Kiraz Mevsimi /EXO

25

-ben nerede yatacağım?

Krisin bana bakıp gözlerini devirmesiyle, bakışlarımı çektim. Kendimi yeterince rahatsız hissediyordum.

Kris daha çok hissettiriyordu böyle...

Buraya gelmemeliydim, kesinlikle gelmemeliydim.

-kucağımda yatacaksın

"NE?" Birden bağırıp ayağa fırlamam ile 2 adım gerilemişti.

Cidden!

-Ne bağırıyorsun be ayı?

-Ayı değilim ben!

Şişko değildim. Kesinlikle değildim.

Tamam belki bir, iki kilo almıştım fakat şişko değildim ben.

-Şaka yapmıştım. Tao kilo takıntın falan mı var?

-Hayır yok.

Kesinlikle vardı ve hafta sonu diyete başlıyordum.

-Boş yapma da nerede uyuyacağımı söyle

-Dedim ya kucağım da

-Kris!

-Tao tek bir yatak var, Chan'ın odası yoktu. Yerde yatıyordu salak cocuk. Ve bu ev tek bir yatak odalı. Salonda ki koltuklarda yatamazsın yeni temizlettim. 2 seçenek var,

-onlar ne?

-Ben ya da yatak

-Ne?

Cidden...

Kafayı yiyecektim Biraz sonra.

-Bir daha tekrar etmeyeceğim Tao

-Ne dediğini anlamadım, ot beyinli misin? Seninle yatmamı mı istiyorsun?

(Kris'ten devam)

Tam anlamı ile öyle dememiştim.

Fakat Şu çingene ayısını delirtmek için her şeyi yapardım.

-Evet, sandığımdan da zekiymişsin, çingene ayısı

Tao kedi gibi bedenini gereken, her an saldıracak bir pozisyona geçmişti.

-Bana bak ırz düşmanı. Ben o sürtüklerine benzemem. Ben kimseye benzemem alırım ayağımın altına. Kris delirtme beni.

-Ayağının altına değil de, ben seni altıma alacağım kesin.

-BANA BAK IRZ DÜŞ-

Tao cümlesini tamamlamadan üzerime atlamasıyla, boynuma sarılması bir olmuştu.

Dengemi sağlamak için üzerime çıkan tao'nun poposunu tutmuştum.

Fakat bu parlak bir fikir değildi, çünkü daha çok sinirlenip debelenmeye başlamıştı.

Haliyle ben de daha fazla - ayakta- duramayıp yeri boylamıştım.

Tao'da benim üzerime düşmesi ile yutkundum.

Bu aralar abaza gibi etrafta dolandığım yetmiyormuş gibi, şu maymuna da dikeldiğime inanmıyordum.

-Sen var ya sen BAK SENİ ANLATMAYA KELİMELER YETMİYOR, AGZINA VURA VURA ÖLDÜRÜRÜM SENİ KRİS, AH DELİ- AY KAPI ÇALIYOR

Tao yerinde zıplayıp üzerimden kalkmaya çalıştığında gözlerimi sımsıkı yumdum.

Kafamda şimşekler çakıyordu. Oturduğu yer hiç iyi değildi...

-Hav

Agzımdan çıkan kelimeye inanıyorken, Tao'nun bana garip bakmaya başlaması ile yutkundum. Ateşler basmıştı ve ben bu duyguyu çok iyi biliyordum.

-Bunu sormayacağım, kapıya bakmaya gidiyorum, burada dur.

Üzerimden hızla kalktığında derin bir nefes aldım, kendi eviymiş gibi davrandığını sorgulayamıyordum bile...

İçeriyi ayak sesi doldurduğunda yerden kalmayıp kafamı kapıya çevirdiğimde gözlerime inanamıyordum.

ÇÜNKÜ SULAY EL ELEYEYDİ.

Sanırım şimdi ebemi tersten görüyordum.