Bölüm 12 / Direniş

9 0 0
                                    


Ilgaz'dan

Belki de ihtiyacımız olan tek şey özgürlüktü.

Derin bir nefes aldım. Gökyüzünü özlemiştim. Arabadan inen Baran yanıma gelmişti.

"Abi artık gidelim şu lanet yerden. Irmak seni bekliyor"

"Gidelim piç"

Arabaya bindim ve Irmağa sürdük. Irmak ben içerideyken taşınmıştı. Eliz'lerin oturduğu mahalleye. Arabada durduğunda arabadan indim. Irmak kapıda bekliyordu. Beni görünce çığlık atarak yanıma koştu ve boynuma sarıldı. Geri çekildiğinde ise konuşmaya başladı.

"Abi çok özlemişim seni ya. Hadi içeriye geçelim. Eliz'de içeride"

Açık kapıdan içeriye girdik ve kapıyı kapattım. Tekrar kapı çalınca Baran piçinin geldiğini anladım. Arabayı park ediyordu. Salona girdiğimde Eliz'in kokusunu duyumsadım. Salondaydı demek ki. Görüş alanıma girdiğinde arkası dönüktü. Sanki burada olduğumu  anlamış gibi direk arkasını döndü.

"I-ılgaz?"

"Ne var Eliz?" Sanki bilmiyordu çıkacağımı. Aptal kızıl.

"Ş-şey ben sadece şaşırdım. Neyse artık kalkayım ben fazla bile kaldım. Görüşürüz." Deyip gitti.

Umursamadan kendimi koltuğa attım. "Irmak, güzelim bana su getir."

Eliz'den

Ah! Sonunda çıkmıştı o lanet olası yerden. Özlemiştim onu. Hemde fazlasıyla özlemiştim. Onu görünce değişik oluyorum. Hayır, hayır! Bu kesinlikle aşk veya sevgi değil. Bu bir tür hayranlık. Onu hep arkadaşım olarak görmüştüm. Fazlası olamazdı zaten.

Eve gelmiş, üzerimi değiştirip mutfağa girmiştim. Burağa kek yapacaktım. Doymak nedir bilmez de kendileri. İddiaya girmiştik ve kaybetmiştim. Ama benim bir suçum yoktu. Kızda sorun vardı. Onun hakkında düşündüklerimin tersi çıkmıştı.

2 gün önce

"Şu kız da güzelmiş. Gidip numarasını mı istesem ne yapsam lan, taktik verin"

"Ay Burak, saçmalama. O kız sana bakmaz. Hem o öyle bir kıza da benzemiyor. O yüzden hiç heveslenme, karşimm"

"Elizbalım, sen karşine güven. Gidip alırım numarasını ama üşeniyorum ya. Yemeklerinde ayrı kalamam"

Bir cafede Burçin, Burak, Egemen, Belin ve ben oturmuş birşeyler içiyorduk. Fakat Burak birşeyler içerken aynı zamanda birşeyler yiyordu.

"Burak, zevzeklik yapma kardeşim. Adam gibi ye yemeğini sorun çıkarmadan bitirelim şu günü de." Egemen yine her zamanki gibi sakindi.

"Var mısın iddia lan." Kahkaha attı Burak. "Elizbalım, girelim iddia da kaybedeceksin."

"Orası beni ilgilendirir. Giriyor musun girmiyor musun?" Burak hâlâ salakça gülüyordu. Burçin göz deviriyor, Belin ise Egemen'in telefonuyla oyun oynuyordu. "Tövbe tövbe girmek falan ayıp oluyor karşiim. Tamam lan uzat serçe parmağını. Ben kazanırsam, meyveli kek yapacaksın."

"Serçe parmak mı? Saçmalama Burak. Ayrıca tamam lan yapacağım. Ama ben kazanırsam bana üzerinde Satürn olan o kolyeyi alacaksın." Burak bir havayla oturduğu sandalyesinden kalkarak karşı masaya ilerledi. Kızla biraz konuştuktan sonra kız ona gülümsedi. Burak da masadan kalkarak yanımıza geldi.

DüşmanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin