gelinine nasıl bir büyü yapmıştı da gelini şimdi hem ondan hem çocuklarından intikam almaya çalışıyordu, büyük dayıma kim bilir neler yapıyordu bizden uzakta, onunla çok samimiyetim olmamasına rağmen içim cız etmişti, akrabamdı sonuçta öz dayımdı ailemdi, sorunu anneannemleyse neden benim annemi ve dayılarımı da bulaştırıyordu bu işe, onların ne suçu vardı? nasıl bir kin vardı ki kadında sadece anneanneme zarar vermek ona yetmiyordu, onun bu acımasızlığı ve tehditleri karşısında benim de nefretim katlanmıştı, işin ucunda ailem vardı, en çok şaşırdığım şey ise dünyada şerli varlıklarla en son uğraşmasını bekleyeceğim kişi olan anneannemin yengeme büyü yapmış olmasıydı, bunlar yengemin sözleriydi ama sesinden doğruyu söylediği anlaşılıyordu, zaten hocamın dediği gibi yalan söyleyemezdi, yani anneannem büyü yapmış veya yaptırmıştı onlara bu kesindi, birden kalkıp anneannemin evine gidip bunu sormayı düşündüm ama en son bana dediklerinden sonra gidemezdim, kadın varlıkların etkisi altındaydı benimle sağlıklı bir şekilde konuşamazdı, elime bir poşet aldım banyomuzda bakır bir tas vardı onu koydum poşete, bimdeki küçük le colaları bilirsiniz onlardan vardı evde birini açtım mutfakta lavaboya döküp iyice çalkaladım sonra banyodan doldurdum onu da koydum poşete, yengemin annesinin ismi de aklımdaydı, yengemin adını zaten biliyordum, yaptıklarının sebebini de öğrendikten sonra hocamın evine gitmeye hazırdım, anne ben gidiyorum dedim, nereye oğlum dedi dolaşacağım biraz dedim çıktım, aşağıda da babamla karşılaştım işten gelmişti, ona da aynı açıklamayı yaptıktan sonra saate baktım vakit ikindi olmuştu atladım arabaya sürdüm hocamın köyüne doğru tekrardan, sigara üstüne sigara yakıyordum zira bir bilinmeze doğru gidiyordum, hocaya güvenmekten başka çarem yoktu, bu düşünceler arasında köye vardım, çıktım yamaca çaldım hocanın kapısını açan olmadı oturdum evin dibine bir sigara yaktım hocayı beklemeye başladım akşam olmasına az kalmıştı
sigara bitince kalktım tekrar kapıyı çaldım belki içeride namaz falan kılıyordur bitirmiştir düşüncesiyle, gerçi ikindiyle akşam arası ne namazı kılacaktı üstelik akşama dakikalar kala, ama bir umut işte, açan olmadı yine tekrar oturdum evin dibine, akşam ezanı okunmak üzereydi, camiye uğramadan gelmiştim evin önünde otururken aklıma geldi camide olabilirdi hoca, tekrar köye inmeyeyim bekleyeyim en iyisi ezanı okuyup namazı kıldırsın sonra nasılsa evine gelecek diye düşünüyorum, poşetimi de yanıma koydum bir yandan da kulağım camide hocanın ezanı okumasını bekliyorum ama hala okunmadı, bir beş dakika daha bekledikten sonra ezan okunmaya başladı ama ses hocamın sesine benzemiyordu, ezanı sonuna kadar dinledim bu kesinlikle hocam değildi, evde yoktu ve ezanı okumadığına göre camide de yoktu, neredeydi bu adam, kalktım ayağa başladım civarı gezinmeye köye bakıyorum yamaçtan, insanlar camideler sokaklar boş kimse yok, evin arkasına dolandım yamaç olduğu için arka ormana gidiyordu, girişine geldim bakıyorum ormana doğru, uzakta bir karartı gördüm daha derinlerde ormanın içindeydi bu karartı, biraz daha içine girdim ormanın, ağaçlığın sonunda biri duruyordu, yürüdüm yürüdüm biraz daha yaklaşıp bakınca daha net gördüm hocamdı bu, aramızda 50 metre falan vardı, ama bir tuhaflık vardı ayakta durmuş yere bakıyordu, kafası bana dönük bir haldeydi ama sürekli yere bakar vaziyette duruyordu hareketsiz bir biçimde, hocam ben geldim diye bağırdım, tepki vermedi, biraz daha durduktan sonra arkasını döndü gitti, nereye gidiyordu girdim iyice ormana doğru arkasından, akşam olmasıyla beraber iyice karanlıklaşıyordu ortalık, telefonum cebimdeydi çıkardım ledini yaktım şarjım azdı ama telefonun ışığı olmazsa iyice azalacaktı görüş mesafem, akşam iyice bastırıyor karanlık artıyordu, yarım saat falan gittim hocamın gittiği yoldan, baktım ileride yine aynı şekilde duruyor, hocam bekleyin benim dedim, yine hoca hızla başka bir yola saptı ben de gittim peşinden
gitmemeliydim ama ne kadar büyülenmemiş olsam yahut öyle zannetsem de etki alanlarındaydım yani, bunu anlayamazsınız gidiyorsunuz o an aklınızda o hocan değil sakın gitme hatta kaç kaçabildiğin kadar düşüncesi olmuyor, aksine hocanın silueti var o senin hocan git peşinden düşüncesi oluyor, varlıklar fısıldıyor git git git takip et git peşinden, şuanki aklım olsa hocayı bırak tüm şehri görsem gider miyim o ormana? takip etmeye devam ettim ama çok hızlıydı, onun yaşında bir adamın böyle gitmesi mümkün değildi ama oluyordu işte gidiyordu adam, böyle böyle giderken hocam bir tepeden aşağı indi koştum indiği tepeye, bunlar istasyonlar değil miydi? hoca beni hammatşeri tepesine getirmiş kendisi de koşa koşa yasak köye girmişti, ne oluyordu hoca niye beni oraya getirmişti, ayaktaydım dondum kaldım, köy karşımda duruyordu hammatşeri tepesinden net olarak görüyordum poşetim de hocanın evinin önünde kalmıştı, elimde telefonun ledi parlıyor kapatmak aklıma dahi gelmedi izliyordum sadece köyü, yine bütün kapılar pencereler açık ve köy ahalisi meydana doğru toplanıyordu ayakta durmuş şok ve şaşkınlıkla onları izliyordum ama bu sefer bir fark vardı boğulduğunu gördüğüm çocuk eliyle ahaliye beni işaret etti bütün yüzler bana döndü çarşaflı kadınlar erkekler hepsi bana döndü erkekler yüzüme bakıyor kadınlar yüzleri bana dönük halde yere bakıyordu, çocuk bağırdı hammatşeri cinna ... , hareket edemiyordum hep bir ağızdan bağırmaya başladılar hammatşeri cinna ... , bağıramıyorum ağlayamıyorum heykel gibiyim kımıldayamıyorum ben tepedeyim onlar köyde ama hepsi birden beni tutuyor sanki, nasıl mümkündü bu? omzumu biri tuttu var gücümü kullanıp kafamı çevirdim
bu hocamdı eliyle omzumu tutuyor hızlı hızlı birşeyler okuyordu, üzerimdeki tonlarca ağırlık kalktı çabuk dedi gel benimle nefes nefese kalmıştı, elinde bir ip vardı bir ucunu bana verdi diğer ucu ondaydı ne olursa olsun bu ipi bırakma dedi, kafamı salladım tamam diye, hoca önde ben arkada hızlı hızlı geldiğimiz yoldan gidiyorduk kafamı çevirdim arkama bakmak için, çarşaflı kadınlar tepeye çıkmış ayakta ve yönleri bize dönük ama kafaları yere bakar şekilde duruyorlardı, nasıl çıkmışlardı bir anda oraya, akıl almaz bir hızları vardı, ışınlanıyorlardı sanki, yürü dedi hoca çabuk ol, hemen kafamı çevirdim hocama doğru elimde ip peşinden gidiyordum, dur dedi hoca birden, durdum oturdu hoca birşeyler okumaya başladı, neden durmuştuk, yere baktım taşlardan bir çember oluşturmuş hocam benim yanıma gelmeden önce önlem almış olmalıydı, yerden kafamı kaldırmamla çığlık atmam bir oldu, çarşaflı kadınlar çemberin etrafını sarmış 10 santim dibimizde etrafımızı saran bir halka oluşturmuşlardı, etrafımız tamamen onlarla çevriliydi hiç erkek yoktu sadece onlar vardı, ayakta duruyorlar yere bakıyorlardı, hocam hala okuyordu okuyordu, bir ara sustu bana baktı, etrafına bakma, ne görürsen gör çemberden çıkma, öyle bir titriyordum ki elimdeki ip sallanıyordu, kafamı yere eğdim ağlıyordum, çok yavaş bir mırıltı duyulmaya başladım giderek artıyordu, etrafımızdakiler hepsi birden söylüyordu sözleri, çoğaldı çoğaldı, cinna h... el m... cinna h... el m... cinna h... el m... el m... hepsi sürekli bunları tekrarlıyordu, hocam hala okuyordu hala okuyordu, sonra birden bana baktı çok yüksek bir sesle bağırdı kopar ipi, ve ipi koparmamla etrafımızdakiler yok oldu, hocam kan ter içinde kalmıştı, otur dedi zira hala ayaktaydım, oturdum, sabah ezanına kadar burada bekleyeceğiz
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kayıp Köy
HorrorAnlatacaklarımı 21 yaş ve üzerindekilerin okumasını tavsiye ederim zira kaldıramayabilirsiniz, ben alıştım artk normal geliyor aynada kendimi başkası olarak görmek yahut benden 900 km uzaktaki kardeşimi aynı evde görmek, bir sigara yakıp başlıyorum...