Bölüm 4

34 34 0
                                    


çıktım evden bin tane düşünce var ama kafamda, bu düşünceler esnasında arabamın yanına gelmişim, telefonum da arabadaydı baktım 13 cevapsız arama, annem aramış, bir kere de dayım aramış, diğer köyde çekmeyen hat burada çekiyordu, iki köy arasında 500 sene vardı sanki, annemi aradım ilk merak etmiş habersiz çıkınca sabahtan beri yoksun niye haber vermedin vs, gezmeye çıktım öyle arabayı park ettim yürüyüş yaptım falan diye bir bahane buldum kapattım, sonra dayımı aradım bize gel beni al seninle köye gidelim bir yeğenim dedi, nerden çıkmıştı bu, hocadan duyduklarımdan sonra o köye nasıl gidecektim, dayım konuşmaya devam etti, geline ne alınacak bu konuda adetleri falan neler, usüllerini sormak lazımmış, anneannen diyor bak onu veriyorum dedi, anneannem aldı telefonu, oğlum onlar 3 hafta sonra gelin dedi ama dünürleri ziyaret iyi olur hem adetlerinde geline ne hediye gider ne takılır bunları soralım ki düğünde mahçup olmayalım geçen sefer biliyorsun pek birşey konuşamadık, dayınla bir gidin gelin dedi, ben 3 hafta sonrasının hesabını yaparken dayımla anneannem beni gün o yasak yere gönderiyordu, belli etmemem lazımdı, tamam gidelim dedim kapattım telefonu sigara yaktım, şehre varınca dayımlara sürdüm, indi bu aşağıya 10 dakika da beni bekletti üstüne, niye suratsızsın lan hayrola 10 dakika beklettim diye mi dedi, keşke 10 saat bekletsen de şu köye götürmesen diye geçirdim içimden, yorgunum biraz ani oldu bu köy işi bugün pek beklemiyordum dedim, birşey olmaz sen de evleneceksin yakında yeğenim alış böyle şeylere diyordu, evleneceğin şeyin ne olduğunu gittiğimiz köyün neresi olduğunu bilsen böyle rahat konuşur muydun acaba, ikindi vakti olmuştu bu arada, yola koyulduk 1.30 saat kadar sonra köydeydik, hayat belirtisi olmayan yasak köy yine karşımda duruyordu kapıyı çaldık karahasanın basri açtı, ne arıyorsunuz burada dedi

dayıma baktım ne diyecek diye, basri amca dedi dünürümüz olarak bir ihtiyacınız bir diyeceğiniz var mı onu sormaya geldik, bir de adetlerinize göre düğün günü bizden ne hediye beklersiniz, basri dik dik bize bakıyordu, kapıda konuşuyorduk içeri dahi davet etmedi, bir süre durduktan sonra takı hediye istemeyiz kendiniz gelin kafi dedi, dayım bir hayli şaşırdı hoşuna da gitti muhtemelen zira cebinden para çıkmadan gelini alacağını düşünüyordu, kendimi sıkıyordum farklı düşüncelere dalmaya çalışıyordum, onların yasaklı varlıklar olduğunu bu köyün yasaklı köy olduğunu bildiğimi anlarlarsa orada bana akıl almayacak şeyler yaparlardı, lafa girdim o sırada hem korktuğumu belli etmemek adına hem de kendimce kahramanlık yapacağım ya belki içerde dayım birşeyler farkeder de bunların etkisinden kurtulur diye düşünüyorum aklımca, kendime yoldaş arıyorum, çünkü kaldırmak kolay değil üçü büyülenmiş halde ben tek başıma hepsinin adına mücadele etmeliyim, basri amca dedim içeriye davet etmeyecek misin bizi, yan yan baktı bana, içeride misafir var lakin çok istiyorsanız girin dedi isteksiz bir tavırla, dayıma baktım o girerlim derse girecektim hadi girelim dercesine kafasını salladı ve eve girdik, girişteki odada 4 tane adam oturuyordu basriyle birlikte 5 kişiydiler, biz de girişteki odaya oturacaktık adamların yanına, selam vermedim dayım da vermedi oturduk direk, diğer odanın kapısı açıktı o odaya gözümün ucuyla bakmamla dehşete düşmem bir oldu, bir halka oluşturacak şekilde 9-10 tane çarşaflı kadın ayakta yere bakar halde duruyorlardı, bir heykel gibi sanki, hiçbir hareket yoktu, ben dondum kaldım, kadınları normal bir türk kadını gibi düşünmeyin çok uzun boylu çarşaflı kadınlar, kadınlardan birisi bir anda boynunu bana çevirdi yere bakar halde boynu bana dönüktü, nasıl farketmişti onlara baktığımı

o an dünyadaki herşeyden çok gözlerini görmek istedim, şimdi düşününce böyle birşeyi nasıl istemiş olabilirim diyorum? ama evet en çok gözlerini görmek istedim, lakin kaldırmadı kafasını, tüm bu olay 2-3 saniye falan sürdü sonra hemen kapıyı kapattı, ben hayatımda böyle bir manzarayla karşılaşmamıştım, basrinin sesiyle irkildim, biz de köy ahalisi ile düğün hazırlıkları hakkında konuşuyorduk dedi, nasıl bir ahali ise susup dik dik bize bakıyorlardı, birden şaşırtıcı birşey söyledi, biz bu köy ahalisi olarak hepimiz kardeşiz dedi karahasanın basri, nasıl yani? bu köydeki her erkek birbiri ile kardeş aynı şekilde her eksik birbiri ile kardeş, eksik demekle kadınları kastediyordu, yani köydekiler 2 farklı aile olarak birbirinin akrabasıydı, o zaman 2 soy vardı bu köyde kadınların ve erkeklerin geldikleri soylar, peki çobanın yaktığı köydekiler de bunların akrabası mıydı yoksa onlar farklı soydan varlıklar mıydı en çok bunu merak ediyordum, dayım basrinin bu sözlerine bile şaşırmadı bomboş biri gibiydi büyünün etkisiyle, herşey normalmiş gibi söze girdi var mıdır ahalinin bir isteği dedi, konuşmadılar dik dik bakmaya devam ettiler, dayı dedim gidelim artık, bize müsaade dedi dayım çıktık evden arabaya bindik, dayım herşey normalmiş gibi davranıyordu, içeride 4 tane konuşmayan adam, diğer odada ayakta duran çarşaflı kadınlar, normal bir insan şu manzaraların çeyreğini yaşasa o köyün civarından bile geçmez ama aileme öyle bir büyü yapmışlardıki normal bir gelin evi gibi algılıyorlardı bu varlıkların yasak evlerini ve yasak köylerini, ormanı geçtik yine düzlük alanda çobanı gördüm arabayı durdurdum dayım nereye gidiyorsun dedi, çobana diyeceğim birşeyler var sen burada bekle dayı dedim, selam verdim çoban beni görünce şaşırdı ve huzursuz oldu bu açık açık belli oluyordu yüzünden, selamımı aldı yine de, hocanın yanına vardım dedim, iyi etmişsin dermanın olur inşallah dedi, sonra arabaya baktı, arabanın içindeki dayımı süzdü bir süre, dayım farketmişti çobanın ona baktığını, ne oldu çoban emmi dedim niye bakıyorsun dayıma, bu büyülenmiş oğlum haberin ola dedi, biliyorum dedim zaten buralara gelme amacım ailemin kurtulması bunların şerrinden, beni mazur gör oğlum dedi ömrüm dağlarda geçti görmemem gereken şeyler gördüm duymamam gereken şeyler duydum, sendeki varlıklar bu yaşıma kadar gördüklerimden şerli, lakin sendekilerden beter sadece bir olay gördüm bu yaşıma kadar o gün bu gündür aha bu tepelerden ve köyümden uzaklaşmam, daha şerli ne gördün dayı dedim anlat

Kayıp KöyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin