesleri duymaktan bıktım. Ama bu sesi daha önce duymadım. Annem ve babam nerede? Neden yanımda değiller? Az önce bu adam neden o şekilde konuştu? Beni gördüğünü unut ne ya? Kanun kaçağı falan mısın sen? Ya da aile düşmanı falan? Çok mu film izliyorum yoksa içinde bulunduğum durumdan dolayı bunları düşünmem normal mi? Gerçekten aklımı kaçırmak üzereyim.
"Çok güzelsin Jeon Jungkook. Seni nasıl öldürebilirim ki"
Seni nasıl öldürebilirim ki mi? Ne dedi bu? Kazaya sebep olan kişi mi yanımda acaba şuan? Gözümü açmalı mıyım? Bu yaşadıklarım çok fazla değil mi ne günah işledim ben? Bir dakika ya Jeon Jungkook mu dedi o? Jeon? Odaları karıştırıp yanlışlıkla başkası yerine beni öldürmesin şimdi bu.
Gözlerimi açmaya karar verdim çünkü yanlışlıkla öldürülmek istemiyordum. Ahh hadi ama yine mi? Gözlerimi açtım ve yine odada kimse yok. Galiba kaza beynimde kalıcı hasara yol açtı. Hayır şizofren değilim olamam. Neden ben? Dünyada o kadar çok günahkar varken neden ben? Bunları hak edecek ne yapmış olabilirim? Ya bütün hayallerimden vazgeçmek zorunda kalırsam. Bu şekilde şarkıcı olabilir miyim? Hangi şirket şizofren bir idol ister ki? Off sadece bir kaç hafta uyumak istiyorum şu an ya da bu rüyadan daha doğrusu kabustan bir an önce uyanmak•••
Telefonun bildirim sesiyle uyandım. Bu saatte kim mesaj atmıştı ki? Bakmasam ve uyumaya devam etsem daha iyi olurdu ama ikinci bildirim sesiyle uykum iyice kaçtı artık. Tam da güzel rüyalar görürken beni uyandıran aptal mesaj kimden geldi merak etmiştim
"İşini hallettin mi Park Jimin?"
"Yoksa benim yapmamı mı isterdin çünkü biliyorsun ki bu görevi çok istemiştim. Zevkle yapabilirim."Aptal adam. Ne olursa olsun onu bu işin dışında tutmam gerek. Jungkook'a zarar vermesine izin veremem. Kim olduğunu, neler yapabileceğini bilmiyor bile. Bu şekilde bize zarar veremez ki. Annesi ve babasının yaptıklarından dolayı kimse onu suçlayamaz. Hh ne saçmalıyorum ben? O çocuk için meclise karşı gelemem. Günışığı bilekliğimi aldıracak kadar hoşlanıyor olamam ondan. Zaten bu hoşlantı değil salaklık olur. Kendimi öldürtmek istemiyorum.
"İşime karışma Taehyung. Görev bana verildi."
Bu bilekliği almak için çok uğraştım. Asla kaybedemem. Ama çok güzelsin Jeon Jungkook. Senden de vazgeçemem. Tanımasan da beni. Farkında bile olmasan da sana olan sevgimin. Yine de senden vazgeçemem. Uzaktan sevmeye devam ederim seni.
•••
Saat kaç oldu, kaç gündür buradayım ve daha ne kadar kalacağım? Karnım da çok acıktı artık bir şeyler yemek istiyorum. Uyandım ve yaklaşık yarım saattir tavana bakıyorum. Karnım gerçekten çok aç. En son ne zaman yemek yediğimi hatırlamıyorum ama yemek yemeyi çok özledim. Annem ve babamı da çok merak ediyorum. Endişelenmeye başladım. Ağrılarım hafifledi bence artık gidebilirim. Daha fazla dayanamayacağım bu odada kalmaya. Hayır hayır hayır hayır hayıır... Tuvalete gitmem lazım. Odaya uzun zamandır hemşireden başka kimse girmiyor. Ama hemşireye söyleyemem utanırım. Neden neden nedeen?
"Jung Jungkook?!"
"Oww Kim Yugyeom? Uzun zaman olmuştu."
Bunun burada ne işi vardı ki şimdi? Annem burada olduğunu görse hastane yıkılırdı herhalde. Küçüklüğümüzden beri arkadaştık ama annem bir zaman sonra görüşmemize izin vermedi. İlk zamanlarda neden olduğunu anlamamıştım ve Yugyeom'la bir kaç kez gizli gizli buluştum. Bana zarar vermeye ve şiddet uygulamaya başladığında annemin sözünden asla çıkmamam gerektiğini iyi anlamıştım.
"Kim Yugyeom dışarı gelebilir misin?"
Kim olduğunu bilmediğim ama benden 1-2 yaş büyük olduğunu tahmin ettiğim biri odaya girdi ve Yugyeom'u çağırdı. İkisinin de birbirinden pek haz etmediği gözlerindeki öfkeden belliydi. Ya da dediğim gibi ben kazadan sonra biraz şizofrenleşmiştim.
"Bunu mutlaka her gün kaynatıp iç. Bugün taburcu olacaksın. Evden dışarı çıkma sakın. Evde bir sürü yiyecek var. Her gün kontrole gelmeye çalışacağım. Annenle babanın odasındaki aynanın arkasında bir oda var. O odada bu euryops çiçeğinden var. Mutlaka her gün kaynatıp iç ve asla dışarı çıkma. Asla"
Az önce Yugyeom'u çağıran kişi girip elime bir demet çiçek koydu ve ben şaşkın gözlerle ona bakarken odadan hızlıca çıktı. Onu tanımadığıma emindim ama sesini duymuştum. Evet kesinlikle duymuştum çünkü kaldığım odaya gelip beni öldüremeyeceğini söyleyen bir sesi unutmam imkansızdı. Bu oydu. *Çok güzelsin Jeon Jungkook. Seni nasıl öldürebilirim ki?* Bu sözleri söyledikten sonra dediğini yapmamı beklemiyordu herhalde. Eminim bu çiçekte bir şey vardır. Ayrıca bana Jeon Jungkook dedi. Merak ettiğim çok fazla şey var ama en çok öğrenmek istediğim şey aynanın arkasındaki oda. Öyle bir yer var mıydı gerçekten? Ya da şizofren olan tek kişi ben değil miydim? Mutlaka o adamında bazı sıkıntıları vardı. Olmalıydı bana Jeon Jungkook dedi.
Daha fazla uzatmayacağım ikinci bölümde görüşürüz. Haftada en az bir hikaye yayınlamayı düşünüyorum. Muhtemelen hepsi bu uzunlukta olur. Oy vermeyi unutmayın ve beğendiğinizi ya da beğenmediğinizi yorum yazarak belirtin lütfen. :))🖤🖤