Gecenin ilerleyen saatlerinde annem ile babam uyuyunca elime bir kağıt kalem alıp Adrian’a göz yaşlarımla yazmaya başladım. Sabahına mektubu postalayıp yolladım. Birde mektubun içine ev telefonumuzun numarasını eklemiştim.
1 hafta sonra Adrian ile ablam aramıştı. Adrian’nın sesi endişeli, ablamın ise ağlamaklı geliyordu. Ablamın sesini dahi o kadar özlemiştim ki.. Mesafelerimize aldırmadan telefonda uzunca dertleşmiştik.
Evimizin taşınma aşaması başlamışken babam hastaneye gidip geliyordu. Evimize neredeyse yerleşmişken, babam yalımıza girdiğinde yüzünde yorgun bir tebessüm vardı. Hala jelatininden çıkarılmamış sandalyeleri kenara çekti ve oturmamız için bizi yanına çağırdı.
“Böbrek.. Biri bana böbrek nakli yapıyormuş..”
Derince bir nefes aldı.
“ İsmi de; Adrian Garner.”
Babam mutluluktan ağlamaya başlayınca ben de tam sırası olduğunu düşünerek tüm bu iş imkanlarının Adrian’ın sağladığını, onunla mektuplaşmalarımızı, kısacası her şeyi anlattım.
Bu konuşmamız üzerine aradan 4 ay geçti.
Ve ben bugün bunları yazıyorum.
Güzel manzaralı yalımızda ablam ile annem kahvaltı masasını kuruyor.
Babam ile Adrian ise Kanada ile Türkiye’de ki spor takımlarının karşılaştırmasını yapıyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YENİ HİKAYEM. İsim Önerilerinizi Bekliyorum..
General FictionDin, dil, kültür.. Bunların hiçbiri önemli değil. Önemli olan insanın kalbidir. Kalbi güzel olanın hikayeside güzel biter..