'1'

3.2K 183 206
                                    

Son kez yanımda ki aynadan görüntüme baktım. Sarı saçlarım alnıma dağılmış, bayık bakışlarım yüzümden 1 gram eksilmemişti. Bunu neden yapıyordum hiçbir fikrim yoktu. Sadece eğlenceli geliyordu ve bunu devam ettiriyordum. Laptobumun kapağını biraz kaldırdım ve yüzüme sabitledim. Bugün hangi aptal karşıma çıkacak ve bir şeyler zırvalayacaktı bilinmezdi. Bu uygulama bildiğiniz yaşlıların dolu olduğu uygulamaydı.

Uygulamaya iki kere tıkladım ve açılmasını bekledim. Bir yandan da elimi yanağıma yaslamıştım. Açılan uygulamayla tereddütle durdum. Bunu yapmalı mıydım? Bir şey kaybetmeyeceğimi düşünerek uygulamanın kamerama erişimine izin verdim. Kamerada kendi görüntümü görünce duraksadım. Çok mu çirkindim? Her neyse önemi yoktu. Sonuçta bu uygulamayı yaşlılar kullanıyordu ve kendime göre birini de bulacağımı düşünmüyordum. Sonuçta eğlenmek için indirmiştim.

Bir elim hala yanağıma yaslıydı ve dudaklarım öne doğru çıkmıştı. Farkındaydım güzel bir görüntü değildi ama umrumda da değildi. Her şeyi boşvererek sırada ki tuşuna tıkladım ve kimin geleceğini merakla bekledim. Yaşlı bir amcanın gelmesiyle derin bir nefes verdim ve sırada ki tuşuna tıkladım. Defalarca sırada ki tuşuna tıkladığımı ve yaşlı amcalara el hareketi çektiğimi hatırlıyordum. Sahi bu uygulama da hiç mi genç yoktu?

Sonunda karşıma genç bir çocuk çıktığında duraksadım. Belki biraz sohbet edebilirdik değil mi?

"Selam?"

Hoş bir tını duymamla bakışlarımı ekranda ki yüzün de dolaştırdım.

"Selam."

Kısaca elimi kaldırdım ve tekrar yüzüme yasladım.

"Küçük duruyorsun."

Bana yöneltilen soruyla dişlerim gün yüzüne çıkacak şekilde gülümsedim.

"93 doğumluyum ve adımın üzerine yemin bile edebilirim benden küçüksündür."

Genç çocuk utangaçlıkla gülümsemiş tek kaşını soru sorar biçimde kaldırmıştı.

"Sana hyung demeli miyim?"

"Ah hayır. Gerek yok."

Küçük bir gülümsemeden sonra bakışlarımı kameranın gösterdiği kadar yüzünde dolaştırdım. Siyah saçları ve aynı renkte küçük gözleri vardı.

"Sahi bu uygulama da ne işin var?"

"Eğlence?"

Tek kaşını kaldırmış meraklı bir şekilde bana bakmıştı.

"Nasıl bir eğlence?"

"Aklında ki gibi değil velet."

"Oh desene yakalandım."

Küçük bir kıkırdama salmış ve ciddiyetle boğazını temizlemişti.

"Her neyse benim gitmem gerek umarım tekrar karşılaşırız."

"Umarım ufaklık."

Kapanan kamerayla kısa bir şekilde ekran da bakışlarımı dolaştırdım. Bir yandan acıktığımı da hissedebiliyordum. Yerimden kalkarak hızlı adımlarla odamdan çıktım ve mutfağa ilerledim. Tezgahın üstünde ki bisküviyi görünce sevinçle gülümseyip elime aldım. Yanına soğuk içecek de koyup hızlıca tekrar odama ilerledim.

Kalktığım sandalyeye tekrar oturdum ve tek elimle sırada ki tuşuna bastım. Diğer elimde ki bisküviyle kulplu bardağı masaya bıraktım. Sarı saçlarım iyice dağılmış ve gözümün önünü kapatıyordu. Elimle ittirerek gözlerimi açığa çıkardım ve kulplu bardağı tutarak dudağıma götürdüm. Birkaç hışırtı sesiyle bakışlarımı ekrana sabitledim. Gördüğüm görüntü karşısında gözlerimi şaşkınlıkla araladım.

Tam olarak karşımda çıplak bir genç vardı ve gülerek bana bakıyordu. Gördüğüm kadarıyla sadece üst vücudu çıplaktı. İçtiğim içecek genzime kaçtığında kısa bir öksürük krizine girdim ve elimde ki bardak kayıp tamamiyle üstüme döküldü. Verdiği soğukluk hissiyle hızlıca ayağa kalktım ve oturduğum sandalye de geriye düşerek zemin de tok bir ses çıkardı.

"Üzgünüm!"

Duyduğum melodik sesle bakışlarım gencin yüzünde dolaştı. Kendi kameram da sadece üst vücudum gözüküyordu. Birkaç adım geriye gittim.

"Asıl ben üzgünüm bir an öyle görünce anlarsın ne tepki vereceğimi bilemedim."

Küçük kıkırdayışla tekrar bakışlarımı ona yönlendirdim. Tanrı aşkına bir ses bu kadar güzel olabilir miydi? Özgürce üst vücudunu bana karşı sergiliyordu ve yüzünde tek bir utanç yoktu. Asıl gördüğüm gibi onun yerine ben utanmıştım.

"Ben hemen üstümü değiştirip geleceğim."

"Önümde de değiştirebilirsin."

İddialı cümleleriyle tekrar ona bakmamı sağlamıştı. Tanrı aşkına dediklerini kendisi duyuyor muydu? Arsız bir herife benziyordu ve bu garibime gidiyordu.

"Böyle bir şeyi yapamam."

Genç çocuk tekrar gülmüş güzel sesinin kulaklarıma ulaşmasını sağlamıştı. Kameranın odağından çıktım ve dolabımdan beyaz bir tişört alarak üstümdekini çıkardım ve kenara koydum. Bu tişörtü daha sonra kirliye de atabilirdim. Elimde ki beyaz tişörtü kafamdan geçirerek giydim ve seri adımlarla tekrar sandalyeme oturdum.

"Yani birisini karşımda böyle görmeyi beklemezdim."

"İş üstündeydim anlarsın ya."

Bana göz kırparak tekrar kıkırdadı ve arsız dolu bakışlarla yüzümü inceledi.

"Oh o zaman bölmek istemezdim."

"Sorun yok. Bölmüş sayılmazsın daha iyi hissediyorum diyebilirim."

Elimi enseme atarak kaşıdım ve onu dikkatlice süzdüm. Karın kasları uzandığı için daha fazla belli oluyordu ve şişik penisi boxerinin üstünden dikkat çekiyordu. Eh orası da çok gözüktüğü söylenemezdi. Derin bir nefes alarak tekrardan bakışlarımı gencin yüzüne odakladım.

"Bana adını söyleyebilir misin? Belki ilerleyen zamanlar da ihtiyacım olabilir."

Küçük gülümsemesiyle bana bakmıştı. Gamzeleri dikkat çekiciydi, bakışlarım bir süre o küçük noktalarda gezindi.

"Üzgünüm ismimi söylemiyorum."

"Oh pekala. O halde sorun yok."

Sanalda ki insanlara güvenmezdim ve yüzünü yeni gördüğüm birisine de ismimi söylemezdim. Sonuçta insanların ne yapacağını bilemezdik.

"Cidden bununla durmak çok zor."

"Ne?"

Eliyle alt tarafını gösterdi ve dudaklarını büzdü. Böyle şeyler gayet normaldi ve benim için sorun da olmazdı. Biseksüeldim ama etkilendiğimi de düşünmüyordum. Sonuçta ev arkadaşımın inlemelerine alışıktım ve etkilendiğim de söylenemezdi.

"Sorun yok devam edebilirsin."

Ben bile dediğime şaşırmıştım onun şaşırması da gayet normaldi.

"Gerçekten mi?"

Kafamla onu onaylamış ve küçük bir kıkırtı salmasına neden olmuştum. Yani umduğum şey etkilenmememdi.

~°~

İlk defa bu tarz da yazıyorum kestiremedim nasıl bir şey olacağını xhdnxhz

Lovėly 'SopėHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin